Kemal Öztürk'ten bir bomba iddia daha: Büyük medya imparatorlukları yerine...
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, medya gruplarının kaçınılmaz olarak sonunda ya kapanmaya ya da dijital dönüşüme gideceğini yazdı.
Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, bugün yine çok dikkat çeken bir
yazı kaleme aldı.
Medya sektöründeki dijital değişime dikkat çeken Öztürk, büyük
yapıların yönetilmez olduğu zamanlarda parçalanıp küçük devletler
kurulduğunu ve medya sektöründe de bunun aynısının yaşanacağını,
büyük medya imparatorluklarının bölünerek yerlerine butik
medya sistemlerinin kurulacağını iddia etti.
İŞTE KEMAL ÖZTÜRK'ÜN BUGÜNKÜ YAZISI:
Medya imparatorluğundan butik medyaya
Büyük imparatorluklar parçalanıp yerlerine küçük devletler kuruldu.
Büyük yapılar yönetilemez olduğu zamanlarda bu kaçınılmazdır.
Medya sektörü bunun aynısı yaşıyor/yaşayacak. Büyük medya
imparatorlukları küçülecek, bölünecek ve yerlerine küçük, etkili
butik medya sistemleri kurulacak.
GAZETECİLER İKİYE AYRILDI
Türkiye’nin önemli medya grubu Ciner Medya’nın Habertürk’ü kapatma
kararından sonra başlayan tartışmada, ikiye bölünmüş
durumdayız.
Bazı meslektaşlarımız kâğıda basılı gazetelerin asla ölmeyeceğini
ve hayatiyetini sürdüreceğini iddia ediyor. Ben ve benim gibi
düşünen diğer grup ise bunun mümkün olamayacağı kanaatinde.
Ciner Medya CEO’su Kenan Tekdağ çalışanlarına kapatma kararını
bildirdiği mektupta, dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğunu son
derece akılcı bir şekilde açıklamış.
Bu kaçınılmaz değişime bugüne kadar direnen tüm medya grupları
istisnasız zarar etti. Bu zarara finansal gücü olanlar bir süre
daha dayanacaktır. Ancak kaçınılmaz olarak sonunda ya kapanmaya ya
da dijital dönüşüme gidecekler.
BASIN İLAN KURUMU İSTERSE BÜYÜK DEĞİŞİM BAŞLAR
Asıl sorun, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) ilan dağıtım politikasında.
Dün yazdım, Türkiye’deki 1200 gazetenin en büyük yaşam kaynağı bu
kurumdur. Eğer BİK, dijital yayını öncelerse, Türkiye’deki büyük
değişim hızlı bir şekilde değiştir.
Yoksa satmayan, okunmayan ve anlamı kalmayan gazeteler, devletin
parasını tüketmeye devam edecek. Ve medya gerçek dönüşümünü asla
yapamayacaktır.
Bu anlamsız politikalar ve büyük medya gruplarının tutarsız
dirençleri yüzünden her gün onlarca meslektaşımız işten
çıkartılıyor. İşletmeler zararlarını gazetecileri işten çıkartarak
kapatmaya çalışıyorlar.
Bugün Türkiye’nin en güçlü markaları, 15-20 kişiyle gazete çıkartır
hale geldi. Haber ajanslarına bağımlı hale geldiler. Ajanslar
yayını kestiğinde hiçbir gazete yayın yapamaz. Durum bu kadar
vahim.
DEVLETİN GAZETELERİ VE DİJİTAL DEVRİMİN
MEDYASI
Medyanın önemli kısmında durumu şudur: Basın İlan Kurumu’ndan ilan,
devlet kuruluşlarından reklam, devlet ajansından haberleri al,
sonra bunlardan gazete ve televizyon yayını yap. Bunlara “devletin
gazeteleri” denir. Kendi özel haberi, muhabiri, yorumcusu, özgün
yayını ve bağımsız editöryal yapısı yok çoğu medya
kuruluşlarının.
Bu sürdürülebilir bir politika değildir.
Bu yüzden medya grupları küçülüyor, bölünüyor ve el değiştiriyor.
Bu daha da hızlanacak.
Şimdi yeni medya süreçlerinin doğuşuna şahit oluyoruz.
Daha az masraflı, daha teknoloji ağırlıklı, daha az insan kaynağına
ihtiyaç duyan ve daha etkili yeni medya aktörleri doğuyor.
Youtube üzerinden yapılan yayınlar televizyonların; Facebook,
Twitter ve Google üzerinden yapılan gazetecilik de gazetelerin
yerine geçiyor yavaş yavaş.
Büyük medya gruplarından işten çıkartılan onlarca gazeteci bugün
kendi küçük medyalarını kurdular ve her geçen gün de
büyüyorlar.
Ancak iki sorunları var:
Devlete ait reklamlar ve ilanlar iki ayrı merkezde toplandığı için
onlardan finansal destek bulamıyorlar.
Özel sektör ise artık tekel haline gelmiş global oyunculara reklam
vermeyi tercih ediyor. Youtube, Google, Facebook, İnstagram medyaya
verilen reklamları fil gibi emip yutuyor.
Tek kişilik medya aktörleri, sosyal medya fenomenleri, bireysel
gazetecilik bu nedenle daha çok ilgi görüyor. Takipçileri,
izleyenleri, okurları reklam dünyasında nokta atış ve tüketiciye
doğrudan ulaşmak için çok ideal.
İKİ ÖNEMLİ HİKAYEYİ OKUYUN
Şurası aşikar ki, geleneksel medya zengin olma, çok para kazanma ve
güçlü olma aracı olmaktan çıktı artık. Medya grubuna sahip olmak
avantaj değil, dezavantaj. Hatta, eğer dönüşüm ve yenilik
yapılmazsa iflas gerekçesi bile olur.
Şimdi dijital devrim, kendi medyasını, aktörlerini, şöhretlerini,
kanaat önderlerini ve markalarını doğuruyor. Kendi dilini, kendi
tarzını, ilişki biçimini, etki alanını ve algı biçimini de kendi
oluşturuyor. Konvansiyonel medya ise tüm bunları uzaktan izlemek,
kendi tükenişini daha da yavaşlatmak için çırpınıyor sadece.
Yeni medya devriminin iki etkili iki hikayesi vardır. Arianna
Huffington’un kurduğu dijital The Huffington Post gazetesi ve The
Young Turks ekibinin kurduğu dijital televizyon. Okunmaya ve örnek
almaya değer.