Kayyum günlerinde gazetecilik
Sadece görevini yapmak isteyen gazeteciler için kayyum yönetimi ne ifade ediyor?
Geçtiğimiz yılın Ekim ayında İpek Grubu’nun 22 şirketine kayyum
atandı, yani yönetim değişti. Gazeteciler belki de daha önce
anlamını ve görevinin ne olduğunu bilmedikleri ‘kayyum’ ile
çalışmaya başladılar. Kanaltürk, Bugün TV, Bugün Gazetesi, Millet
Gazetesi ve Kanaltürk Radyo’yu barındıran medya grubu çalışanları
için sıradışı bir dönem başladı.
Önce çalışanların bir bölümü işten çıkartıldı, Mart başında ise
İpek Medya kapatıldı. Tam 500 medya çalışanı bir gecede işsiz
kaldı. Geçen dört ayın ardından bu kez 678 çalışanı bulunan Zaman
gazetesine kayyum atandığı haberi geldi. Tüm tartışmalar ve olaylar
bir yana Zaman gazetesi çalışanları kayyum yönetimi altında
çalışmaya devam ediyor. Peki yönetimde yer almayan, politik
aktivizm içerisinde olmayan sadece işini yapan gazeteciler neler
yaşadı?
BASIN EMEKÇİLERİ SEKTÖRDEN UZAKLAŞIYOR
Bu sorunun yanıtını bulmak için ilk olarak Türkiye Gazeteciler
Sendikası'nın kapısını çaldık. TGS Genel Sekreteri Mustafa Kuleli,
hem İpek Medya’nın kayyum atanmasından kapanmasına kadar geçen
sürede hem de Zaman gazetesi sürecini yakından takip eden bir isim.
Kuleli iki örnekte de gazetecilerin benzer bir psikoloji içerisinde
olduğunu söylüyor: İlk hissiyat: ‘Bizim yarattığımız şeyi
çalıyorlar’ Hemen ardından işini koruma, işten atılacaksa kıdem ve
ihbar tazminatını eksiksiz alma kaygısının başladığını ekliyor.
Kuleli sürecin işten çıkartılan gazeteciler için 30 gün içerisinde
işe iade davası açma, işsizlik maaşına başvurma ve bir süre sonra
yeni iş arama şeklinde devam ettiğini ifade ediyor. Bu yaşananlar
pek çok basın emekçisinin basın sektöründen uzaklaşmasıyla
sonuçlanıyor.
Kuleli siyasi bir kararla atanan kayyum heyetinin keyfi
davrandığını şöyle anlatıyor: Bugün gazetesine atanan Hasan Ölçer
adlı kayyum, gazetenin manşetini beğenmeyince çalışanlara, ‘Rezalet
bir gazete yaptınız’ demiş ve itiraz edenleri işten atmıştı. Zaten
sonradan grubun gazete ve televizyonlarını tümden kapattılar. 500
meslektaşımız işsiz kaldı. İşleri devam ettirmek üzere atanan
kayyum, yayın kapatıyor.
Kuleli bir davaya adanmış olan çalışanlarla ‘Ben sadece işimi
yaparım’ diyenlerin böyle süreçlerde kader birliği yaptığını ve
yakınlaştığını gözlemlemiş. Elbette ki çoğu çalışanın birinci
önceliği ekonomik ve sosyal hakları.
Türkiye medyasının tarihinin en derin krizini yaşadığını söyleyen
Kuleli “Bu baskıcı politik iklim olmasaydı da asgari ücret ile
yoksulluk sınırı arasındaki maaşlarla çalışıp, başka güç
odaklarının çizdiği sınırlarda gazetecilik yapacaktık” diyor. İşte
bu noktada sendikanın önemine değiniyor, Türkiye’deki gazeteciler
tüketim alışkanlıkları açısından ‘batılı’ olduğunu fakat iş
sendikalı olmaya gelince batılılıktan eser kalmadığını söylüyor.
Sözlerini sendikaya çağrı yaparak sonlandırıyor: Siyasi baskılara
ve patron keyfiyetine karşı koyacaksak, işe sendikaya üye olarak
başlayacağız.
Kuleli’nin tanıklıkları bu şekilde, 7 yıl boyunca Bugün gazetesinde
çalıştan sonra işten çıkartılan Hilal Dereli ve Today’s Zaman’da
çalışan Furkan Demir Döven atanan kayyumun ardından yaşadıklarını
anlattı.
Furkan Demirdöven Today’s Zaman ekonomi muhabiri
BU ŞARTLARDA GAZETECİLİK YAPMAK ÇOK GÜÇ
Gazeteye kayyumun atanacağını ilk olarak twitter’daki Fuat Avni’nin
yazdıklarıyla duyduk ve bir dedikodu olarak aramızda dolaştı.
Yandaş gazeteler de yazınca biz bu işin resmileştiğini anladık.
