Kaynak Holding'in FETÖ yöneticilerinin davası
- Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları" Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde ''Başyüceler Şurası...
İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans
merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in
yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, aralarında darbe
girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları"
Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde ''Başyüceler Şurası
Başkanı'' Mustafa Özcan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un
da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanığın yargılandığı
davanın ikinci duruşması görüldü.
Bakırköy Adalet Sarayındaki konferans salonunda İstanbul 33.
Ağır Ceza Mahkemesince yapılan duruşmaya, 24 tutuklu, 2 tutuksuz
sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Cengiz Altun, Bank Asya’ya
talimatla para yatırmadığını, yapılan işlemlerin günlük para
hareketlerinin olduğunu, böyle bir işlemin söz konusu olmadığını,
yeni açılan hesap görüntüsü olduğunu, bu durumun ise mevcut
parasından kalan parayı değerlendirmek için olduğunu söyledi.
Parasına para kazandırmak ve tasarruf yapmak için hesap açtığını
ifade eden sanık Altun, ‘’Kaynak Holding’de muhasebe müdürü olarak
çalışıyordum. Hiçbir derneğe üyeliğim yoktur. Bylock kullanmadım.
944 kişinin yer aldığı dua listesinde adım yoktur. Pak-iş’e üye
olmamız için çok baskı vardı. Şirketlere kayyum atanırsa işten
atılacaksınız, özlük haklarınızı ve maaşlarınızı alamayacaksınız
gibi şeyler söylediler. Ben kaçtım, üye olmadım. Sendika Ahmet,
Mehmet hakkını alırsa ben de alırım diye düşündüm. Bir yönlendirme
var diye üye olmadım.’’ diye konuştu.
Terör örgütüyle anılan bir şirkette çalışmaktan utandığını
bildiren sanık Altun, 13 aydır tutuklu olduğunu, terörle mücadele
ettiğini söyledi.
Mahkeme başkanı, ‘’Terörle mücadele ettiğini söylüyorsun,
muhasebecisin, hiçbir şey anlatmadın. Para transferlerini açıkla.’’
Demesi üzerine sanık Altun, "Sürat Kargo’da 7 yıl çalıştım, eleman
düzeyindeydim. Holdinge geçtikten sonra gayri resmi rastladığım bir
durum yoktu." dedi.
Başkan da ‘’Bağış yok muydu, Amerika’ya transfer yok muydu?’’
diye sordu.
Sanık Altun da, ‘’Holdingde transfer kapsamında Kimse Yok Mu,
Fatih Üniversitesi’ne bağışlar vardı. Her şirket şu kadar bağış
yapacak diye şeyler vardı. Ben Kaynak Holding’e kayyumla geçtim.’’
şeklinde cevap verdi.
Başkanın, ‘’12 yıl çalışmışsın, hiçbir sohbete katılmadın mı?’’
sorusuna sanık da, ‘’Katılmadım.’’ dedi.
Bir diğer tutuklu sanık Kadir Karakoç da savunmasında, Zambak
Mimarlık’ta çalıştığını, mimar olduğunu, çalıştığı şirkette yüzde
10 hissedar olduğunu, ortaklarından ikisinin yurt dışına çıktığını,
birinin ise zaten Amerika’da yaşadığını, şirketinin ise Kaynak
Holding ile alakasının olmadığını öne sürdü.
Sanık Karakoç, Zaman Gazetesi’ne ve Sızıntı Dergisi’ne abone
olduğunu belirterek, "Ben mimarım, Zaman Gazetesi’nin tasarımı
değişti, tasarımı hoşuma gittiği için abone oldum. Bir kaç defa
hayır amaçlı burs verdim. İddianameye konu sohbetlerde Kuran
okunuyordu. 3-4 arkadaş kuran dersi alıyorduk. Kuranı öğreten İsa
bey isimli biriydi. Soyadını bilmiyorum." diye konuştu.
Mahkeme başkanının, "Kim bu adam, belki hırsız. Sormadın mı?"
diye sorması üzerine sanık Karakoç da "Sormadım." dedi.
Sanık Karakoç, "Ortaklarım bırakıp gitti, ortada kaldım.
