O oyunla kadroya direkt girdim. Oyunu sergilediğimiz ilk gün ‘Asılacak Kadın’ın galası da vardı. Oyunu oynayıp koşa koşa Emek Sineması’na gittim ve kendimi ilk kez perdede gördüm. Heyecan vericiydi. Babam o filmi gizliden izledikten sonra benimle gurur duymaya başladı. ‘Ben babamdan ileri, oğlum benden ileri olacak. Sen de yavaş yavaş başarıyorsun’ derdi. 11 yıl sürdü tiyatro... 50’den fazla filmde rol aldım. Hep başrol nasip oldu.”
AMERİKA'DA HER İŞİ YAPTIM
Yalçın Dümer’in tiyatrodayken bir yıllık Amerika macerası oluyor. Oyuncu, orada her işi yaptığını dile getiriyor: “Tiyatrodan izin alarak Amerika’ya gittim. New York Üniversitesi’nde hem İngilizce hem de oyunculuk dersi aldım. Orada yapmadığım meslek kalmadı.
Benzincide çalıştım, bahçıvanlık, boyacılık, bulaşıkçılık ve garsonluk yaptım... Yeşilçam’da 4 başrol oynamıştım ve biriktirdiğim parayla gittim. Hürriyet gazetesi o dönem haberimi yapmıştı.Yalçın Dümer’in televizyon macerası ise Kanal D ile oluyor. “Hayatım boyunca hep Kanal D’de çalıştım” diyen Dümer o dönemi şöyle anlatıyor:
“Kanal D’nin ilk programlarını sunanlardanım. Ebru Cündübeyoğlu ile ‘Çalar Saat’ ve ‘Sabah Şekerleri’ni sundum. Ondan sonra ‘Televole’ye transfer oldum. ‘Televole’, o devrin en büyük programıydı. Ardından da Fanatik gazetesinin genel yayın yönetmeni Necil Ülgen, ‘Bizde yazmak ister misin?’ dedi. Rüyamdı... 16 sene Fanatik gazetesinde çalıştım.
8 yıl da gazetenin internet müdürlüğünü üstlendim. Oradan emekli oldum.” Televole’yi sunarken sokakta yürüyemediğini söylüyor: “En parlak dönemim ‘Televole’ zamanıydı. Ama hiçbir zaman burnum havada olmadı. Çünkü ben mahalle çocuğuydum. Hâlâ fotoğraf çektirip sohbet ediyorlar. Güzel anılar bırakmışım hayata. En unutamadığım filmim de Hülya Avşar’la başrolünde yer aldığım ‘Hasan Boğuldu’dur.”
"YEŞİLÇAM'IN SON JÖNÜYÜM"
4 yıldır Bodrum’da yaşayan 56 yaşındaki Yalçın Dümer, öğretmenlik yaptığını oyunculuğu ise asla bırakmadığını söylüyor: “Ben biraz evi dışarıya tercih eden insanlardanım. Para peşinde hiç koşmadım. Ama çok şükür kimseye de muhtaç değilim. Borcum harcım yok. Bodrum’da eğitimcilik yapıyorum. Zihni Göktay, Suna Pekuysal, Yıldız Kenter’den ne öğrendiysem öğrencilerime onları aktarıyorum. Bir okulda sanat başkanıyım. Fidan yetiştiriyorum. 8 yaşından üniversiteye kadar öğrencilerim var. Çok da kabiliyetliler. Yakında isimlerini duyacaksınız.” Oyuncu yakın zamanda iki projede rol alacağını sözlerine ekliyor:
“Şu var, ben hiçbir zaman meslekten kopmadım. Yeşilçam’ın son jönüyümdür. Nedense şu anki prodüktörler bizleri tercih etmiyor. İnanın mütevazi olmayacağım Türkiye’de oyunculukta ilk 10’a girerim. Bunu insanlar da söylüyor. Bu mesleği iyi yapmasam öğretmenlik yapmazdım. Ama şimdi 2 projem var. Bodrum’da çekilecekler. Biz ölmeyiz, her gün dizi ve filmlerimiz yayınlanır. Ben bu mesleği bırakmam, kimse de bana bıraktıramaz.”
"İLİŞKİLERDE HEP BAŞIRISIZ OLDUM"
Yalçın Dümer, “Sizi araştırırken ‘skandal” başlıklarıyla çok fazla karşılaştım... 90’ları nasıl anarsınız?” sorusuna ise şu yanıtı veriyor:
“Ya sormayın... ‘Skandal’ deyip abarttılar. O dönem yaptığımız doğru değildi. Pişmanlık da duyduğum günler oldu. Keşke olmasaydı. Ben arkadaş ve iyi niyetimin kurbanıyımdır. Çünkü çok iyi bir ailede yetiştim. Gençken çok gezerdik. Laila, Reina ve Şamdan’a giderdik. Bazen bir gece, 5-6 mekan dolaşırdık. Hakan Ural, Kerem Alışık ve ben hep dışarı çıkardık.” Anne ve babasının bir gün bile kavga etmediğini söyleyen Dümer, ilişkilerde ise başarısızlığının çok olduğunu söylüyor: “İlişkileri beceremedim işte.
Tabii benim de hatalarım vardır. Ama kimseyle kavgalı ve kötü ayrılmadım. Bir erkek minimum 40’ından sonra ayakları sağlam basar. Bunu da anladım. Şimdi hayata daha güzel bakıyorum. Şu an yaşadığım ilişki çok güzel. Artık öyle hatalara imza atacak bir şey yapmıyorum.” Oyuncu, geçmişteki evlilikleriyle ilgili “Her zaman için çocuğumun annesi Serpil Çakmaklı benim için çok önemli oldu. Gençlikte sorun yaşadık ama geçmişte kaldı. Evlendiğim kadınlar arasında en önemlisi Serpil’dir” diyor.
"MODERN BİRİ DEĞİLİM"
“Kızım Merve, 26 yaşında ve Amerika’da çok iyi bir okuldan mezun oldu. Annesi ile teyzesi onunla çok ilgili. Sadece çok fazla görüşemiyorum. Türkiye’de haberim olmadan bir dizide oynamaya başladı. Babam gibi yapmadım. Dedim ki ‘Konservatuvar okuyacak mısın? Ona göre program çizelim hayatına.’
Bu meslekte eğitimsiz insanı kabul etmiyorum. Çocuk yaşta dizide oynamalarını istemiyorum. Okul da yarım kalıyor. O zaman tercihler beğenilmek ve manevi haz oluyor. Bunlar bana yanlış. Ben biraz mahalle çocuğuyum. Çok modern bir adam değilim.”