Kartopu oynarken öldürülen gazeteci Nuh Köklü anıldı
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 17 Şubat 2015'te Kadıköy'de öldürülen gazeteci Nuh Köklü'yü, Basın Müzesi'nde düzenlenen toplantıyla andı.
Türkiye'de öldürülen 65. Gazeteci olan Nuh Köklü ölümünün birinci
yılında anıldı. 17 Şubat 2015'te Kadıköy'de öldürülen gazeteci Nuh
Köklü için Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi'nde bir anma
toplantısı düzenlendi. Toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter
Yardımcısı Ahmet Özdemir, Balotaj Kurulu Başkanı Muammer Tuncer,
Balotaj Kurulu Sekreteri Haşmet Yavuz, Türkiye Gazeteciler
Sendikası Başkanı Uğur Güç, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan
Durmuş, öldürülen gazeteci Nuh Köklü'nün eski eşi ve Yurt Gazetesi
Yazı İşleri Müdürü Sibel Köklü ve Nuh Köklü cinayetinin davasının
avukatı Mehmet Ümit Erdem ile gazeteci Namık Koçak'ın da aralarında
bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
NUH KÖKLÜ'NÜN ÖLDÜRÜLMESİ NEFREF SUÇU
CİNAYETİDİR
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, yaptığı açılış konuşmasında
şunları dile getirdi:
"Nuh Köklü'nün ismi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Öldürülen
Gazeteciler listesinde yer alıyor. Öldürülen 65. gazeteci. Basın
Müzesi'nde bulunan Öldürülen Gazeteciler Galerisi'nde de fotoğrafı
asılı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Nuh Köklü'yü 'Öldürülen
Gazeteciler" listesine almaya karar verdiği zaman, bir açıklama
yaptı: Bu açıklamada Nuh Köklü'nün öldürülmesi halkı birbirine
düşman etmeye yönelik 'Benim esnafım aynı zamanda polistir'
söyleminin yarattığı en kötü sonuçlardan biridir. Nefret
cinayetidir. Siyasetçileri halkı birbirine düşman etmeye yönelik
açıklamalar yapmaktan vazgeçmeye, sorumlu davranmaya, demokrasiyi
geliştirmeye barışı ve kardeşliği sağlayacak adımları atmaya davet
ediyoruz' denildi. Nuh Köklü'nün ölümünün birinci yılında yine
barışın ve demokrasinin geliştirilmesi için siyasetçilere çağrı
yapıyoruz. Toplum ayrıştırıldıkça insanlar bir hiç uğruna
ölüyor."
TURGAY OLCAYTO: NUH KÖKLÜ ARAMIZDAN ÇOK ERKEN
AYRILDI
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, şunları dile
getirdi:
"Nuh, gazeteciliği gerçekten çok seven arkadaşlarımızdan biriydi.
Türkiye'de ne yazık ki basın sektöründe gazeteciliği bu kadar çok
seven, gazetecilikle özdeşleşen insanlar basın sektörü dışında
bırakılıyor.
Nuh Köklü de bundan zaman zaman nasibini aldı. İşsizlikler yaşadı.
Çok donanımlı, 'deli fişek' olarak tabir edilen arkadaşlarımızdan
biriydi. Çok erken zamanda aramızdan ayrıldı. Devletin 'benim
askerim, benim esnafım' diye ayırdığı bir toplumda cahilliğin
verdiği cesaretle önlerine geleni sindirmeye çalışanların
saldırısına uğradı.
GAZETECİLER HALKIN SESİDİR
New York Times Gazetesi Nuh Köklü'nün ölümünü 'karın rengi kırmızı'
başlığı ile yazmıştı. Gerçekten de öyle oldu. Nuh'un acısı
hepimizin yüreğine düştü. Çok verimli olduğu bir zamanda aramızdan
ayrıldı. Kitaplar yazacaktı. Öldürülen Gazeteciler listesinde
kayıtlarla tespit edebildiğimiz 65 gazeteci var. En az bunun iki
katı kadar da kayıtlarla tespit edemediğimiz öldürülmüş gazeteci
var. Bugün Güneydoğu'da gazeteci arkadaşlara, 'Dua edin
öldürülmüyorsunuz; dayak yiyorsunuz' diyorlar. Bu bir tür itiraf
aynı zamanda. Neden gazeteciler korkutulur? Çünkü gazeteciler
halkın sesidir. Halkın doğru haber alma, gerçekleri öğrenme hakkını
savunur. O nedenle de gazeteciler pek sevilmez.
