Selam Sevgili Dostlar; Sevgili arkadaşım, güzel adam Ertuğrul Akbay’ı anmak istiyorum bugün. Hoş ve eğlenceli adamdır. Aramızda 15 yaş olmasına rağmen bana adıyla hitap etmemi söylerdi ama ben her seferinde “Ertuğrul Abim” demeyi bırakmadım. Ertuğrul Abimi hep kıskanmışımdır! Ertuğrul Abi gençlik iksirini keşfettiğini düşünüp 2014’te “Yaş 75 Yolun Yarısı” adlı kitap yazdı. Sağlıklı yaşamın sırrını anlattı. Allah uzun ömürler versin sana Ertuğrul Abi! Gerçekten az önce dediğim gibi Ertuğrul Abimi hep kıskanmışımdır! Sır küpüydü. Dostlarını hiç üzmedi. Rahmetli Turgut Özal’ın siyasetteki ilk günlerinden itibaren en sevdiği gazetecilerin başında Ertuğrul Abi gelirdi. Merhum Süleyman Demirel de pek severdi kendisini. Sevmemek mümkün değil zaten. Dedim ya, eğlenceli, yaşamın hakkını vererek hayat süren biridir abimiz. Yıllarca “Gölge Adam” diye bir siluetle neler yazdı neler! O’nunla sırlarını paylaşan, dönen dolapları anlatıp ayak oyunlarından haberdar eden hiç kimseyi satmadı. Ertuğrul Abimin tüm amacı, kendisini güvenilir bulup bi takım şeyleri anlatanları açıkta bırakmamaktı! Hala da anlatmaz. Bilirim ki mezara götürecek! Ben de dostlarımın haber ettiği medya dünyamıza dair konuları Ertuğrul Abimi örnek alıp “Keskin Kalem” adıyla sizlere ulaştırıyorum. Günlerdir telefonlar susmuyor! “Keskin Kalem” kim diye sorup soruşturuyorlar. Araştırmacı gazeteci Uğur Abimiz başta olmak üzere bir dolu dost “Keskin Kalem” toto oynuyormuş! Tutturana büyük ikramiye benden, bir kasa hamsi ve yanında 10 kilo mısır ekmeği. Malum memleketimin geleneksel lezzeti ve çok değerli! Medyaradar ailesi benim gibi altın veren tavuğu niye kesmeye kalkışsın yahu! * * * TV SPİKERLERİ İÇİN ERKEN KARNE -3- İki gündür karnemi seven de var nefret kusan da. “Bunlar Keskin Kalem’in değerlendirmesidir. Ben, bana göre görüş dile getiriyorum” hatırlatmamı bi daha yaptıktan sonra… Gelelim TV spikerlerinin “erken karnesi”nde 3. bölüme! CNN Türk Emin Çapa, sayende çok şey öğreniyoruz. CNN Türk’ü yöneten beyler yüzünden mi, yoksa senden mi kaynaklanıyor? Bilemem. Ama n’olur sabahtan akşama 3-5 defa ekranda ol. Çok şey öğreniyoruz senden Emin Bey! Gençler pek bilmez ama inanın sizin için çevremdeki birçok dost “beyefendi, samimi, tam bir ‘Büyük Lugat-Meydan Larousse’ gibi adam” diyor. Hastayım vesselam! Cem Seymen, daha bir sunucu olsa, lise ve üniversite hocalığından vazgeçse. İzlemeye doyum olmayanlardan. Yani ana CNN’deki Richard Quest gibi. * * * A HABER 2011 yılında kumandamızda yeni bir haber kanalının daha olacağını duyduğumda “memleket medyasının en acil ve en önemli ihtiyacı” diye tebessüm etmiştim. İflah olmaz bir AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kanalı olmasını bir yana bırakarak analiz etmek için çabaladım, ama beceremedim. Yine de siyasal propaganda fabrikası yönünü bir yana koymak gerekir. Vallahi dostlar en zor yazılarımdan biri vallahi. CNN Türk’ün CHP