21 Şub 2022 11:02 Son Güncelleme: 21 Şub 2022 11:07

Kemal Kılıçdaroğlu’na 28 Şubat tazminatı! ‘Erdoğan ve Bahçeli henüz bilmiyor…’

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat sürecinde fişlenmesi nedeniyle açtığı davada 50 bin lira tazminat kazandı. Tazminatı, Cumhurbaşkanlığı ödeyecek.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyaset tarihine 'postmodern darbe' olarak geçen 28 Şubat döneminde fişlendiğini duyurmuş, yargı sürecini ise "Dava açtım, karşımda Erdoğan'ın avukatları vardı" sözleriyle anlatmıştı.

'ERDOĞAN VE BAHÇELİ BU YAZIYLA ÖĞRENECEK'

Halk TV yazarı İsmail Saymaz, "Erdoğan ve Bahçeli'nin bilmediği ve bu yazıyla öğrenecekleri bir gelişme yaşandı" diyerek ana muhalefet partisi liderinin bu davada 50 bin lira tazminat kazandığını duyurdu: "Hayatın cilvesine bakın ki, tazminatı Cumhurbaşkanlığı ödeyecek."

NE OLMUŞTU?

İsmail Saymaz, sürecin nasıl başladığını da şöyle anlattı:

"Kılıçdaroğlu’nun fişlendiğini ilk duyuran, FETÖ nedeniyle kapatılan Bugün gazetesi oldu. Bugün de 15 Nisan 2008’de yayınlanan "Batı Çalışma Grubu CHP'li Kılıçdaroğlu'nu da fişlemiş" başlıklı haberde, o tarihte SSK Genel Müdürü koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu'nun Kürtçü-bölücü olduğu ve örgüt üyelerini kritik noktalara yerleştirdiği yönünde iftiralara yer verildi.

Kılıçdaroğlu, haberden ötürü gazeteye Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtı. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü, üzerinde 'Gizli' kaşesi bulunan fişleme raporunu 2009'da mahkemeye gönderdi. Rapor 28 Şubat kararlarının hayata geçirilmesini sağlamak için oluşturulan Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Değerlendirme Merkezi'nin arşivinden çıkmıştı.

Hal böyle olunca...

Kılıçdaroğlu, Başbakanlık aleyhine Ankara 1. İdare Mahkemesi'nde tazminat davası açtı. Başbakanlık, 'raporun kim tarafından hazırlandığının, hazırlattırıldığının, asıllarının nerede olduğunun, Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Değerlendirme Merkezi'ne ne şekilde intikal ettirildiğinin bilinmediğini, rapora dayalı hiçbir işlem tesis edilmediğini ve eylemde bulunulmadığını' bildirdi.

'SIZDIRILMASI AĞIR HİZMET KUSURU'

Ankara 1. İdare Mahkemesi, 2012’de tazminat isteğini reddetti.

Ancak Danıştay 10. Dairesi 2014'te Kılıçdaroğlu'nun itirazını haklı bulup kararı bozdu. 'Gizli' kaşesinin vurulmasını ve evrakın arşivde olmasını kanıt sayan daire, şu görüşleri savundu:

'Gizli kalması gereken raporun basına sızdırılması ve/veya sızdırılmasının engellenememesi suretiyle aktif siyaset yürüten davacı hakkında birtakım şüphe ve tereddütler uyandırılarak, onurlu ve saygın yaşama hakkının ağır şekilde zedelendiği...'

Dava 2018’de Ankara 1. İdare Mahkemesi'ne yeniden geldi.

Mahkeme ilk kararında ısrar etti ve dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na gitti. Kurul 2019’da Kılıçdaroğlu'nun mağdur edildiği sonucuna vardı.

Kararda şöyle denildi:

'Yürütmekle görevli olduğu hizmeti, kişi haklarının zedelenmesini önleyecek şekilde gerekli önlemleri alarak düzenleyemeyen ve gizliliği sağlayamayan idarenin ağır hizmet kusuru bulunmaktadır.'

Cumhurbaşkanlığının yaptığı karar düzeltme başvurusu 20 Mayıs 2021'de reddedildi.

Ankara 1. İdare Mahkemesi, üçüncü kez önüne gelen dosyada 29 Aralık 2021'de Kılıçdaroğlu'nu haklı buldu. Daire'nin görüşü doğrultusunda Kılıçdaroğlu'na 50 bin TL'lik manevi tazminatın 20 Nisan 2009'dan itibaren faiziyle birlikte ödenmesine hükmetti.

'ASKERLER FİŞLEMEDİ'

Kılıçdaroğlu'nun 28 Şubat’ın mağduru olduğu kesinlik kazanırken, bu fişlemenin kimler tarafından hazırlandığı belirsizliğini koruyor.

İktidar çevreleri ve FETÖ, 28 Şubat sürecinde TSK bünyesinde kurulan Batı Çalışma Grubu’nu suçluyor.

Gerçekten öyle mi?

Bu soruyu, 28 Şubat Davası'nda tutuklanan emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın avukatı Hüseyin Ersöz'e sordum.

Ersöz'e göre bu fişlemeler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın iş müfettişleri tarafından 1995'ten 2000’e kadar hazırlanan beş rapora dayanıyor. Bakanlık raporları Başbakanlık Takip ve Değerlendirme Merkezi'ne gönderiyor.

Ersöz, 'Fişlemenin askerlerle ilgisi yok' diyor.

28 Şubat'ın 25. yıldönümüne...

Altı muhalif liderin buluşmasına yedi gün kaldı.

Kılıçdaroğlu, masaya 'postmodern darbe' mağduru sıfatıyla oturacak."

Yazının tamamı için tıklayın!