KARI- KOCALAR AMA AYNI DİZİDE YASAK AŞK YAŞAYACAKLAR
Yeşim Salkım-Hakan Eratik çifti, yakında başlayacak 'Huzur Sokağı' adlı dizide rolleri gereği yasak aşk yaşayacak.
Yeşim Salkım-Hakan Eratik çifti, yakında atv ekranlarında
başlayacak 'Huzur Sokağı' adlı dizide rolleri gereği yasak aşk
yaşayacak. Salkım, eşiyle yakınlaştığı sahneler çekilirken çok
gerileceğini söylüyor: İnsanların önünde karı-koca olarak öpüşmek
bile çok zor, oyucu olarak daha da zor oluyor
Yakında atv ekranlarında başlayacak olan 'Huzur Sokağı'nda Yeşim
Salkım ve Hakan Eratik, yasak aşk yaşayan bir çifti canlandıracak.
Beş yıl önce 'Sessiz Gemiler' dizisinde oynarken tanışan ikili,
evlendikten sonra ilk kez birlikte bir projede yer alıyor.
Salkım-Eratik çifti; yeni dizilerini ve 1.5 yaşındaki kızları Ada
ile değişen hayatlarını anlattı...
Beş yıl aradan sonra yeniden aynı projede yer
almaya nasıl karar verdiniz?
YEŞİM SALKIM: 'Huzur
Sokağı' için önce eşimi aramışlardı. 'Bilal' rolü için
görüşüyorlardı ama Hakan 'Kerim' karakterini istedi. Daha sonra
bana da teklif ettiler, ben de kabul ettim.
Neden 'Bilal' yerine 'Kerim' karakterini oynamak
istediniz?
HAKAN ERATİK: 'Bilal', tipolojik kast
olarak bana uymuyor. Biraz fiziki değişikliklerle, kostüm ve
tavırla onu verebilirdik ama tip olarak 'Kerim' karakterinin bana
daha uygun olacağına karar verdik.
ENTRİKALAR OLACAK
Satış rekorları kırmış ve ardından filmi çekilmiş olan 'Huzur
Sokağı' kitabının dizi uyarlaması nasıl olacak?
Y.S.:
Filmi izledim. Kitabı okumamıştım ama bu işi yaptığımız için tabii
ki okuyacağız. Dizi daha uzun soluklu olduğu için işin içine yan
karakterler ve başka entrikalar sokmanız gerekiyor. 'Huzur
Sokağı'nın ana çatısının altında oluşan başka olaylar da katılacak
diziye.
Farklı kesimlerin hayatlarını anlatan bir hikaye
bu. Daha önce bu tarz projeleri neden ekranlarda göremedik
sizce?
Y.S.: Bu proje için çok geç kalındığını
düşünüyorum. Dini öğeler taşıyan filmleri ya da dizileri daha rahat
yayınlayanlar da var ama büyük kanallar bunu hiçbir zaman parmakla
göstererek yapmamıştır. İlk defa atv böyle bir şey yaptığı için çok
doğru bir iş olduğunu düşünüyorum. Bazı şeylerin üstünü örterek
sanata sekte vurulmasını anlamıyorum. Sanat her şeyi irdeleyen,
sorgulayan ve insanlara sunan bir daldır.
H.E.: Türkiye gerçeği bu... Türkiye'de yüzde 50'den daha yüksek bir
kesim kapalı... Bizim insanımız böyleyse, neden bunu da
göstermiyoruz? Bence çok doğru bir iş bu...
Dizide nasıl karakterleri
canlandırıyorsunuz?
Y.S.: Selin Demiratar'ın
canlandırdığı 'Feyza'nın üvey annesi 'Emel'i oynuyorum. Geçmişiyle
kendi arasında hesapları olan bir kadın. Bütün amacı holdingin
yönetimini ele geçirebilmek. 'Kerim'le aşk yaşıyorlar. H.E.:
Oynadığım karakter 'Emel' ile yasak aşk yaşıyor. Yani karım,
kocasını benimle aldatıyor! İlerleyen bölümlerde 'Kerim'le ilgili
sürprizler de olacak.
