Karşı Gazete davasında yeni gelişme! Gizli tanık 'Ayçiçeği' kendini deşifre etti!
Kapatılan Karşı gazetesinin sahibi Turan Ababey ve 10 çalışanına yönelik iddianamede, gizli tanık "Ayçiçeği" bakın kim çıktı?
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17-25 Aralık yargısal darbe
girişiminde yasa dışı ses kayıtlarını servis ettikleri gerekçesiyle
haklarında dava açılan kapatılan Karşı gazetesinin sahibi Turan
Ababey ve 10 çalışanına yönelik iddianamede, sanık Ababey'in, gizli
tanık "Ayçiçeği"nin kendisi olduğunu beyan ettiği ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca
hazırlanan iddianamede, kamuoyunda "17/25 Aralık soruşturmaları"
olarak bilinen sürecin FETÖ/PDY tarafından kurgulandığının
anlaşılması üzerine, ülke çapında örgüt faaliyetleriyle ilgili
soruşturmalar yapılıp iddianameler hazırlandığı anlatıldı.
Terör örgütünün 25 Aralık sürecindeki faaliyetleriyle ilgili
soruşturma kapsamında 1 Eylül 2014'te yakalanan sanıkların bir
kısmının, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetine darbe teşebbüsü, silahlı
terör örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak, gizliliğin ihlali ve
casusluk" suçlarından tutuklandığı hatırlatılan iddianamede, daha
sonra yapılan soruşturmalar neticesinde isnat edilen suçlarla
ilgili dava açıldığı kaydedildi.
"GAZETENİN KÜNYE BİLGİLERİ DİKKATE ALINDI"
Soruşturma sürecinde, eski CHP Milletvekili Eren Erdem, gazetenin
sahibi Turan Ababey ile diğer sanıklar Emre Erciş, Ufuk Emin
Köroğlu, Mehmet Bozkurt ve Kutlu Esendemir hakkındaki dosyanın
ayrıldığı belirtilen iddianamede, başsavcılığın 15 Ekim 2015'te bu
soruşturma ile 2014 yılında başlatılan soruşturma dosyalarını,
konuları aynı olduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verdiği ifade
edildi.
İddianamede, sanık Eren Erdem'in 25. dönem milletvekilliği genel
seçimlerinde milletvekili seçilmesi nedeniyle soruşturmasının
durdurulduğu ve işlemlerin başka bir dosyaya kaydedilmesine karar
verildiği hatırlatıldı.
Soruşturma aşamasında sadece gazetede değil, aynı isimle faal
olan internetteki haber sitesi ve sosyal medya hesabında da algı
faaliyetlerinin yapıldığının anlaşıldığına işaret edilen
iddianamede, künye bilgileri dikkate alınarak örgüt adına
faaliyet gösteren sanıkların da soruşturma kapsamına alındığı
belirtildi.
Gizli tanık beyanı, gazetenin sahibi sanık Turan Ababey'in beyanı
ve teknik takip çalışmaları sonucu irtibatlı olan diğer
sanıklarla ilgili de araştırma yapıldığı vurgulanan iddianamede,
örgüt bağlantısı yönünde yeterli şüphe olanlarla örgütle
bağlantılı olmamakla birlikte eylemleri itibarıyla örgüte yardım
ettikleri değerlendirilenler hakkında da soruşturma yürütüldüğü
dile getirildi.
"ÇİKOLATA KUTUSUNDA BELGE GETİRİLİYORDU"
Terör örgütü FETÖ'nün genel yapısı, örgütlenmesi ve medya
yapılanmasıyla medyayı kullanmasına ilişkin bilgilere vurgu yapılan
iddianamede, kapatılan Karşı gazetesinin kuruluşu ve suç unsuru
yayınlarıyla ilgili de açıklamalar yapıldı.
Soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan gizli tanık "Ayçiçeği"
beyanında, "Turan Ababey'i gazetenin sahibi olduğu için tanıdığı,
gazetenin genel yayın yönetmenliğini Eren Erdem'in, yardımcılığını
Mehmet Bozkurt'un, genel koordinatörlüğünü Kutlu Esendemir'in,
haber müdürlüğünü Murat Kazancı'nın yürüttüğü, sanıklar Ufuk
Köroğlu ile Emre Erciş'in ise gazetede muhabirlik yaptıkları"
bilgilerini verdiği aktarılan iddianamede, gizli tanığın ayrıca şu
ifadelerine yer verildi:
"Karşı gazetesi, Gezi olaylarından yaklaşık 6 ay sonra yayına
başladı. Haberleri TUSKON'un danışman firmasından 'Yusuf' isimli
kişi getiriyordu. Yusuf, getirdiklerini Eren Erdem'e veriyordu.
Aynı şekilde CD'leri Emre Erciş ve Ufuk Köroğlu'na getiriyordu.
Haberler, bazen CD şeklinde, bazen dosya kağıdı şeklinde gizli
belge olarak geliyordu. Bu haberlerin bazıları TUSKON'un danışman
firmasından gönderilen çiçeklerin saksısına CD şeklinde saklanarak
geliyordu. Bazen de çikolataların içerisinde CD'ler gönderiliyordu.
Bunları genellikle kuryeyle gönderiyorlardı. Danışman firmasından
Yusuf da zaman zaman gazeteye geliyordu. Gazetenin sahibiyle zaman
zaman bazı belgelerin yayınlanıp yayınlanmaması hususunda ters
düştükleri oluyordu. Gazetenin sahibi Turan, gizli ve kritik
belgelerin yayınlamasını istemiyordu. Eren Erdem ise ısrarla
yayınlanmasını istiyordu. Mehmet Bozkurt da böyle kritik belgelerin
yayınlanmasını istemiyordu. Bunun üzerine Eren Erdem gazetenin
sahibi Turan'a, 'Bunlar hükümeti düşürecek, Erdoğan'ı Lahey'de
savaş suçlusu olarak yargılatacak belgeler, bunları yayınlarsak
TUSKON size yardımcı olur, size yeteri kadar para verir, zengin
olursun.' diyordu."
"ABABEY'İN ALGI FAALİYETLERİNE KATILDIĞINA DAİR DELİL
YOK"
İddianamede, Turan Ababey'in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na
sunduğu dilekçeyle gizli tanık "Ayçiçeği"nin kendisi olduğunu
belirterek, bu beyanlarını açık kimliğiyle ulusal kanallarda tekrar
ettiğini ve bu nedenle gizli tanık olmak istemediğini anlattığı
aktarıldı.
İddianamede, Ababey'in ifadesinde, daha önce tekstil işi yaparken 1
Ocak 2014'te bazı arkadaşlarının teşvik etmesiyle bir gazete
kurmaya karar verdiği ve "Karşı" ismiyle gazeteyi çıkarmak üzere
gerekli yerlere müracaat ederek 9 Şubat 2014'te yayın hayatına
başladıklarını anlattı.
Gazete ilk çıkmaya başladığında o dönemde meşhur olan bazı
soruşturma dosyalarıyla ilgili haberlerin tapeleriyle birlikte
verildiğini, kendisinin bunlardan gazete sahibi olarak
sorumluluğunun bulunmadığını savunan Ababey, tapeler yayımlanırken
bilgisinin olmadığını ve kendisine danışılmadığını söyledi.
Ababey, gazetede soruşturmaların içeriğiyle ilgili spesifik
bilgiler verilmesini ve tape yayınlanmasını istemediğini, buna
ilişkin de toplantılar yaptığını aktararak, bu toplantı tutanakları
gazeteden çalındığı için ilgili savcılığa başvurduğunu dile
getirdi.
Diğer gazetelerin yazarlarının gazeteyi cemaatin kurdurduğu yönünde
yazılar yazdıklarını, bütün bunların sonucunda iflasa
sürüklendiğini, mağdur olduğunu ve çok büyük ekonomik sıkıntılar
yaşadığını anlatan Ababey, "Bu yayınların amacının hükümeti
yıpratmak olduğunu fark ettim. Daha çok ihanete ortak olmamak
içinde gazeteyi kapattım. Bu işin sonunun kötü olduğunu söylediğim
halde, bir kısım sanıklar 'Basın Kanunu bizi korur, zaten sana
hiçbir şey olmaz, bütün sorumluluk, sorumlu yazı işleri
müdüründedir.' dedi." ifadelerini kullandı.
