Keskin Kalem açıklıyor: Habertürk’ün gerçek GYY’si kim? Kenan Tekdağ mı, yoksa?…

Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Mehmet Kenan Tekdağ'ın "görevi bir süre ben yürüteceğim" diyerek, kanalın Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendiği iddiası ne derece doğru? Keskin Kalem araştırdı ve yazdı...

Ne habersin ne Türksün
Seni gören yollara dökülsün
Kul oldun, köle oldun
Kurşun geçirmez cam oldun…

Bu sözler, vallahi de, billahi de bana ait değil.
Mor ve Ötesi’nin, Cambaz şarkısından…

Yıllar, bu şarkı sözlerini çok haklı çıkardı sevgili yoldaşlarım.
İsmiyle alakası olmayan bir yayın kuruluşu Habertürk…
Gerçekten de ne haber, ne de Türk.

Diyeceksiniz ki, deli divane Keskin.
Şimdi bu peşrevi niye yaptın?
Gene niye oturdun Habertürk yazdın.
Takık hocalar gibi…

Ya elinizi vicdanınıza koyun.
Yazılmayacak gibi bir yer mi?
Medya mahallemize bu kadar malzeme veren neresi var?

Ekranda gaz çıkaran mı dersin…
Kavga edip birbirine giren mi…
Partilere ayar veren gazeteciler mi…
Yöneticisine sahip çıkmayan patronaj mı…
Her şey var.

Bayramdan başımı kaldırdım, bi etrafa bakınayım dedim.
Ne göreyim?
Gene gündem Habertürk’te bir skandal.
MHP’yle yaşanan gerilim sonucu istifa eden yayın yönetmeni yerine atama yapılmış.
Bir medya sitesinin iddiasına göre yani…
Ama bir garip atama…
Habertürk’ün yönetim kurulu başkanı Kenan Tekdağ, güya kendini Genel Yayın Yönetmeni ilan etmiş.
Üstüne yazıldı, çizildi…
Habertürk’ten kurumsal bir yalanlama gelmedi.
Sadece Tekdağ, bir gazeteciye ‘yok öyle şey, yayın yönetmenliğine henüz kimseyi atamadım’ demiş.

Herkes Habertürk’te yaşanan ve ne haberle ne de başka şeyle alakası olmayan şeyleri, Kırkpınar müsabakalarını izler gibi izleyedursun…
Keskin Kalem’iniz yine taksın decoderi.
Çözsün şifreleri…

Şimdiii…
O medya sitesinin haberi kısmen doğru kısmen yanlış.
Kenan Tekdağ kendini atadı kısmı yanlış.
Ama yayın yönetmenliği yaptığı kısmı doğru.
Bu nasıl iş deli Keskin, diyeceksiniz.
Şöyle, yıllardır Habertürk’ün perde arkasındaki yayın yönetmeninin Kenan Tekdağ olduğunu herkes bilir.
Yayın yönetmenleri çoğu zaman onun kararlarının uygulayıcısıdır.
Ekranda kimin, neyi konuşacağı, akşam programlarında hangi konunun masaya yatırılacağı, kimin hangi bülteni sunacağı…
Orada eskiden yöneticilik yapan bir dostum şöyle anlatıyor:
O kadar küçük detaylara bile karışır ki, oraya yayın yönetmeni olanın vay haline…

Zaten geçmiş de, dostumun söylediklerini kanıtlıyor.
Basın dünyamızın belki de en istikrarsız yeri Habertürk.
Maşallah, yayın yönetmeni, yönetici, ekran yüzü öğütüyor.

Bir yayın yönetmenliği koltuğu var ki, maşallah, jetlerin fırlatmalı koltukları var ya…
Onlar gibi…
Oturan önce uçuyor, sonra hoooop beklenmedik bir anda fırlatılıyor.

Mesela son yayın yönetmeni Kürşad Oğuz 10 ay o koltukta oturabildi.
Hem de bence işini başarıyla yürütürken.
Fakat ne oldu?
MHP krizine kurban verildi.
Önceki yayın yönetmenlerine de bakın, kaç ayda bir değişmişler…

Oysa ki o ekranda olan biten her şeyin, Tekdağ’ın yöneticilerinden bağımsız, bireysel olarak teker teker her köşe yazarı, ekran yüzüyle konuşarak dizayn ettiğini herkes bilir.
Gidin sorun inanmıyorsanız!

Tekdağ’ın Bülent Aydemir krizi sonrası ‘yahu benim olan bitenden haberim yok, hemen gerekli kelleleri alıyorum’ demesine orayı tanımayan MHP’liler haklı olarak inanabilir…
Ama Habertürk’ün içini yeterince bilenler inanmaz…

Benzer şeyler daha önceki yayın yönetmenlerinin de başına geldi.
Her biri, pek de dahli olmayan meselelerin sorumlusu gösterilerek yıpratıldı.
Kurban verildi.
Benzer şeyler ordan kovulan başka yöneticiler için de geçerli.

İki tanesiyle konuştum, isimlerini vermeyeceğim.
Ama söyledikleri şey ortak:
Tekdağ yumurta küfesini bizim sırtımıza koyuyor, sonra faturayı bize kesiyor.

Köşe yazarlarının yazdıkları, attıkları tweetler için de aynı durumdan bahsediliyor.
Yine ordan ayrılan eski bir yöneticinin söylediğine göre, köşe yazarlarının yazılarının konularını bile Tekdağ belirliyormuş.
Hepsini yayına verilmeden önce kontrol ediyormuş.
Sonra sorun olup, Ankara’dan biri sorduğunda cevap aynı: Haberim yok, gereğini yapacağım.

Neyse… Lafı gene sakız gibi uzattım.
Uzun lafın kısası şu: Habertürk’ün gerçek GYY’si Kenan Tekdağ’dır.
Ve bu yıllardır böyledir.
Ha artık kendini oraya resmen atama noktasına geldiyse, iyi bir şey.
Hiç değilse kabak başkasının başına patlamaz.

Ama Tekdağ, sonuçta yalanlamış, "GYY atamadım kendimi" demiş.
Bence de akıllıca olanı o, yoksa ihale kendisine kalabilir…
Değil mi dostlar?

Pekkiiiiiiiiiiii, madem Tekdağ kendine yeni kurban arıyor, kim bu talihli talihsiz?
Onunla da ilgili keskin kulağıma çalınanlar var…

Sağlam kaynaklarımın söylediğine göre, Tekdağ’ın telefonu susmuyormuş.
Bir gül ömrü gibi kısa ve dikenli yayın yönetmenliği koltuğuna talip olan çılgınlar varmış.
Ankara’dan bakan aratan mı dersiniz?
Tekdağ için önemli isimleri devreye sokan mı dersiniz?
Turgay Ciner üzerinden yürüyen mi dersiniz?
Fatih Saraç’ı devreye sokan mı dersiniz?
Hepsi var…

Fakat Habertürk ekranından hiç eksik olmayan, muhafazakar kesime yakın bir isim burun farkıyla önde.
İpi kim göğüsleyecek, çok yakında göreceğiz…

KESKİN KALEM

[email protected]