"KEŞKE TÜKETİLENİN ABİSİ OLSAYDIN BE ERKAN"!..ESKİ HÜRRİYET ÇALIŞANI TÜKETİCİNİN ERKAN ABİSİ'NE NEDEN SİTEM ETTİ?..
Emekli olabilmek için "Hürriyet'e dava açması" tavsiye edilen eski gazeteci, kendisine ait acikgazete.com'da aleyhine şahitlik yapacak olan çalışma arkadaşı Erkan Sözeri'ye seslendi...
Bir dönem Hürriyet ekonomi servisinde çalıştıktan sonra işten çıkarılan Faruk Eskioğlu, gazetecilik hayatını Londra'da sürdürüyor. Emekli olabilmek için "Hürriyet'e dava açması" tavsiye edilen eski gazeteci, kendisine ait acikgazete.com'da aleyhine şahitlik yapacak olan çalışma arkadaşı Erkan Sözeri'ye seslendi... TÜKETİCİNİN ERKAN ABİSİ'NE AÇIK MEKTUP Merhaba Erkan Abi nasılsın? Seninle aynı yaştayız ama Hürriyet'teki köşenden esinlenip sana hep "Abi" diyorum. Geçen yazdan bu yana görüşemedik. Önce sana iyi haberlerim var. "Aşkolsun! Adı Aşk Olsun..." başlıklı bir belgesel roman yazdım. Türkiye ve İngiltere medyasını anlatıyorum. Kitapçıda gözüne ilişirse al lütfen. Bizim Hürriyet'te beraber çalıştığımız 1998-2000 döneminden de şöyle bir söz ediyorum. Kusura bakma senin adın geçmiyor ama medya ile ilgili bir çalışmam var, söz veriyorum en azından bu mektubu o çalışmaya alacağım... Neyse, bu kadar övünmek yeter. Seni her gördüğümde ilk sorduğum soruyu sorayım. Oğlun Mehmet nasıl? Umarım iyidir? Sen de annemi sorarsan geçen yıl bir kez daha beyin ameliyatı oldu ama şimdi daha iyi. Bugünlerde de biraz kaygılı... Hürriyet'te beraber çalıştığımız döneme ilişkin, işveren sigortalarımı yatırmadığı için yargıyla başvurmuştum. Annem de mahkemeye benim şahidim olarak gelecek. Hakime, "Benim oğlan Hürriyet'te haftanın 6 günü sabah 9 - akşam 6 çalıştı. Akşam 6 dediğime bakmayın, genellikle gözlerim yollarda kalırdı. Habere gittiğinde gece geç saatlerde dönerdi... Patronu oğlumun sigortalarını yatırmamış..." diyecek. Kaygısında haklı tabii kadın. Ahir ömründe hiç mahkeme yüzü görmemiş. Babam aksi bir adamdı ama hiç polisle, mahkemeyle işi olmadı. Erkan Abi, emeklilik için çalışma sürem yetiyor ama Hürriyet sigortamı yatırmadığı için emekli olamıyorum. İlk günlerde dava açma düşüncesi bana çok soğuk gelmişti. Sana da uğrayıp hatırını sorduğum geçen yaz İnsan Kaynakları Müdürlüğü'nü de tekrar ziyaret etmiş ve sigortamı yatırmalarını tekrar rica etmiştim. Müdür şirketin genç avukatlarından birisini çağırmış, avukat da kendisine güvenle "Bizi dava edin! Ancak davayı kazanırsanız sigortanızı yatırırız..." demişti. Ben de son derece iyi niyetle "Keşke başka bir formül bulsaydınız" demiş ve seçeneksiz olarak odadan ayrılmıştım... Erkan Abi Ben bu davayı kişisel çıkarlarımdan dolayı açmıştım. Hani spekülasyon peşinde falan da değilim. Sonuçta kol kırılacak yen içinde kalacaktı. Neyse Erkan Abi ne diyorduk? Evet, annemden söz ediyorduk. Zaten annemi mahkemede göreceksin. Avukatımın gönderdiği mahkeme belgelerinde Hürriyet'te işveren benim sigortaya hak sahibi olmadığımı, dışarıdan telifli çalıştığımı öne sürmüş. (Yazının bu yerinde değerli okurlarımın bir şeyler fısıldadığını duyuyorum). Sen Erkan Çelebi, Ekonomi Müdürü Vahap Munyar, yine servisteki eski iş arkadaşlarımdan Nurten Erk ve senin yeğenin Emre Özpeynirci de bana karşı, işveren lehine şahitlik yapacaklarmış. Valla sizin adlarınızı görünce gözlerim yaşardı... Vahap Bey'e de ayrı bir mektup yazacağım çünkü ne de olsa koskoca müdür ve gazetecilerin özlük haklarına sahip çıkan dayanışma kuruluşu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Başkan Vekili... Yalnız benim anlamadığım beraber aynı atmosferi soluduğumuz iş arkadaşlarım olarak, gözlerime bakarak ne diyeceksiniz ki mahkemede? Nurten ve Emre "Faruk'un haberleri bizimkinden farklı olarak tartılıp biçilir sonra terazi ne gösterdiyse telif yazılırdı" ya da "O dışarıdan pehlivan tefrikası yazardı