Milletvekili adayı olmuş, hatta yöneticiliğini de yapmış ekran yüzleri sayesinde Keskin Kalem için kim ne laf ederse etsin diyorum! Bu yüzden kimse kimseye yandaş falan filan demesin. Bırakın bu boş etiketlemeleri. Hepiniz tarafsınız! Hem sevgili dostlarım, bu saatten sonra, gelmişim 60 artı yaşlara ve yaranma falan derdim de yok! Hele hele benim gibi dünya meşgaleleri için gemileri yakmış, Karadeniz yaylalarında hayatı kucaklamayı tercih etmişseniz, doğruya doğru diyorsunuz. * * * A Haber apaçık AK Parti’nin sesi bir kanal. Zaten kendileri alenen basbas bağırıyor. Yani takiye falan filan yok! Aleniler. Apaçık tavırlarını da ortaya koymaktalar. Tıpkı Halk TV gibi yani. Konuyu bu yönden gören daha gerçekçi ve dürüst olur! Ben A Haber'in haberle ilgili reflekslerine, gündem belirleyişine hayranım! Gerçi keşke zaman zaman itibar infazları yapmasalar, hedef gösterircesine suçlayıcı haberler hazırlamasalar, nefret söylemlerinden uzak dursalar. Kısacası memleketin tüm renklerine “öteki muamelesi yapmadan” çok çeşitli, toplumun her kesimini kucaklayan bir haber kanalı olsalar. Valla billa 10 numara 5 yıldız derim. Tüm bunları bir kenara bırakınca, av tutkunu Yüksel Altıntaş ile Abdulhalik Çimen sayesinde turnayı gözünden vurmuş bir kanal! 2015 yılının son gününde '2015 Özel' adlı özel yayında yurt dışı ve yurt içinden tam 21 noktaya canlı bağlantı kurduklarında hayran kalmıştım. A Haber Genel Müdürü Abdulhalik Çimen, A Haber rejisini nasıl mükâfatlandırdı öğrenemedim. Ancak tek bildiğim, çok iyi bir teknik altyapıyla ve müthiş bir ekip ruhuyla rakiplerini açık ara nefes nefese bırakıyor bu kanal. A Haber gerçekten de her gün, memleketin hangi köşesinde ‘son dakika’ dediğimiz türden bir gelişme yaşansa haberin kalbinden sesleniyor, diğer kanallara zap yapmaktan beni alıkoyuyor. Türkiye'yi ve dünyayı ilgilendiren birçok olayda yurt içi ve yurt dışında A Haber, o bölgeden ilk seslenen haber kanalı. Abdulhalik Çimen’in teknik direktörlüğünde, Yüksel Altıntaş’ın da kaptanlığında A Haber ekibinin tamamına bu reflekslerinden dolayı 10 puan kartımı kullanıyorum. Ekran yüzlerine gelince… Can Okanar, duayen ötesi, üstadın önde gideni. Her ekran yüzü arkadaşımız örnek almalı. Bence efsanedir kendisi. Bu kelimelerden sonra ne denir ki! Kendisine 70’e doğru yol alırken Allah uzun ömür versin diyorum. Değerli abim şayet iznin olursa Ankara yıllarımızın hatıralarını da paylaşmak isterim bu sütunlarda. Salih Cemal Nayman, sesini ATV Ana Haber kanalında, metinleri okuyarak duyurmuştu. Ardından A Haber’de arz-ı endam etti. Ekrana çok yakışıyor. Güzel sunumu ve konusuna hâkimiyeti fevkalade demeliyim. Ses tonunu, nefesini harikulade ayarlayabiliyor, ayrıca diksiyonu bayağı bir düzgün. Alfabenin 22 harfi ile konuşmayan CNN Türk’ün bir iki spikeri-program sunucusu kompleks yapmayıp O’ndan ders almalı. Haber sunarken beden dilini de keyifle, abartısız işe koşuyor. Erzican’ın