Keskin Kalem'den Erhan Çelik'e kutlama: Artık 'Gülben Ergen'in kocası' değilsin!
Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem, duayen spiker Mesut Mertcan'a vefa göstererek TRT ekranlarını açan Erhan Çelik'i kutladı.
Medya Mahallemizin Değerli ve Güzel İnsanları!
Gazetelerin, televizyonların, radyoların ve sosyal medyanın kankicikleri!
Beni ihya ediyor, şımartıyor hatta mahcup ediyorsunuz. Yazılarım Medyaradar ailesini böldü, parçaladı ve husumet besleyenler ortaya çıktı!
Neymiş efendim Keskin Kalem’in yazıları TIK’lanma rekorları kırıyor muş!
Ey Ekran Kedisi, Ey Gözetleme Kulesi, Ey İnfial…
Ben sizin kadar derinlikli, entelektüel birikim kokan, cümleleri edebi ve düzgün, imla kuralları da mükemmel yazılar yazamıyorum diye bunalıma giriyor muyum? Kıskançlıktan çıldırıyor muyum?
Her neyse. Bunlar aile içi konular!
* * *
Sevgili Dostlar; dünkü yazımı noktalarken verdiğim sözü yerine getirmiyorum!
“Bundan sonraki yazının kahramanı TRT’den kovulan, kapısından girmesi dahi yasaklanan eski bir yöneticidir! Kendisini somut bilgiler eşliğinde mercek altına alacağım. Bu kişinin şu sıralar, bir kamuoyu araştırma kuruluşunun başında olduğunu öğrendim. TRT’de yöneticilik yaptığı yıllarda akçeli işlerde adı pek bi anılıyordu. O dönemde iş yaptırdığı şirketlerin “gizli ortağı” diye de gösterilmiş bu kişiyi Pazar gecesi yeniden televizyon ekranlarında gördüm. Google’da yeralan bilgileri de harmanlayarak şöyle bi yazıp çizeyim diyorum!” demiştim.
Ama, dün akşam TRT 1 ekranlarında, vefanın İstanbul’da bir semt adı olmadığını ortaya koyan muhteşem değerdeki yayına yer vermek varken, adı skandallarla anılan TRT eskisi biriyle zamanınızı almanın dayanılmaz derecede ağır kaçacağını düşündüm.
Bir sonraki yazıya kadar o şahsa “rahat bir güngör” diyorum!
* * *
ALEV GÜRSOY CİMİN VE MEDYARADAR SAYESİNDE!
Medya Mahallemizin Güzel İnsanları, Değerli Dostlarım…
Medyaradar’ın usta röportajcısı, Posta gazetesinin değerli üyesi Alev Gürsoy Cimin, geçen hafta ortalığı sarsan bir söyleşiye imza attı.
Alev Hanım, benim kuşağın efsane televizyon sunucularından Mesut Mertcan'ı Adana’da bir huzurevinde buldu ve gözlerimi yaşartan bir röportaj yaptı.
O röportajla Mertcan’ın hayali de gerçek oldu.
TRT ekranlarının eski spikeri olan Mesut Mertcan'ın dileğini yerine getiren Erhan Çelik kardeşimizi de ayrıca kutluyorum!
Çelik, yıllardır gazete sütunlarında ve televizyonların magazin programlarında reklam hastası Gülben Ergen’in kocası olarak boy gösteriyordu. Bence Erhan kardeşimiz bu şekilde anılmaktan, akıllara kazınmaktan kurtulma yolunda dün akşam önemli bir adım attı.
Erhan Bey, ana haber koltuğunu dün akşam 45 dakikalığına Mesut Mertcan’la paylaştı!
Çelik’in “koltuğum sizindir” diyerek davet ettiği duayen sunucu Mertcan, Pazartesi akşamı Erhan Çelik ile birlikte TRT stüdyolarından ana haberde Türkiye’nin huzurundaydı!
İzlenme oranları tablosuna bakarak yazdım bu satırları.
Erhan Çelik’in sunduğu günlerle karşılaştırdım.
TRT 1 Ana Haber, Mesut Mertcan ile reytinglerde iki üç basamak yukarılara tırmandı!
Mesut Mertcan, 12 Eylül askeri darbesinde, cuntacıların bildirisini okuyarak akıllara kazınmıştı.
Medyaradar’a verdiği röportajda son dileğinin TRT ekranlarında haber sunmak olduğunu söylemişti.
