29 Haz 2018 20:55 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 01:03

Kaynak Holding'in FETÖ yöneticilerinin davası

- FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, haklarında dava açılan 35'i firari, 39'u tutuklu 85 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanıkların savunmaları tamamlandı

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, haklarında dava açılan 35'i firari, 39'u tutuklu 85 sanığın yargılandığı davada, cumhuriyet savcısı 7 sanığın tahliyesini istedi.

Bakırköy Adalet Sarayı'ndaki konferans salonunda İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan beşinci duruşmaya, 35 tutuklu, 7 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.



Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Faruk Tosun, kayyum atanan şirketlerde ortaklığının olmadığını, SGK’lı olarak çalıştığını, Kaynak Vakıf’taki üyeliğiyle ilgili olarak ise birim amirinin kendisini çağırdığını ve görev alacaksın dediği için görev aldığını söyledi.

Dua listesinde adının olmasıyla ilgili olarak ise sanık Tosun, bu durumu emniyet sorgusunda öğrendiğini ifade ederek, "Bu listede yer alanların motivasyonunun yüksek tutulması talimatı var. Listede olanların bu listeden haberi yok. Bank Asya’ya para yatırdığım iddiası var. Bu hesap maaş hesabımdır. 20 yıllık hesabımdır. 2013 yılı Ocak ile 2015 yılı Haziran tarihleri arasında para hareketi var. Her dönem tasarrufa yöneldim. Ev almak için tasarruf yaptım. Birinin talimatıyla para yatırmadım." diye konuştu.

Terör örgütünün şifreli haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı olduğu iddialarıyla ilgili sanık Tosun, bu iddianın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bu durumun nereden çıktığını bilmediğini, kullandığı telefonunun şirket tarafından verildiğini, ikinci el telefon olduğunu, gelen maillerin ise grup mailleri olduğunu söyledi.

Tutuklu sanık Erhan Alış da savunmasında, hakkındaki "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamalarını reddederek, "Kaynak Kağıt’ta lojistik sorumlusu olarak görev aldım. Tamamen profesyonel anlamda çalıştım. Himmet, burs bağışı yapmadım. Kırgızistan’da kurban bağışı yaptım. Bank Asya’da sadece maaş hesabım vardı. 20 sene önce Almanya’ya gittim. 4-5 sene önce arkadaşımla tatil için Kıbrıs’a gittim. İddianamedeki Twitter hesabı benimdir. Kemal Batmaz beni çağırdı. 'Tweet atıyor musun?' diye sordu. 'Arkadaşlar atıyor, ben de atarım' dedim. Ben paylaşımları paylaştım." dedi.

Mahkeme başkanının, "Twitter hesabı nasıl zorla kullandırılır?" sorusuna sanık Alış, "Mahalle baskısı vardı. 5-6 kişi 'sen de kullansana' dedi. Öyle kullandım." cevabını verdi.

Başkanın, "Emre Uslu, Ali Fuat Yılmazer’in tweetlerini paylaşmıssınız." demesi üzerine sanık da "Yapmışımdır, hatırlamıyorum. En büyük pişmanlığım bu tweetler." ifadesini kullandı.

Tutuklu sanık Cemalettin Arslan da savunmasında, Sürat Tur’da umre müdürü olarak işe başladığını, Mart 2014’te 9 ay çalıştığını, Kaynak Vakıf’ta ise 10 ay çalıştığını, burada resmi müdür olmadığını, eski işiyle aynı maaşı alabilmek için bu pozisyonda gösterildiğini, Kaynak Holding’te toplam 3 yıl çalıştığını, kesinlikle Kaynak Holding yöneticiliğinde bulunmadığını, parayla, muhasebeyle işinin olmadığını, örgütsel bir faaliyet görmediğini ve böyle bir şeye katılmadığını öne sürdü.

Kesinlikle "ByLock" kullanmadığını, iddia edilen telefonun şirket hattı olduğunu, cihazın incelendiğinde kullanmadığının ortaya çıkacağını savunan sanık Arslan, "Bank Asya’ya ait hesap hareketleri incelendiğinde 30 bin lira görünüyor. Prizma A.Ş’den ayrıldığımda 3 adet 10 bin liralık çek aldım. Bank Asya’ya yatırdım, tarihlerini bekledim. Sattığım arabanın parası da vardı. Bankaya yatırdım. Ev için çektiğim kredi de kullandım. Herhangi bir çağrıya uyarak para yatırmam söz konusu değildir. Yurt dışına çıkış iddiam var. Örgütsel faaliyet kapsamında yurt dışına çıkmadım. Kaynak Holding’te çalıştığım 3 sene boyunca yurt dışına çıkmadım. Bu ithamı destekleyen delil yoktur." diye konuştu.

Tutuklu sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından taleplerle ilgili görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, 7 sanığın tahliyesini, diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını, sanıkların banka hesaplarındaki hareketlerin kurban, himmet bağışı olup olmadığının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesini ve eksik hususların giderilmesini talep etti.

Mahkeme, ara kararını açıklamak için duruşmaya ara verdi.

- Batmaz ve Biniş'in dosyaları ayrıldı




Bu arada, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'nde bulunan örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş'in dosyalarının bu dava dosyasından ayrılarak, Akıncı Üssü davasıyla birleştirilmesine karar verildi. Bu kapsamda, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların ek savunmasını alacak.



- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerin, olağan ticari faaliyetlerini yürütürken kurdukları örgüte bağlı tüm şirketlerinin para trafiğinin kesişim noktasında bulunduğu belirtilirken, bu sayede örgüt adına sisteme sokulması planlanan paraların FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kontrolünde olan ülke içerisindeki ve yurt dışındaki vakıf, dernek ve eğitim kurumları üzerinden finansının sağlandığı vurgulandı.

İddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerinde tüm iş ve işlemlerin örgütsel olarak planlandığı, örgüt liderinin tüm söylemlerinin hassasiyetle takip edilerek tüm çalışanlar üzerinde baskı kurularak aidiyet duygularının geliştirilmeye çalışıldığı anlatılarak, örgütün yayın organlarına zorunlu abonelikler, sürekli himmet ile örgüte finans sağlandığı, örgütün tüm alanlarda gösterdiği faaliyetlerin bizzat holding merkezinde ve yöneticileri tarafından takip edilerek örgütün nihai amacına ulaşılması için her imkanın kullanıldığının, yürütülen soruşturma ve elde edilen dijital verilerdeki bilgi ve belgeler ile tespit edildiği belirtildi.



Sanıklar Mustafa Özcan ve Naci Tosun hakkında, ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan 15 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, 39 sanık hakkında da ayrı ayrı "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütü yönetici veya üyesi olmak'' suçundan 7,5 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamede, diğer sanıkların ise benzer suçlardan 7,5 yıldan 30 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.