GAZETECİLER BARIŞTAN YANA TARAFTIR
Toplumlarda gazetecilerin görevi çok önemli. Türkiye'de tek parti
döneminden bu yana gazetecilere baskı hiç azalmadı. Son 5 yılda da
bu doruğa çıktı. Yasalar buna izin veriyor. Diyarbakır Valisi her
yurttaşın cebinde tabanca var, kendini korumak için taşıyor diyor.
Sonra tabanca var diye insanlar hapse atılıyor.
Bu ortamda Türkiye'de barışın nasıl sağlanacağı önemli bir mesele.
Barışı en çok savunması gereken biz gazetecileriz. Gazetecilerin
tek taraf olduğu konu var o da barıştır. Gazetecilerin taraf
olmadığı tek konu da savaştır. Savaşa gazeteciler taraf
olamaz."
SİBEL KÖKLÜ: NUH İŞSİZ BİR GAZETECİ OLARAK
ÖLDÜ
Öldürülen gazeteci Nuh Köklü'nün eski eşi Sibel Köklü, konuşmasında
şunları belirtti:
"Nuh Köklü'nün eski eşiyim. Boşanmıştık. Fakat kendisi soyadını
kullanmaya devam etmemi istedi. Medya sektöründe bir yere gelmenin
ne kadar zor olduğunu bilen isimlerden biriydi. Hele kadınlar için
medyada kendine yer bulmak, tanınmak, iş bulmanın ne kadar zor
olduğunu biliyordu. Benim yayınlanmış 3 tane kitabım var. '20 sene
Sibel Köklü olarak uğraştın Okuyucularınla olan bağın kopmasın,
Köklü soyadını kullanmaya devam et' demişti. Ben de Sibel Köklü
olarak var olmaya devam ettim.
NUH TAM BİR BASIN EMEKÇİSİYDİ
Nuh Köklü, tam bir basın emekçisiydi. Ölümüyle tanındı.
Gazeteciliğe nasıl başladı neler yaptı? Dergilerle başladı. Daha
çok muhalif yayınlarda çalıştı. Özellikle gençlerin okuduğu
dergilerde çalıştı. Tempo'da Bianet'te çalıştı. Birgün Gazetesi'nin
kuruluşunda bulundu. Sabah gazetesindeki o meşhur Grev Nuh'u medya
dünyasında tanıttı. Grev sözcüsü olarak, bazı günler tek başına
gazetenin önünde bekledi. Sabah gazetesinde Grev yapan 10
gazeteciden biriydi. Kamuoyunu harekete geçirebilmişti.
Sonuçta işten atıldı. Bir süre tazminatıyla idare etti. NTV'ye
girdi. 4 sene çalıştı. Ölmeden 7-8 ay önce ekonomik gerekçelerle de
işten çıkarılmıştı. İşsiz gazeteci olarak öldü.
GEÇEN SENE BUGÜN HAVA SICAK OLABİLİRDİ
Gazetecilikten başka bir iş yapmadı. Gazeteciliği çok severek
yaptı. Kitap, senaryo çalışmaları vardı. Gazeteci olmak, kimliği
taşımak farklı bir şeydi. Bugün hava 20 derece. Bugün havanın bu
kadar sıcak olduğunu görünce 'Geçen sene kar yağmasaydı ne olurdu?'
diye düşündüm. 'Madem Şubat 20 derece oluyor, o insan niye öldü?'
diye geçirdim aklımdan. O gün 'İç Güvenlik Paketi' olarak bilinen
düzenlemelere karşı yaptıkları nöbetten dönüyordu. Kızlı erkekli
bir grup ile kart topu oynarken böyle oldu. Duyduğumuzda hiçbirimiz
inanamadık. Cinayet, kavga Nuh'tan çok uzak kelimelerdi. Nuh kavga
etmezdi. Dans etmeyi, sinemaya gitmeyi, müzik dinlemeyi severdi.
Kendi kendine İspanyolca öğrenmişti. Kitap projeleri vardı.
Gerçekleştiremedi. Uğraştı. Çabaları vardı.
Bu bir sene zor geçti. Böyle bir kaybı kabul etmek çok güç. İnsanın
aklı almıyor. Bu ülke sağ olsun o kadar başka şeyler gösterdi ki;
Nuh'dan birkaç ay sonra Kadıköy'de bir genç öğretmen arkadaşımızı
kaybettik. Arkasından toplu katliamlar gördük. Suruç, Ankara...