Arkadaşlar niye çıkıp gittiğini bende merak ediyorum." diye
konuştu.
Duruşma yarına ertelendi.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar
Bürosu'nca, FETÖ'nün finans merkeziolduğu gerekçesiyle kayyum
atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik yürütülen
soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, aralarında darbe
girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün "sivil imamları"
Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde ''Başyüceler Şurası
Başkanı'' Mustafa Özcan, holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci
Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanık yer
aldı.
İddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerin, olağan
ticari faaliyetlerini yürütürken kurdukları ile örgüte bağlı
tüm şirketlerinin para trafiğinin kesişim noktasında bulunduğu
belirtilirken, bu sayede örgüt adına sisteme sokulması planlanan
paraların FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kontrolünde olan
ülke içerisindeki ve yurt dışındaki vakıf, dernek ve eğitim
kurumları üzerinden finansının sağlandığı vurgulandı.
Görünen ticari faaliyetleri dışında FETÖ/PDY terör
örgütünün finansmanı kapsamında faaliyetlerde bulundukları,
şirket içerisinde kayıt dışı, burs, kurban, bilet, zekat, fitre
adı ile düzenli para toplandığı anlatılan iddianamede, şirket
çalışanlarının ''Rehberlik'' adı verilen yapılanma adı altında,
kurum kültürü anlayışı ile örgütsel olarak
yetiştirildikleri, şirketlerin genel yönetimlerin, bizzat
örgüt elebaşının talimatları, kitaplarında ve dergileri ile
internet üzerinden yayımlanan mesajları ile sürekli motive
edildikleri kaydedildi.
İddianamede, bu anlayış ile birinci hedefin örgütün toplumda
görünen, kamuflaj yapılanması olan ''hizmet hareketi'' adı
altında sözde dinsel bir yapılanma ile faaliyet yürüttükleri ve
tüm talimatların doğrudan örgüt elebaşından geldiği
kaydedilirken, şirket içerisinde örgütün kriptolu
programlarının kullanıldığı, örgütün kendisini sadece
insanlığa ve dine hizmet eden bir yapı gibi gösterme çabasında
olduğu ancak örgütün yapılan soruşturmalarla açığa
çıkarılan yapısında terör örgütlerinde olduğu gibi hücre
yapılanmalarının olduğunun tespit edildiği aktarıldı.
''İslami gerçekliğinden uzak olarak örgüt içerisinde
eleman kazandırılan hücre evlerinden sorumlu olanlarla, kamu
kurumunda bulunan örgüt mensuplarından sorumlu olan örgüt
yöneticilerinin 'Kod adı' kullanmaları göz önünde bulunduğunda
örgütün kendini gizleme politikası olduğu'' belirtilen
iddianamede, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilmeye çalışılan
darbe girişimi ile birlikte örgütün tüm amacının Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ni tüm organları ile ele geçirmek olduğunun
anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerinde tüm iş ve
işlemlerin örgütsel olarak planlandığı, örgüt liderinin tüm
söylemlerinin hassasiyetle takip edilerek tüm çalışanlar
üzerinde baskı kurularak aidiyet duygularının geliştirilmeye
çalışıldığı anlatılarak, örgütün yayın organlarına zorunlu
abonelikler, sürekli himmet ile örgüte finans sağlandığı,
örgütün tüm alanlarda gösterdiği faaliyetlerin bizzat holding
merkezinde ve yöneticileri tarafından takip edilerek örgütün
nihai amacına ulaşılması için her imkanın kullanıldığının
yürütülen soruşturma ve elde edilen dijital verilerdeki bilgi
ve belgeler ile tespit edildiği vurgulandı.
Sanıklar Kemal Batmaz, Harun Biniş, Mustafa Özcan, Naci Tosun
hakkında ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan
birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terörörgütü
yönetici olmak'' suçundan 15 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis
cezası istenilen iddianamede, 39 sanık hakkında da ayrı ayrı
"anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçundan
ağırlaştırılmış müebbet ile ''silahlı terör örgütü yönetici veya
üyesi olmak'' suçundan 7,5 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis
cezası istenen iddianamede, diğer 54 sanığın benzer suçlardan 7,5
yıldan 30'ar yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına
çarptırılması istendi.