İddianamede, sanık Ababey hakkında gazetenin sahibi olması ve
gazetede algı faaliyetlerinin yoğun yapılması dikkate alınarak
soruşturma yapıldığı belirtilerek, "Soruşturma aşamasında sanığın
finans yönüyle gazeteyi desteklediği tespiti yapılmış ancak bunun
dışında algı faaliyetlerine katıldığına veya örgüt üyesi olduğuna
dair delil elde edilememiştir." denildi.
7 SANIKTA BYLOCK ÇIKTI
Turan Ababey'in henüz soruşturmanın başında gazetede örgüt adına
yapılan algı faaliyetleri hakkında samimi şekilde detaylıca bilgi
verdiğine dikkati çekilen iddianamede, sanığın örgüt üyesi olduğuna
dair yeterli delil olmamakla birlikte finans yönüyle gazeteyi
desteklemesinin, "örgüte yardım" olarak değerlendirildiği ve
ifadesine göre etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması gerektiği
kanaatine varıldığı vurgulandı.
Sanıklardan Alaattin Akkaşoğlu, Mehmet Aydoğmuş, Onur Kala, Mehmet
Bozkurt, Değer Özergün, Murat Kazancı ve Emrah Direk'in, FETÖ'nün
şifreli haberleşme programı ByLock kullandıklarının tespit edildiği
bildirilen iddianamede, bu sanıkların ByLock kullanım detaylarına
yer verildi.
EMRE ERCİŞ'İN TELEFON GÖRÜŞMESİ LEHİNE DELİL
SAYILDI
İddianamede, kapatılan Gediz gazetesi çalışanı sanık Emre Erciş'in
24 Haziran 2015'te, "Muhammet" isimli bir kişiyle yaptığı
görüşmede, "Cemaatçi olmadığı, kendisine birçok kişinin yardım
vaadinde bulunduğu ancak daha sonra irtibatı kestikleri, bu nedenle
cemaatçilere ayar olduğu, kendisini yarı yolda bıraktıkları"
şeklinde konuştuğu ve karşı taraftaki kişinin de bunları teyit
ettiği anlatılırken, Erciş'in, 27 Mart 2016'da, "Yusuf Serçe"
isimli kişiyle WhatsApp mesajlaşmasında da "örgüt mensuplarının
Amerika başkanlık seçimlerinde yaptıkları bağıştan" bahsedip,
"büyük operasyon peşinde oldukları" yönünde ifadeleri bulunduğu
kaydedildi.
İddianamede "Sanık Erciş'in samimi ifadesi ve bu beyanlarına göre,
diğer eylemleriyle yoğun şekilde örgüt adına faaliyette bulunmasına
rağmen örgüt üyesi olmadığı anlaşılmıştır. Emre Erciş'in de etkin
pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerekir."
değerlendirmesinde bulunuldu.
2015'TE "FETULLAH" OLAN İSMİNİ DEĞİŞTİREN
SANIK
Karşı gazetesinin genel koordinatörü olan sanıklardan Kutlu
Esendemir'in örgütle iltisakına dair veri elde edilememesine rağmen
gazetedeki pozisyonu ve faaliyetleri dikkate alınarak, "örgüte
yardım" suçunu işlediği kanaatine varıldığı kaydedilen iddianamede,
sanıklardan Mehmet Aydoğmuş'un da 23 Aralık 2015'te, Kumluca 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla "Muhammet Fethullah" olan isimini
"Mehmet" olarak değiştirdiği bilgisine yer verildi.
Diğer sanıklarla ilgili eylem ve kanaatlerin de sıralandığı
iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Her terör örgütlenmesi gibi FETÖ de televizyon, gazete, matbaa,
haber ajansı, internet siteleri gibi medya organlarını örgütün
amacına uygun şekilde kullanmıştır. Karşı gazetesi, gazetenin
internet sitesi veya sosyal medya hesabında yoğun şekilde bu algı
ve propaganda faaliyetleri yapılmış, böylece örgütün amacı
doğrultusunda toplumda bilgi kirliliği ve kamuoyu oluşturmuştur.
Sanıkların bir kısmı örgütün içerisinde, bir kısmı örgütün
içerisinde olmamakla birlikte örgütün amacına yönelik eylemleriyle
bu algı ve propaganda faaliyetlerine katılmıştır."
AA