28 Haz 2009 11:57 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:47

"KENDİ PARAMI YİYEMİYORUM!" HÜLYA AVŞAR'DAN ŞAŞIRTAN İTİRAF!..

Ünlü sanatçı Hülya Avşar, kendisini "Star değilim, çok ağır işçiyim" diyerek tanımladı, gerekçesini de şöyle açıkladı:

Ünlü sanatçı Hülya Avşar, kendisini "Star değilim, çok ağır işçiyim" diyerek tanımladı, gerekçesini de şöyle açıkladı: "Star, bankadaki hesabını bilmeyen, ayakları çok fazla yere basmayandır. Bu yüzden starların sonu hüsranla bitebilir. Benim ayağım yere basıyor, ne kazanıyorum, nereye harcıyorum çok iyi biliyorum!"


Ünlü sanatçı Hülya Avşar, Türkiye'deki starlık sistemini, kendisinin bu sisteme bakışını, özel hayatını ve hayat felsefesini anlattı. Avşar, haberkonseyi.com sitesi için, fotoğrafçısı Pelin Karamehmetoğlu'na özel bir röportaj verdi...


* Pelin Karamehmetoğlu: İş hayatında Hülya Avşar çalışması kolay biri midir?
Hülya Avşar:
Zor biri değilim. İş yerinde kendimi hep işçi gibi gördüm. Hep iyi iş çıksın diye işçiyle de birlikte olmak istedim. Ama onlara gösterdiğim tevazuyu anlamazlarsa, bana saygısızlık yaparlarsa, kaçsınlar benden! Hem yakın olup, hem de çekinecekleri bir imaj yaratmak bence her iş kadınının yapması gereken birşey. Ben kendimi stardan çok ağır işçi olarak görüyorum. Starlık başka şey. Star, bankadaki hesabını bilmeyen, ayakları yere basmayandır. Bu yüzden starların sonunun hüsran olma riski çok yüksektir. Benim ayaklarım yere basıyor, ne kazanıyorum, nereye ne harcıyorum biliyorum. Ben asgari ücret nedir hesaplar ona göre yaşarım.


GESTAPO RUHLU BİR KADINIM
* İnsanlar sizinle çalışmanın çok zor olduğunu düşünüyor?
Aslında samimiyetin altında son derecede de gestapo ruhlu bir kadın var. Bana evdeki personelim de 'Hitler' diyormuş. Çok hoş birşey değil tabii. Ama onu şöyle algılıyorum: Beni sert, disiplinli, hiçbir şey gözünden kaçmayan biri olarak görüyorlar. O senin star diye nitelendirdiğin kişi, konserden eve gelip mutfaktaki çekmecelerin temizliğini kontrol ediyor. Ya da mutfak masrafı için kaç para, nereye ne gidiyor diye kontrol ediyor.


* Ama sizi sanki her zaman evde tuvaletiyle oturan biri gibi görüyorlar. Oysa çok mütevazı birisiniz. Bence bu imajı rahmetli anneniz yarattı...
Kesinlikle haklısın. Annem bana göre Türkiye'nin en başarılı menajeriydi. Başkalarının menajerliğini yapmıyordu, böyle bir mesleği yoktu ama annem inanılmaz akıllı bir kadındı.


* Belki olmak istediği kadını Hülya Avşar'a uyguladı...
Çok doğru! Annem hakikaten kendi içindeki kadını yaratmaya çalışmış. Ben de inşallah buna cevaben iyi dönmüşümdür diye düşünüyorum.


* Canınızı yakan olaylarla çok iyi başa çıkıyorsunuz. Bunu nasıl yapıyorsunuz?
Bilerek yapmıyorum, bilinçsiz yapıyorum. Çünkü bu aileden gelen bir terbiye şekli. Bana göre, aile içinde olan hiçbir şey dışarıya yansımamalı. Bundan önceki evliliğimde çok şey ortada yaşandı ama bu, hakimiyetimin dışında oldu. Ailede ne olursa olsun her şeye rağmen sağlam duracaksın. Ailemle ilgili problemleri dışarı yansıtmamak için 'ikinci Hülya' oluyorum.


ÇOCUĞUMUN PARASINI YEMEM
* Siz 30 yaşına kadar ailenizle yaşamışsınız. Bu az rastlanır bir durum...