Medar-ı iftiharı. Ankara İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Sinema bölümü mezunu ve 4 tane radyoda haber spikerliği yapmış. Cine5, Kanal D, Kanal 1, Habertürk geçmişi var. Şimdi A Haber’de akşam 20.00-22.00 arası bülten sunuyor. Salı günleri de Memleket Meselesi programını yönetiyor. Ekranların çok marifetli birkaç yüzü arasında yer aldığına inanıyorum. Kesin bilgi, yayalım! Duygu Leloğlu Turpçu, geçtiğimiz günlerde dünya evine girdi. Çiçeği burnunda gelin, balayı yapamadan ekran maratonunu canla başla sürdürüyor. Uzmanlık alanının Avrupa siyaseti ve Avrupa gazeteciliği olduğunu bilmeyenlere hatırlatmam da gerekir. Bu alanda yüksek lisans diploması var. Uzun yıllar Brüksel merkezli gazetecilik yapmış olmanın değerli birikimlerini ve Uluslararası Euronews kanalındaki deneyimini layıkıyla ekrana yansıttığını düşünüyorum. Başarılı sunucunun handikapını söylemeden edemeyeceğim. Her devrin siyasetçisi bir babadan torpilli spikerle aynı anda ekranı paylaşmasa iyi olur. Kanalın önemli isimlerinden olduğunu belirterek nokta koyuyorum Hilal Özdemir, ittire kaktıra bir işi yapıyor görünmenin sembolü diyeceğim bir Prompter Spikeri. Başka da bir şey demiyorum! Cansın Helvacı, şayet 2015’te işten çıkarıldığı Habertürk’teki performansı gösterirse pek şansı yok. Prompter Spikeri olduğu apaçık ortada. Seda Akbay ve Işıl Açıkkar gibi her daim dört ayak üstüne düşebilen torpillilerden. AK Parti’nin sahip çıktığı ekran yüzlerinden. Okuduklarını yazan editörlere saç baş yoldurup yoldurmadığını bilmiyorum. Bakarsınız utandırır ve ben bu sütunlardan koca puntolarla büyük bir özür yazarım! Banu El, geceleri haber sunduğunda adeta hadi uykuya hazırlanın dedirten pes perdeli spikerlerdendi. Şimdi gün içinde ekranda ve ben onu 19 Mayıs yayınından hafızama kazıdım. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuk olduğu programda, “19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” ifadesini defalarca "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" olarak söylemişti. Fan sahibi spikerlerden biri olduğunu duyuyorum. FOX’ta haber merkezi muhabirliğiyle televizyon dünyasına adım atmış. 2009’da da NTV’de haber sunmaya başlamış. Adına açtığı blog sayfasında geçmişine dair az ve öz bilgilerden öğrendim. Kanalın açılışında A Haber kadrosuna katıldığını, transfer olduğunu söylüyor. Ara ara izlemeye çalıştım ama zap’lamak zorunda bıraktı beni. Bin özür! Kocaeli’ndeki ticari günlerine dönse daha karlı çıkar diyorum. Bir smaç atar mı bilemiyorum ama tek şansım sosyal medya kullanmıyorum, yoksa oradan haddimi bildirirdi, biliyorum. Kesin bilgi, yayabilirsiniz! Erkan Tan, tek kelimeyle hakkında konuşmaya değmez demem gerekir! TRT eski ekran yüzlerine ilişkin şanlı arşivinden kendisini çıkarıp imha etse yeridir! TV8’deyken hiç değilse, küfretmiyor, nefret söylemi kullanmıyordu. Reha Muhtar’dan bin kere özür diliyorum! Orhan Sali, daha