Haber duyulduktan sonra binanın aşağısında hareketlenmeler oldu, ve
okuyucular toplanmaya başladı. Aynı zamanda polisler de binaya
toplanmaya başladı. Ardından polis müdahalede bulundu. Ben böyle
bir tavır olduğunu görünce karara direnmek istedim. Böylece ilk kez
gazla tanışmış oldum. Gazetedeki rutinimiz şöyle, gazetenin
bulunduğu caddenin başı ve sonu toma tarafından tutulmuş, onlarca
polis bekliyor. Her sabah cadde başında durduruluyoruz, ‘personel
misin değil misin’ diye soruyorlar. Kayyumun ardından farklı bir
uygulama geldi, içeri girip isim soy isim ve birimimizi yazıyoruz.
Ardından görevimizi yapacağımız ofise giriyoruz.
Üç kayyum ve danışmanlar var. Ara ara geliyorlar biz yüzlerini
görmedik zaten konuya hiç vakıf olmadıkları anlaşılıyor. Bize
tarafsız habercilik yapmanızı istiyoruz yandaş olmanızı istemiyoruz
dediler ancak Hacı Boydak’ın tutuklandığı haberini gazeteye
sokmadılar, Babek Zencani’nin idam haberini sansürlediler. Biz
Pazar günleri Sunday’s Zaman adı altında daha soft haberlerin
bulunduğu bir gazete çıkarıyoruz bunu da Cuma gününden
hazırlıyoruz. Kayyum heyeti biz bu yazılarla bu gazeteyi
çıkaramayız diyerek Sunday’s Zaman’ı basmadılar. İki editör
arkadaşım bu süreçte izin kullandı, böyle bir çalışmaya tahammül
edemeyeceklerini söylüyorlar.
15-20 yıldır çalışan arkadaşlar var, tazminatları var ve gazeteyi
çocukları gibi görüyorlar onlar da gazeteyi bırakmıyor. Ben ekonomi
muhabiriyim, iç politika hiç ilgimi çekmiyordu ancak bu durumlardan
sonra ilgilenmek zorunda kaldım.
Hilal Dereli, eski Bugün Gazetesi web koordinatörü
yardımcısı
7 YIL BOYUNCA ÇALIŞTIĞIM BİNAYA ALINMADIM
7 yıla yakındır İpek Medya grubunda çalışıyordum önce haber
merkezindeydim sonra web editörlüğü yapmaya başladım. Çok sakin ve
huzurlu bir çalışma ortamımız vardı. Medyadaki diğer
arkadaşlarımızın aksine maaşlarımızı günü gününe alıyorduk. Biz
olayı bir pazartesi akşamı Anadolu Ajansı’ndan geçen İpek Medya
Grubuna kayyum atandı haberiyle öğrendik. Tabii ki çok endişelendik
çünkü kayyumun gelmesiyle bir belirsizlik hali oluştu. 'Her şeyin
sonuna geldik' hissini yaşadık.
Zaten korktuğumuz şey de başımıza geldi. Bir ya da iki gün sonra
kayyum geldi. Hepimizi yazı işlerinin olduğu kata topladı ve sosyal
medyaya da yansıyan o konuşmayı yaptı. Başta isteyen herkesin işe
devam edebileceğini söyledi ama sonra çok kaba bir şekilde o anda
'seni kovdum' gibi ifadeler kullandı. Ben bu belirsizlik durumu
yüzünden 3 gün izin kullanmak istedim. İzinden döndüğümde ise 7
yıldır çalıştığım binaya alınmadım. Yeni haber koordinatörü
olduğunu söyleyen biri elimize bir kağıt tutuşturdu.
İşten çıkartıldığımızı ve her türlü hakkımızın verileceğini
yazıyordu. İstanbul’dan 60’a yakın kişi Ankara’dan ise yaklaşık 15
kişi aynı benim gibi işten çıkartıldı. Ancak 4 ay geçti hiçbir
yasal hakkımızı alamıyoruz. Üstelik İşkur’a ‘işverene karşı kötü
davranış’ bildirildiği için işsizlik maaşı da alamıyoruz. İpek
Medya grubunda pek çok farklı medya grubundan gelen gazeteciler
çalışıyordu. Sadece belli görüşteki kişiler çalışmıyordu. Ben zaten
tarafsız bir noktadayım ama işimi çok severek çalışıyordum. Kayyum
geldi diye de bırakalım diye bir düşüncemiz yoktu. Ama böyle bir
mağduriyet yaşadık.
KAYYUM NEDİR?
Kayyum, devlet aracılığıyla tüzel; kişiliklerin ihtiyacından doğan
hakemlik, geçimsizlik, arıtma ve benzeri süreçlerde, tüzel
kişiliklerin belli işlerini yönetmek ya da meta varlığını yönetim
etmek için, geçici süreyle atanan yöneticidir. Kayyum ataması söz
konusu olduğunda; şirketin önceki tüm yetkileri alınır ve kayyuma
devredilir. Böylece Kayyum, o şirket için tek yetkili haline gelir.
(Radikal)