28 yaşıma kadar evet. Bakıyorum da o yaşlarda ailesiyle yaşayan çok az insan var. O zaman şunu düşündüm; sanki o evden çıkıp gitseydim, annem ve babam "Hımm bak ünlü oldu para kazanmaya başladı yavaş yavaş artık bizi de unutur" demesinler istedim. Aile içi ilişkilerde çok duygusalım. Bu aslında bana çok zarar veriyor. Ama yine de eğer aile içinde sevgi ve bağ varsa o aileyi ve o insanı kimse yıkamaz.


* Asla yapmam dediğiniz bir şey var mı?
Mesela asla çocuğumun parasını yemem. Nur içinde yatsın anneme bir gönderme yapmak için değil de şunu söylemek istiyorum; benim çok çalışan bir çocuğum varsa asla evladımın parasını acımasızca harcayamam. Hep de dua ederim "Allah'ım beni çocuğuma muhtaç etme" diye. Ben kendi paramı bile yiyemiyorum.


LÜKS DEĞİL KEYİFLİ YAŞIYORUM!
* Hülya Avşar şu an sıfırdan başlama gücü buluyor mu kendinde?
Kesinlikle, hatta eğlenceli de olabilir. Çünkü bizim durumumuz keyifli bir durum değil. Allah önce sağlık versin. Para kazandım, ayaklarımın üzerinde durabiliyorum, sırtımı da sağlama almışım, şimdi de kazandığım parayı yeme peşinde değilim. Benim için artık önemli olan etrafımdakileri sevindirip, onlardan dua almak. Bu duanın enerjisi maneviyatımı yükseltiyor. Ben şimdi bile hayata sıfırdan başlayabilirim.


* O yüzden mi ara verdiniz?
Evet yapmadığım şeyleri yapmak istiyorum. Türkmax'deki programı da kesinlikle bu sebepten yaptım. Şimdi de kitap çıkarıyorum! Herkes "Bu kadın deli galiba" diyecek ama okumaktan da kendini alamayacak.


* Siz lüks bir hayat yaşamıyorsunuz gördüğüm kadarıyla, neden?
Ben parasını en iyi kullanan insanlardan biriyim. Lüks değil, keyifli yaşamayı severim. Paramı en çok yazın ailemle beraber, en güzel tatili yapmak için kullanıyorum. Onun dışında bindiğim araba iyi olsun isterim; o da güvenlik açısından. O lüks yaşayan insanlar başkaları için yaşıyor! Olağanüstü bir teknem olabilirdi ama o tekneye tek bindikten sonra keyfi yok! 'Bu görsün, o duysun, akşam şampanya içelim' diye yaşamamayı öğrendim artık. Zaten öyle yapanlar da lüks yaşamıyor bana göre.


KİTABIMLA DÜNYAYA İMZA ATACAĞIM!
P.K.: Bu dünyaya imzanızı attığınızı düşünüyor musunuz?
H.A.:
İlk kitabımla birlikte imzamı atacağım. Düşüncelerimle, filmlerimle idol olmak istiyorum. Sinema yapıyorsun, müzik yapıyorsun tamam ama idol olmak önemli. Türkiye de star var ama idol yok. Ben de bunun savaşını vereceğim.


HUZURUM İÇİN DÜNYAYI BİLE YAKARIM
* Hayatımda bir kez kendime yakıştıramadığım bir şey yaptım. Sadece iki kişinin bilmesi gereken bir şeyi bir başkasıyla paylaştım. O da benden intikamını çok acı aldı!


* Ben karşımdakiler için bir şey yapmaktan, vermekten, birilerinin mutluluğunu görmekten mutlu oluyorum. Mesela oturduğum ev çok güzelse, ailem de böyle bir evde oturmalıdır. Yani benim önceliklerim hep başkalarının mutluluğu oldu. Ama tabii ki zevklerime, duygusal tarafıma dokunulmadığı sürece! Orada da çok egoistimdir. Huzurumu kaçırmamak için dünyayı yakarım. Ama benimle yaşayana da paranın yaşatamayacağı bir mutluluk yaşatırım. Bu anlamda butik bir kadınım ben.


* Yaşadıklarımdan dolayı o kadar çok tepki çektim ki... Benim zararlar üzerine kurulu bir markam var. Bu marka, insanların önce tepki gösterdiği sonra doğru olduğunu anladığı bir hayat şeklinden çıktı.