Acılar bitmiyor. Türkiye'nin iklimi çok sertleşti."
UĞUR GÜÇ: AKTİVİST OLDUĞU İÇİN HAYATINI
KAYBETTİ
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç, şöyle konuştu:
"Nuh, iyi bir gazeteciydi. Sabah Gazatesi'nde işten çıkarılan
arkadaşlarımızdan biriydi. Grevde o pankartın önündeydi. Her türlü
eylemin içindeydi. Nuh Köklü, devrimci bir arkadaşımızdı. Adil bir
paylaşmaya inanan bir insandı. Dans etmeyi severdi. Aktivist idi.
Grevde olan, direnen diğer işçileri ziyaret ederdik. Onlarla da
dayanışmaya çalışırdık. Aktivistliğini her zaman sürdürdü. Uzun
süre işsiz kaldı. Sonraki zamanlarda NTV'de iş buldu. Orada
çalışırken de işsizdi. Kadrosuz çalışıyordu. Aktivist olduğu için
hayatını kaybetti. O gece bir adalet nöbeti tutuyordu. Güvenlik
paketi için adalet nöbeti tutuyordu. Oradan çıkıp eve doğru
giderken, iktidar tarafından tahrik edilen bir esnaf tarafından
katledildi. Karın rengi kırmızı oldu. Nuh, bizden sonraki
kuşakların anması gereken bir isimdi. Ben arkadaşı olarak anmak
istemezdim. Maalesef anmak bize düştü. Politik bir cinayet olarak
tarihte yer alacaktır."
ÜMİT ERDEM: DAVANIN TAKİPÇİSİ OLMANIZ OLDUKÇA
ÖNEMLİ
Nuh Köklü cinayetinin davasının avukatlarından Ümit Erdem, şunları
dile getirdi:
"Bu dosya basit bir cinayet davası değil. Basit bir kartopu gelmesi
nedeniyle meydana gelmiş bir olay değil. Arka planında 'Benim
esnafım kendi işini kendi görür' psikolojisinin olduğu görülüyor.
Oradaki husumet sadece Nuh'a değil, oradaki topluma olan bir
husumettir. Katilin ağabeyi tarafından dosya Cumhurbaşkanı'na
gönderildi. Yardım istiyorlar. Burada husumeti ortaya çıkarmamız
gerekiyor. Sanık epilepsi olduğu için askerde çürük rapor almış.
Kamera görüntülerinde ne kadar soğukkanlı olduğu, bıçağı yıkadığı,
güldüğü, telefonla konuştuğu görülüyor. Sizler, davaya sahip
çıktınız. Her zaman bu işi sahiplendiniz. En ufak şey olduğunda
yerinde müdahalelerde bulundunuz. Duruşmalar sadece duruşma
salonunda, iyi dilekçe sunarak, avukatlık yaparak kazanılmaz. Bu
davalar toplumsal davalardır. Bu işin sonuna kadar gitmesi için
sizin mücadeleniz çok önemli. Bu işi sahiplenmeniz dilinizden
düşürmemeniz oldukça önemli. Gündemde tutmanınız önemli. Bütün
sorumlular ceza alana kadar bu işin peşini bırakmamalıyız. 18
Mart'ta görülecek davada görüntüler netleşecek."
NUH İLK GEZİCİ OLARAK AKLIMDA KALDI
Erkan Aslan (Nuh Köklü'nün arkadaşı): Nuh ile NTV'de çalıştık.
Farklı programlarda beraber bayağı mesai yaptık. İkimiz de NTV'den
maddi gerekçelerle çıkarıldık. İşsiz kaldığımız günlerde
birbirimizi bırakmadık. Sırdaşlık yaptık. İşsizlik umudumuzu
kırıyordu. Gelecekte de iş bulamayacağına iyice inanmaya
başlamıştı. Almanya'ya gittiğimde de sık sık haberleştik. Ölümünden
4 gün önce telefonlaştık. Buluşacaktık. Kar yağışı nedeniyle ilk
buluşmaya gelemedi. Ölümünden önce ben hafta sonu İzmir'e gittim.
Dönüşte buluşmak için sözleşmiştik. Nuh'u kaybettik diye telefon
geldiğinde donakaldım. Ümit doluydu. İşsizlik döneminin tam aksi
bir Nuh vardı. Nuh ilk Gezici olarak aklımda kaldı. Nuh 1968
doğumludur ve gerçekten 68 ruhunu taşıyordu.
