14 Mayıs 2007 11:52 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:48

"KEŞKE YAYIN YÖNETMENİ OLACAĞIMA BAYRAK ÜRETİCİSİ OLSAYDIM " DİYEN ÜNLÜ YAYIN YÖNETMENİ EUROVİSİON İÇİN BAKIN NELER SÖYLEDİ?..

"Büyük ihtimalle sahneye çıkanlar da geri zekalıydılar ama bunun bir sakıncası yok çünkü müzisyen olmak ve sahnede başarılı olmak için üstün zekaya gerek yok. Hatta bu iş için fazla zekanın bir handikap olduğunu söyleyebiliriz"

Avrupa çöküşte

Eurovision yarışmalarına baktıkça imparatorluklarda görülen yükseliş ve çöküş aşamalarının aynen Avrupa´da yaşandığını üzülerek gördüm. Bir büyük medeniyet göz göre göre ortadan yok oluyordu.

Cumartesi günü keşke yayın yönetmeni olacağıma bayrak üreticisi olsaydım diye düşünmekten moralim bozuldu. Kaçırdığım bu fırsata üzülerek akşam saatlerini getirdim. Belki canımın sıkkınlığı azıcık geçer diye televizyonu açtım, ama bu defa tam depresyona girmeye başladım, çünkü televizyonda Eurovision yarışması vardı.

Ben Eurovision yarışması icat edilmeden önce Avrupa kavramına saygı duyan bir insandım. İngiliz tarihini baz alarak feodalizmden kapitalizme geçiş süreci hakkında uzmanlığım olduğundan Avrupa´nın tarihini az çok bilirim. Eh aynı medeniyeti paylaştığımı da düşünürdüm, ama Eurovision yarışmalarına baktıkça imparatorluklarda görülen yükseliş ve çöküş aşamalarının aynen Avrupa´da yaşandığını üzülerek gördüm. Bir büyük medeniyet göz göre göre ortadan yok oluyordu.

Son Eurovision´u seyrederken sadece üzülmekle kalmadım ayrıca korktum da.

Sahneye çıkan gruplara iyice baktınızsa orada görülen insanlardan bir tanesinin bile normal diye tanımlanabilecek insan tipi olmadıklarını görmüşünüzdür. Fizikleri tuhaf, hareketleri tuhaf, cinsleri belli değil, kadın desen değil erkek desen hiç değil. Üçüncü cinsten farklı bir şeyler onlar, ayrıca doğuştan olan gariplikleriyle de yetinmiyorlar, takıştırdıkları, giydikleri ile garipliklerini katlıyorlar.

Bunlar sanatçı o kadar gariplik de olur diyorsanız bunu da kabul ediyorum, eh ben de Alice Cooper ve sahnede canlı hayvanın kafasını ısırarak koparan bir müzisyeni seyrederek geçen bir gelenekten geliyorum.

Gariplikse gariplik bunu anlarım ama yarışmanın yapıldığı salondaki seyirciler daha da gariptiler. Seyirciler üstelik geri zekalıydılar da çünkü arada bir konuşma girişiminde bulundular. Büyük ihtimalle sahneye çıkanlar da geri zekalıydılar ama bunun bir sakıncası yok çünkü müzisyen olmak ve sahnede başarılı olmak için üstün zekaya gerek yok. Hatta bu iş için fazla zekanın bir handikap olduğunu söyleyebiliriz.

Salonda kamera dolaşırken arada bir düzgün normal görünümlü insanlar da görünüyordu ekranda. Bunlar Türk seyircilerdi tabii ki, nüfus cüzdanlarından anlamadım bunu. Tabii ki onların elinde de bayraklar vardı. Bayrakları orada da görünce hayatta yanlış meslek seçimime tekrar üzülüp bunalıma girdim. O salondaki tek Türk kendisini maymunlar cehennemindeki Charles Heston olarak hissediyordu herhalde.

Bu kadar çirkin, garip, ne idüğü belirsiz bir kavmin hakim olduğu bir birliğe girmeyi derhal reddedip, Avrupa Birliği üyeliğimizi derhal askıya almalıyız. Eurovision gecesinde ben bir tek Rusya grubunu sevdim. Onlar da beyaz Rus kızlardan oluşan bir gruptu. Beyaz Rus kızları sahneye çıkarıp birer koltuğa oturtup hareketsiz durdursalar, yine de çok beğeni kazanabilirlerdi. Ne yapayım hayatın bir gerçeği bu da.

Serdar Turgut/Akşam>