24 Oca 2025 07:39 Son Güncelleme: 24 Oca 2025 07:42

Kartalkaya’daki yangın faciasında suçu Bolu Belediyesi’ne attı! ‘İlgili bakanlığa bildirseydi…’

78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel'deki yangının sorumlularına dair tartışmalar devam ederken, Ahmet Hakan’dan dikkat çeken bir yazı geldi.

Türkiye'nin en önemli kış turizmi merkezlerinden biri olan Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de, 21 Ocak'ta sabaha karşı çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti.

Sorumlulara dair tartışmalar devam ederken Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde Bolu Belediyesi’ni ‘suçlu’ buldu.

Kartalkaya’da yanan otelin 40 gün önce Bolu Belediyesi’nden yangın için rapor istediğini hatırlattıktan sonra “Bolu Belediyesi, raporunda demiş ki: Bu otel, yangın açısından berbat durumda. Her şeyi eksik. Otel de bunun üzerine Bolu Belediyesi’ne ‘Ben talebimden vazgeçtim. Senden rapor falan istemiyorum’ demiş” detaylarını paylaşan Ahmet Hakan, devamında şu tespitte bulundu:

“Yangın açısından otelin muazzam vurdumduymazlığını resmi olarak saptayan Bolu Belediyesi, bu durumu...

-İlgili bakanlığa bildirseydi.

-Valiliğe bildirseydi.

-Savcılığa bildirseydi.

Onlarca yaşamı kurtaracak bir adım atmış olacaktı.

Fakat Belediye, bunların hiçbirini yapmadı.

“Bana ne, beni ilgilendirmez, benim sorumluluğumda değil” tavrı takındı.

Bolu Belediyesi’ne düşen görev, alarm zillerini çalmaktı.

Mevzuatta böyle bir görevi olmayabilir belediyenin.

Ama insanlık için böyle bir görevi var.

40 gün önce insan hayatını hiçe sayan vurdumduymazlık saptanmış.

Nasıl olur da “gık” bile denmez?

40 gün önce cinayetin geldiği görülmüş.

Nasıl olur da cinayeti engelleyecek en küçük bir adımı bile atılmaz?”

Ahmet Hakan’ın ‘Bolu Belediyesi cinayeti görmüş’ başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:

Kartalkaya’da yanan otel, 40 gün önce Bolu Belediyesi’nden yangın için rapor istemiş.

Bolu Belediyesi de talep doğrultusunda bu oteli denetlemiş.

Belediyenin hazırladığı rapor...

Gayet düzgün ve gayet dürüst bir rapor.

Bolu Belediyesi, raporunda demiş ki:

“Bu otel, yangın açısından berbat durumda. Her şeyi eksik.”

Otel de bunun üzerine Bolu Belediyesi’ne...

“Ben talebimden vazgeçtim. Senden rapor falan istemiyorum” demiş.

Bunların yaşanmasından 40 gün sonra ne oldu?

Raporda sözü edilen eksikler yüzünden hepimizi kahreden o büyük facia yaşandı.

78 canımızı yitirdik.

Yangın açısından otelin muazzam vurdumduymazlığını resmi olarak saptayan Bolu Belediyesi, bu durumu...

-İlgili bakanlığa bildirseydi.

-Valiliğe bildirseydi.

-Savcılığa bildirseydi.

Onlarca yaşamı kurtaracak bir adım atmış olacaktı.

Fakat Belediye, bunların hiçbirini yapmadı.

“Bana ne, beni ilgilendirmez, benim sorumluluğumda değil” tavrı takındı.

Bolu Belediyesi’ne düşen görev, alarm zillerini çalmaktı.

Mevzuatta böyle bir görevi olmayabilir belediyenin.

Ama insanlık için böyle bir görevi var.

40 gün önce insan hayatını hiçe sayan vurdumduymazlık saptanmış.

Nasıl olur da “gık” bile denmez?

40 gün önce cinayetin geldiği görülmüş.

Nasıl olur da cinayeti engelleyecek en küçük bir adımı bile atılmaz?