NAMIK KOÇAK: HUKUKUN TERAZİSİ TERS
Gazeteci Namık Koçak, şöyle dedi:
"Ölümün ne kadar kolaylaştığını gördük. Karın rengi kırmızı,
hukukun terazisi ters yönde. Sonuçta adaletin tecelli edeceği
konusunda kuşkularım var. Hangi cesaretle Cumhurbaşkanına mektup
yazılır. Bir cinayet işlenmişse o sorumluluğu hep birlikte taşımak
gerekir. Tuhaf bir ülke olduk. Silahsız terör örgütü diye bir
kavram çıktı. Dünya başka yere gidiyor. Ölümlerle uğraşıyoruz.
Herhalde bu coğrafyanın kaderi. Ummaktan vazgeçemiyoruz.
NUH KÖKLÜ'NÜN FOTOĞRAFI ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER LİSTESİNE
EKLENMİŞTİ
Kadıköy'de kartopu oynarken bir esnaf tarafından 17 Şubat 2015 günü
bıçaklanarak öldürülen gazeteci Nuh Köklü'nün adı Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti'nin "Öldürülen Gazeteciler" listesine
eklenmiş, fotoğrafı, TGC Basın Müzesi'ndeki Öldürülen Gazeteciler
Galerisi'ne, 7 Ağustos 2015'te düzenlenen bir törenle asılmıştı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, gazeteci Nuh Köklü'nün
öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada "Nuh Köklü'nün
öldürülmesi, halkı birbirine düşman etmeye yönelik 'benim esnafım
aynı zamanda polistir' söyleminin yarattığı en kötü sonuçlardan
biridir. Nefret cinayetidir. Siyasetçileri halkı birbirine düşman
etmeye yönelik açıklamalardan vazgeçmeye, sorumlu davranmaya,
demokrasiyi geliştirmeye, barışı ve kardeşliği sağlayacak adımlar
atmaya davet ediyoruz" demişti.
NUH KÖKLÜ NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
Nuh Köklü 17 Şubat 2015'te, Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi,
Karakolhane Caddesi'nde sokakta arkadaşlarıyla kartopu oynamaya
başladı. Bu sırada atılan kartoplarından biri sokaktaki aktarın
vitrin camına isabet etti. Duruma sinirlenerek dışarı çıkan iş yeri
sahibi Serkan Azizoğlu ile Nuh Köklü ve arkadaşları arasında
tartışma yaşandı. Tartışma sırasında dükkana giren Serkan Azizoğlu
bu defa elinde bıçakla dışarı çıkıp Nuh Köklü'yü göğsünden
bıçakladı. Ağır yaralanan Nuh Köklü, hastanede yapılan tüm
müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Serkan Azizoğlu, kasten adam
öldürmek suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cinayetin
davası sürüyor.
NUH KÖKLÜ KİMDİR?
1968 yılında Ankara'da doğdu. Liseyi Ankara'da Mamak Lisesi'nde
okudu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo ve
Televizyon Bölümü'nü bitirdi. Mesleğe, İstanbul Life Dergisi'nde
editör olarak başladı. Aynı dergide haber müdürlüğü görevini
üstlendi. Nokta ve Express dergilerinde çalıştı. Birgün
Gazetesi'nin kuruluşunda görev aldı. Bianet haber sitesinde
editörlük yaptı. Açık Radyo'da "Bir şey daha var" programını
hazırladı. 2003 yılında Latin Amerika'ya gitti. Bir yıl Arjantin,
Peru ve Uruguay'da yaşadı. Yurt dışında bulunduğu sürede Bianet'e
haberler göndermeye devam etti. Türkiye'ye döndüğünde Sabah
Gazetesi'nde çalıştı. Radikal 2'de yazılar yazdı. 2009 yılında
ATV-Sabah grubundaki grev nedeniyle işten çıkartıldı. O dönem
Türkiye Gazeteciler Sendikası işyeri temsilcisiydi. Daha sonra
2010-2014 Haziran tarihleri arasında NTV'de program editörü olarak
çalıştı. Kadro daraltılması gerekçesiyle NTV'deki işinden
çıkarıldı. Gazetecilik dışında başka iş yapmadı. Yaşamı boyunca
mesleğini sürdürmek için mücadele verdi. Öldürüldüğünde 47
yaşındaydı.