yolun başında gibi. Dış Haberci birikimini aktarmaya gayret sarf ediyor. Ama o kadar. Sunuculuk başka bir şey! Hele hele tartışma programını yönetmek bayağı bir cesaret ister, tecrübe gerektirir. Murat Gener, editörlükten ekranlara geçen az sayıdaki sunuculardan. Aylar önce ilginç bir yorum yapmıştı ekranda. İçinde bulunduğu medyayı ‘merkez medya’ olarak nitelediğinde programının konuklar bile hayret ifadeleriyle, gözlerini açarak dinlemişti. Gerçi söylediğine kendisi bile inanmadığını belirtir gibi hareket etti ama gülmekten kendimi alamamıştım. İstanbul Üniversitesi İktisat bölümünden sonra NTV’de 1999’dan 2004’e dek ekonomi editörlüğü yaparken kanalın internet sitesinde, NTVMSNBC için “makronot” adlı köşe yazıları hazırlamıştı. Akılda kalan bir yayınını da yazmalıyım; 2003’te TÜSİAD ve AB tarafından desteklenen “Avrupa Postası” isimli programı Zeynep Göğüş ile birlikte hazırlayıp sunmuştu. Program, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 2003 yılının En İyi Radyo Programı seçildi. 2005 başında ZEGO İletişim Stratejileri Merkezi’nde Strateji ve Planlama Koordinatörü olarak çalıştıktan sonra 2006 Mart’ında gayrimenkul sektörüne yöneldi. Oradan da program sunucusu olarak karşımıza çıktı. Var birazda sen sunuculuk yap! Şu karne işini abartım mı acaba diyorum? Devam ederiz sevgili dostlar. * * * EKRANLARDAN SİLİNİP GİDENLER Gülgün Feyman, Defne Samyeli, Ali Kırca, Defne Sarısoy, Zafer Arapkirli, Gökmen Karadağ, Deniz Arman, Bilge Yurtdagülen, Banu Güven, Murat Ongun, İnci Özkasnak Özbek, Rıdvan Akar, Özge Özsağman, Ahu Orakçıoğlu (Tanrıkulu), Çiğdem Anat, Mithat Bereket, Deniz Demir, Fuat Kozluklu, Dilara Gönder, Sonay Dikkaya, Mirgün Cabas, Vakkas Aksu, Serdar Akinan, Ayşegül Korkmaz, Murat Atıl, Duygu Canbaş, Serra Karaçam, Serap Belet Douillet, Murat Birsel, Korcan Karar, Değer Soysal, Derya Oruçoğlu, Elif Şen Yılmaz, Remziye Demirkol, Bahar Feyzan, Tuğba Dural, Gülay Özdem, Tunç Tuncel. Sevgili dostlar, yukarıda isimlerini sıraladığım kimi sunucu ve spikerler bir zamanlar saman alevi gibi ekranlarda kısa ömürlü oldular. Kimileri de Türkiye’nin severek izlediği ekran yüzleriydi. Bazıları ise “Allah yürü ya kulum” demiş misali haber falan sundular. Şimdi ne yaptıklarını bilenlerin sayısı bir elin parmakları kadar az. Ya geçimsiz uyumsuz oldular, ya “ne oldum delisi” misali zıvanadan çıktılar, kimisi de siyasal dalgalanmalarda ekrana tutunamadılar. Bir daha ekranda görürüz göremeyiz bilemem ama “keşke ekranda olsun” diyeceğim bir Gökmen Karadağ, bir Duygu Canbaş ve Remziye Demirkol var. Mithat Bereket ile Rıdvan Akar ve Defne Sarısoy’u da ekleyip noktalıyorum. Diğer arkadaşlar kızmasın ama yokluğunuzu pek hisseden yok! Son cümle! Valla bulunmaz televizyoncular olmadığınızı da düşünüyorum. İsterseniz duvarları yumruklayıp birkaç gün kulaklarımı çınlatın. Atış serbest! Sevgili dostlar yarın da görüşmek istiyorum. YARIN: Karneye devam…