*‘Romeo ve Juliet’ oyunun devam ediyor. Sahneye çıktığın ilk günü hatırlıyor musun?
Hem uçaktan atlamış hem de ateş üzerinde yürümüş gibi hissettim. Ellerim, dizlerim titredi. Heyecan kotamı doldurdum. O ilk günden sonra daha da sakin bir insan oldum galiba. O kadar insan beni canlı canlı izledikten sonra kamera karşısına geçmek daha az heyecanlandırdı.
*Romeo bir tarafın var mı?
Var. Evde biraz daha fazla... Hafsa’yla baş başa kaldığımızda daha enerjiğim. Güzel ve büyük iltifatlar yapıyorum, iltifat konusunda Romeo’yum.
*Bir yandan da ‘Kasaba Doktoru’ dizin devam ediyor. Karakterini nasıl anlatırsın?
Kasaba doktorlarından birini canlandırıyorum. Asi ve adapte olmaya çalışan bir karakter. Ciddi çocukluk travmaları var. Doktor olma hikâyesi de babasını hastane koridorunda kaybetmesiyle başlıyor.
*Role nasıl hazırlandın? Doktor dizileri, filmleri mi izledin veya doktorlarla vakit mi geçirdin?
Ameliyat videoları izledim. Çok garip ve insanüstü bir durumdu. Doktorlara saygım katlanarak arttı, inanılmaz zor bir meslek.
*Her gün yeni bir oyuncu hayatımıza giriyor. Sen nasıl ayrışıyorsun?
Kendimi ayrıştırma mücadelesine girmiyorum. Sanırım bununla biraz farklılaşıyorum. Diğer türlü bir mücadele yorucu ve sıkıcı geliyor. Biraz daha akışında yaşıyorum.
*Ensende kimin nefesi var?
Benim yaşıtım olan çok iyi oyuncular var. Oyuncular için iş imkânı dijital seçeneklerle çok arttı. O yüzden yan yana, bir hilal şeklinde ilerliyoruz.