Sevgili Dostlarım, Adana’da huzurevinde yaşayan 70 yaşındaki TRT eski spikeri Mesut Mertcan’ın “Göçüp gitmeden haber sunmayı çok isterdim.” sözleriyle ifade ettiği bu son isteği gerçekleştiği için mesut ve bahtiyar olduğumu belirtmeliyim.
Adana İl Radyosu'nda müstahdemlikten Dünya medya tarihine geçen büyük bir başarıya imza atan Mesut Mertcan dostuma yüce rabbimden uzun ömürler nasip etmesini diliyorum!
* * *
VEFA VE VEFASIZLIK İÇ İÇE
Mesut Mertcan üstadımız, son kez haber bülteni sunduktan sonra İstanbul’un Boğaz’a nazır bir restoranında ağırlandı.
Gecede kimler yoktu ki!
Ben sosyal medyadan takip ettim!
Herkes geceye ilişkin fotoğrafları instagram ve facebook’tan paylaştı.
Erhan Çelik, Fatih Portakal, Serdar Cebe, Veyis Ateş, Mustafa Yenigün gibi 30-35 kişiden oluşan kısıtlı bir davetli grubu vardı.
Eskilerden Ebru Hekimoğlu, Ebru Güngör, Aydın Özdalga, Esra Harmanda U masada yeraldığını öğrendiğim bazı isimlerdi.
Ciner Medyanın patronu Turgay Ciner’in en değer verdiği isimlerden, eski spiker Bahar Feyzan’ın bulunduğu gecede, Mesut Mertcan’la çalışmış mesleğin önemli yüzlerinden Oğuz Haksever başta olmak üzere birçok değerli ismin davet edilmemiş olmasına içerledim. İsmail Küçükkaya da yoktu!
Yani vefa ve vefasızlık dengesi açısından bakınca üzücü bir fotoğraf var ortada!
* * *
EGEMEN BAĞIŞ YAZAR OLURSA!
Sevgili Dostlar;
Bu sabah Türkiye gazetesine şöyle bir göz attığımda ne göreyim!
FETÖ’nün emniyet ve yargı yapılanması içindeki adamlarınca Sayın Erdoğan’ı devirmeyi amaçlamış “yolsuzluk soruşturması” görüntülü 17-25 Aralık kumpasında Rıza Zarraf’tan rüşvet almakla itham edilmiş, siyaset öncesi mali durumuyla karşılaştırınca yüklü bir servet edindiği ortaya çıkmış Egemen Bağış yazar olmuş!
Bağış Türkiye gazetesine “misafir yazar” olarak ‘başkanlık sistemini’ yazmış!
Türkiye gazetesinin patronu A. Mücahit Ören, dostu Egemen Bağış’a gazetesinin sütunlarını “misafir yazar” olarak açmış!
Egemen Bey de, sıkıntıdan oflayıp pufladığı Durusu’daki villasında oturmuş bilgisayarın başına, engin birikimlerini ve değerli görüşlerini Türkiye gazetesi için döktürüvermiş!
İHLAS Grubu için özel bir isimdir Egemen Bağış. Özellikle TGRT’nin Amerikan medya devi FOX’a satılmasında çok büyük çabalar sarfettiği yazılıp çizilmişti!
Yani çok yardımsever biri!
İHLAS Grubunda sevmeyeni yoktur!
Grubun Ankara’daki temsilcilerinden Nuri Elibol’un da dostudur!
Elibol, eski Bakan Bağış’ı, Dikmen Vadisindeki Park Vadi Evleri’nden villa sahibi yapmış, uygun ödeme koşullarıyla ev’lendirmiştir bile!
Egemen Bağış beyefendiyi, eski dostumuz, duayen gazeteci Uğur Dündar’ı Kanal D’nin Mecidiyeköy’deki eski binasında ziyaret ettiği 1990’larda görmüştüm.
Uğur’un bir dönem sevdiği bir gençti!
Şimdi eşi, çoluğu çocuğuyla vatandaşı olduğu ABD’ye gidememenin sıkıntısı içindeymiş!
Sanırım SÖZCÜ gazetesi bu durumu 2016 Haziran’ında manşetine taşımıştı!
CHP'nin ABD temsilcisi Yurter Özcan, adı Rıza Sarraf'la bağlantılı olarak 17 Aralık kumpasında adı geçen eski Bakan Egemen Bağış'ın, ABD'ye gelmesi halinde 'tutuklanabileceğini' iddia etmişti.
