'KCK BASIN' DAVASI OLAYLI BAŞLADI, DURUŞMA SALONU BOŞALTILDI
34'ü tutuklu 44 medya çalışanı hakkındaki "KCK Basın" adıyla anılan davanın ikinci duruşması olaylı başladı..
Kürt siyasi hareketine yakın görülen medya kuruluşlarına geçen yıl sonunda yapılan baskınlarda gözaltına alınan ve 34'ü tutuklanan 44 medya çalışanı hakkındaki "KCK Basın" adıyla anılan davanın ikinci duruşması, sanıkların kimlik tespitine "Ez li vir im" yani Kürtçe "Burada" diye yanıt vermesiyle başladı.
20 Aralık 2011 tarihinde başlatılan operasyonlar sonucu açılan davaya Silivri'de İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor.
Duruşmada, hemen tümü çeşitli aşamalarda 12 Eylül tarihinde cezaevlerindeki açlık grevlerine katılan tutuklu gazetecilerin tamamı ile tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Bitkindiler
Açlık grevindeki tutuklu
sanıkların çok zayıf ve bitkin göründüğü, avukatlar tarafından
getirilen şekerli su, tuz ve meyve sularının sanıklara iletilmesine
izin verilmediği bildirildi.
Duruşma öncesi mahkeme salonunun girişinde olağanüstü önlemler alınmıştı. Kampüse gelen araçlar, özel eğitimli köpeklerin desteğinde polisler aramasından geçirildi.
Duruşmayı izlemek üzere, Avrupa Parlamentosu Türkiye'de Basın Özgürlüğü İzleme Komisyonu Başkanı ve AP Polonya Milletvekili Jaroslaw Walesa, Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Parlamentosu Eş Başkanı Helene Flautre ve komisyonun üyeleri, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan, Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan da salondaydı.
Duruşma, tutuklu ve tutuksuz yargılanan gazetecilerin kimlik tespiti ile başladı.
Avukatlar bölümünde gözlemci olarak oturan iki kıdemli hukukçu, Turgut Kazan ve Orhan Birgit izleyici bölümüne gönderilmek istendi. Mahkeme Başkanı gözlemcileri yerinden kaldırmak için askerleri çağıracağını söyledi.
Bunun üzerine Kazan ve Birgit, "Kaç asker göndereceksiniz?" diye tepki gösterdi.
3 dilde yoklama verdiler
Ardından kimlik
tespitlerine geçildi. Gazeteciler kimlik tespitine Kürtçe "Ez li
vir im" diye cevap verdi. Tutuksuz yargılanan gazetecilerden Evrim
Kepenek Hemşince, Murat Eroğlu ise Zazaca yanıt verdi.
Kimlik tespiti sırasında Mahkeme Başkanı, sanıklardan adres bilgileri istedi. Gazeteciler adres bilgilerini de Kürtçe verdi.
Fatma Koçak, Nilgün Yıldız, Semiha Alankuş, Mahkeme Başkanı'nın sorusuna "Bersiv nadim. Ez verger dixwazim" (Cevap vermiyorum. Tercüman istiyorum) diyerek, yanıt verdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı "anlayamadım" diyerek, gazetecileri yerine oturttu.
Açlık grevleri hakkında söz talebi
Kimlik
tespitlerinin ardından DİHA Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya,
cezaevlerinde süren açlık grevleriyle ilgili konuşmak için söz
aldı. Mahkeme Başkanı Ali Alçık, açlık grevlerinin davanın konusu
olmadığını öne sürerek, söz vermeyeceğini belirtti.
Kırkaya, bu davada yargılanan herkesin anadilde savunma, anadilde eğitim ve PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecritin kaldırılması talebiyle açlık grevine başladığı söyledi. Arkadaşlarının ölüm sınırında olduğunu söyleyen Kırkaya'nın konuşmasına Mahkeme Başkanı müdahale etti.
Bunun üzerine Kırkaya, "Siz bizi dinlemeyecek misiniz? İnsanlar ölüm sınırına geldi" diye tepki gösterdi.
Avukat Gülizar Tuncer de yerinden ayağa kalkarak, "Söz vermek zorundasınız böyle bir şey olamaz" diye, mahkeme başkanına tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı, Kırkaya'nın zorla dışarı çıkarılmasını istedi.
Bunun üzerine tüm gazeteciler alkışlarla mahkemeyi protesto ederek, salondan çıktı.