Siyasetle ilgileniyor musun? Hiç anlamıyorum fakat bazı siyasetçilerin duruşunu, yıkılmayışını takdir ediyorum. Buradan Erdoğan’ı söylediğini çıkartıyorum. Evet. Instagram’a Cumhurbaşkanı seçildiği gün bunu yazdım ama orada bir görüş belirtmedim. Yine altını çiziyorum hiç anlamadığım bir şey politika ve siyaset. Sadece orada ne olursa olsun, bir şeyler yaşandı, yaşattı vs. ama bir duruş var, bir yıkılmayış var. O yıkılmayışa karakter olarak takdirle bakıyorum. Çünkü birçoğumuz birçok kez pes ediyoruz. Orada kişi olarak çok güçlü bir duruş olduğunu düşünüyorum. Şunu söylüyorsun aslında; ha bizim piyasa ha siyaset. Ayakta duran kazanır. Bravo! Aynen öyle. Ama dediğim gibi siyasetle ilgili soru sorsan son derece cahilce cevaplar veririm çünkü hiç anlamadığım bir konu.
Annen hiç ‘‘kızım ne işin var senin bu işlerle’’ dedi mi? Annem hiçbir zaman istemedi. Beni babam öldüğünde daha koleji yeni bitirmiştim yatılı okula yolladılar 6 ay dayanabildim. Annemden gizli üniversite imtihanlarına girdim. Hiç istemiyordu annem. O kadar geziyorlardı ki bu piyasanın seyircisi de olsa az çok biliyordu o yüzden hiç istemedi. Ben 18 yaşımı geçtikten ve üniversiteye girdikten sonra bir şey yapamadı, destek olmaya çalıştı. Ben senin konservatuar mezunu olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Herkes şaşırıyor. Neden çünkü ilk sıraya hep televizyonu koydum. Ama şu konuda avantajlı olduğumu düşünüyorum; Türkiye’de milyonlar satan çok büyük isimler var. 5 milyon albüm satabilirsin ama televizyon çok başka bir şey. Herkes televizyonda olamaz. Çok albüm satıp televizyonda olmayan insanlar var. Bence de var. O yüzden orası başka. Ben kendimi şanslı hissediyorum. Mesela beni sunucu zannediyorlar. Ben şarkıcıyım üniversitesini okudum. Ama ben bu durumdan kendimi çok fazla kötü hissetmiyorum. Sunucu olmaya da devam edeceğim. Birkaç projeyi geçen sezon ve bu sezon kabul etmedim. Çünkü partnerli iş yapmak istemiyorum. Ancak seninle partner olabilirim mesela. Çok akıllı ve aykırı bir adamla. Hayatı boyunca tek başına iş yapmış kadının partnerle iş yapmasının zor olacağını düşünüyorum.
Sana bunu ilk kez söyleyeceğim. Sen benim kafamda genç Bülent Ersoy’sun. Neden böyle dedin? Senin fikirlerin benim için çok önemli. Bülent Hanım benim kafamda şöyledir; başka bir dünyada yaşar, işi olduğunda bu gezegene iner, sonra başka bir yere gider yine. Aynen öyle. Sen de öylesin. Kıyamet kopuyor twitterda, sen mesela ‘annemle bilmem ne yemeğindeyiz’’ diyorsun. Başka bir dünyadasın aslında. Sana bir ey anlatayım. Okan Bayülgen’in programında sene 2006 ya da 2007 en popüler olduğum dönem. Bütün köşe yazarlarının benden bahsettiği zamanlar. Okan Bayülgen’in programına çıktım, Melek Kara diye biri telefona bağlandı. Beni yerin dibine soktu. Show TV’ye anlaşma yapmışım. Bütün işlerim iptal oldu, sahne işlerim… Dava açtım, Okan’la davalık olduk sonra barıştık. Ben o telefondan dolayı bir ay evimde hasta yattım. Fan sayfaları açıldı kadına. Tek bir telefon… Dünyada kıyamet kopsa… Kıyamete katıldığım an söylediğim şey o kadar sivriliyor ki, yüz kişiden on kişinin oku bana dönüyor. İnsanlar oynayarak düşüncelerini söylüyorlar bir anda halk kahramanı oluyorlar. Ben gerçek düşüncemi yazdığımda tü kaka oluyorum. Üzülmüyorum ama rahatsız oluyorum. İş özgürlükten çıkıyor. Sen bana saygı duymuyorsan ben orada bilerek hakaret yemek için duramam. Burada mütavazilik yapmayacağım hayatım boyunca kavgaların içinde oldum mesela magazin camiası gibi. Hep benim söylediklerim akılda kaldı o kadar akıllı cevaplar vermişim ki, onların söyledikleri hep unutuldu.
Bütün bu hayatı kavganın üstüne kurmak çok zor değil mi? Ben konservatuvarlıyım. Aylin Vatankoç diye bir kız vardı. Sesi çok güzeldi kantinde okurdu sesi öbür taraftan duyulurdu. Ama hiçbir zaman magazinsel değildi ve çok sevdiğim bir kızdı. Ona bakarsan Bülent Ersoy’un reklama mı ihtiyacı var? Yok. Ama Ajda Hanım’a bir şey söylüyor olay oluyor. Aslında sanatçılar ne kadar ‘ay çekmeyin’ deseler de, gözündeki kirpik gibi olmazsa olmaz bir şey. Magazinle sanatçı asla ayrılmaz bir bütün... Bence öyle. Ben güzel sesli bir kızdım. Şarkı söylemeye çıktığımda Yeşim Salkım’la çıktım. Beni çekmiyorlardı. Ne zaman magazinle gündeme geldim Türkiye’nin gözbebeği oldum bir anda. Toplasan beş kişi sayabiliriz magazinde var olmayıp da var olan. Hadi say bana. Funda Arar var. Funda Arar, Candan Erçetin… Üç tane daha ya çıkar ya çıkmaz. Bundan bir hafta önce Cem Yılmaz Twitter’dan magazincilere giydirdi mesela. Yani bir müddet sonra da bir yerde, bir talk-show’unda, bir stand-up’ında çekilince olay yumuşar gider. Böyle değil mi sence magazin camiasıyla sanat camiası? Yani ben birçok kişinin sadece magazin için evlenip ayrıldığını biliyorum.