Yurter Özcan, Egemen Bağış ile ilgili iddiasını kısa adı FCPA olan Foreign Corrupt Practices Act'a (Yabancı ülkelerdeki yolsuzluklara ilişkin yasa) dayandırıyordu.
ABD'deki Rıza Sarraf davasının ardından Sözcü gazetesinden Zeynep Gürcanlı'ya konuşan Özcan, FCPA’nın ABD vatandaşlarının yabancı bir ülkede bile olsa, rüşvet alıp vermesini “federal suç” kapsamına aldığına dikkat çekerek, “Egemen Bağış da ABD vatandaşı olması nedeniyle bu yasanın kapsamına giriyor. Eğer Rıza Sarraf’ı yargılayan savcı Egemen Bağış’ı da davayla bağlantılarsa, Bağış bir daha ABD yüzü göremez. Ya da ABD’ye geldiği anda tutuklanır.” demişti.
Sayın Bağış ABD vatandaşı olmadığını defalarca dile getirmiş biri diye de hatırlıyorum.
Hakkında hayırlısı diyorum!
* * *
Bir dönem NTV ve Habertürk ekranlarında sıkça izlediğimiz gazeteci Zafer Arapkirli’nin sosyal medyada yazdıklarını takip edenlerdenim.
Zafer Bey kardeşimiz medya analizlerinde Keskin Kalem’e rahmet okutacak!
Hastasıyım!
Dün Facebook’ta yazmış, kesintisiz paylaşayım diyorum!
Zafer Arapkirli’nin satırlarıyla size veda ediyorum!
* * *
“Sen ey haber kanalı yöneticisi.
Bu ülkenin parlamentosunda da her ülkede de, bütçe görüşmelerinin açılış ve kapanışında siyasi liderlerin konuşmaları önemli (İngilizce'de: Keynote) konuşmalardır. Çünkü orada en önemli ve kapsamlı siyasi sunum ve eleştiriler yapılır.
O yüzden de, bizzat liderler (Başbakan, Ana Muhalefet Lideri, Genel Başkanlar) konuşur.
TV'yi açtım. Kılıçdaroğlu konuşuyor. Meclis ve Devlet Protokolü'ndeki yerini herkes biliyor.
Yarısında kesti CNN, 1 dakika sonra NTV, 1 dakika sonra da Habertürk. Sıra ile "kaçtılar". Yani, Ana muhalafeletin görüşlerini "MİLLETTEN KAÇIRDILAR"..
Bu kararı alan, ya da kendilerine dikte ettirilen bu karara boyun eğen bu arkadaşlar, bundan böyle hiçbir yerde "Demokrasi"yi değil "D" harfini bile telaffuz etmesin artık.
Başını öne eğ... ve çık dışarı. Seni demokrasinin telaffuz edileceği ortamlarda istemiyoruz.”
ANLIK ZAVALLILIKLAR...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki HDP grubundan, eş başkanların da aralarında bulunduğu çok sayıda milletvekili tutuklu. Bununla yetinmiyorlar, geride kalan HDP'li milletvekillerinin genel kurulda bu konuda yaptığı son derece barışçıl ve demokratik protestoya bile tahammül edemiyorlar.
HDP'liler kürsüye çıktıklarında, "içerideki" arkadaşlarının fotoğraflarından oluşan bir posteri de kürsüde sergileme eylemi yapıyorlar.
Son derece masum ve demokratik bir eylem bu. Ancak TBMM TV, bu fotoğraflar görünmesin diye konuşmacının suratını "yakın plan" göstererek, kadraj oyunu yapıyor.
Pes be birader.
Daha dün gibi sayılabilecek bir vakitte, aynı insanlarla kol kola girip, teknelere binip, terör örgütü lideri ile görüşmeye İmralı'ya seferler yapanlar siz değil miydiniz? Bu ne vefasızlık?
Haydi "İmralı"daki şahıs, müebbet hapis almış bir hükümlü. Anayasa ve yasalara göre en ağır suçlardan birini işlediği sabit bir şahıs. Onun o çatıda işi olamaz da... Milletvekilinin fotoğrafının görünmesinden ne korkuyorsun?
Sonra da "Bizi nidin ivripiyi ilmiyirlir.. Biz zitin ivripiliyiz..viz viz viz..."
KESKİN KALEM