*Değil misin?
Tanısan seversin. Soğuk değilim. Sadece belli mesafeler içinde iletişim kuruyorum. Bu mesafe zaten sohbet ettiğimizde yok oluyor.
*Çılgınlıkların yok mu hiç?
Karadeniz’de tatile gitmiştik. Çok büyük dalgalar vardı. O dalgalarla boğuşmak benim için çok heyecanlıydı. Bazılarına heyecanlı gelmeyebilir ama benim için öyleydi.
*En son ne için ağladın?
Ağlamak çok rahatlatıcı... Geçen gün bir sahne sırasında ağladım. Canlandırdığım karakterin annesi kanser oluyor. Sahnede bana öyle bir gerçeklik geldi ki ağlamaya başladım. Ama tabii sahne kesilince o durumdan çıktım.
*Bir yemek masasında tarihten üç kişiyle yemek yiyeceksin. Kimleri seçerdin?
Bir filozofla oturmak isterdim; Sokrates olsun. Diğeri Bill Clinton... Çok çalkantılı bir dönemde başkanlık yapmış, “Bu hayat sana neler yaptı” diye sormak isterdim. Üçüncüsü de Michael Jackson olurdu... Üçü de dönemsel olarak inanılmaz şeyler yaşamış. Üçüne ‘’Arkadaşlar, siz ne yaşadınız’’ derdim.
*Yaparken yakalandığın ve en utandığın şey nedir?
Olmamam gereken bir yerde bulunup fotoğraflandım. Olduğum yeri farklı söylemiştim.
*Bir ünlüyle yaşadığın en unutulmaz anın...
İki ünlü arkadaşımla birlikte, kendimizi kendi kontrolümüz dışında bir yerde bulduk.