HEYECAN VERİCİ!
Karı-koca olarak yasak aşk yaşamak nasıl bir
duygu?
Y.S.: Heyecanlı!
H.E.: Evet, heyecan verici... Ama Yeşim'le karşılıklı sahneye
başladığım anda karım olduğunu, kızım Meryem Ada'nın annesi
olduğunu unutuyorum. İkimiz de rolümüze konsantre oluyoruz. Orada
gerçekten yasak aşk yaşadığım bir 'Emel' çıkıyor karşıma.
Y.S.: Dün dublajı yaparken fark ettim; ben de evli olduğumuzu
unutmuşum. Bir de biz karı-kocayız diye düşünerek gelmedik sete...
Yola çıkarken bile o havaya giriyoruz. Sete gelince ayrı
oturuyoruz. Birbirimizin yanına da uğramamaya çalışıyoruz.
H.E.: Yönetmen 'Oyun' dediği anda bütün her şey kapanıyor ve o
sahnenin gereği ortaya çıkıyor. Dış dünyayla ilgim kesiliyor.
Karakterin o durum içerisinde ne yapması gerekiyorsa onu
yapıyorsun. Böyle olması daha iyi. Diğer türlü olmaz.
Evli olmanız, yakınlaşacağınız sahneleri daha
gerçekçi kılar mı?
Y.S.: Aslında daha gerçekçi kılmaz.
Biraz daha rahatsız edecek bir durum olabilir. Eşini öptüğün gibi
öpmüyorsun. Orada öptüğün, yasak aşk yaşadığın bir adam. O kadar
insanın önünde karı-koca olarak öpüşmek bile zorken, oyuncu olarak
çok daha zor... Kocamla bir tek evimde öpüştüm. Şimdi ilk defa
ekranda dudak dudağa öpüşeceksek, daha fazla zorlanırız.
H.E.: İzleyicilerin de bizim orada evli bir çift olarak değil,
'Emel' ve 'Kerim' olarak bulunduğumuzu anlamaları, bunun ayrımını
yapmaları gerekiyor.
ERKEK ÇOCUK İSTİYORUM
Ada'nın doğumu hayatınızda neleri değiştirdi?
H.E.: İnsanın kendi çocuğu olduğunda yaşadığı, hissettiği başka bir
şey. 'Baba' dediğinde içimin nasıl eridiğini tarif etmem mümkün
değil.
Y.S.: Çocuklar çok çabuk büyüyorlar. Ada'nın 16'ıncı ayı bitti.
Konuşmaya gayret ediyor. Sürekli konuşuyor. Biz hiçbir şey
anlamıyoruz ama o anlattığını düşünüyor. Bizi yan yana oturtuyor.
Ramazanda kızımın ilk 'Anne' deyişini duydum ve iki kat daha fazla
şükrettim Allah'a. Benim büyük bir kızım daha var. İkisinin sevgisi
de tarif edilemez. Meryem Ada'yı babasıyla birlikte büyütüyor
olmamız, beraber olmamız çok önemli.
DÜNYADAKİ EN GÜZEL ŞEY
Babalar kızlarına çok düşkün olur. Hakan Bey sizin için de
öyle mi?
H.E.: Yeşim'i tenzih ederek söylüyorum; Ada
dünya üzerindeki en güzel şey benim için... Çok büyük bir aşkla
bakıyorum ona...
Y.S.: Kadınlar anne olarak doğuyor ama erkekler de öyle bir durum
yok. Baba olmayı sonradan öğreniyorlar. 3 yaşından sonra baba-kız
çok büyük aşk yaşayacaklar. Benim pabucum dama atılacak. Erkek
çocuk da anneyle çok büyük aşk yaşar. Ben de ileride bir erkek
çocuğu doğurup sırf kendime almak istiyorum onu. (Gülüyor)
ELEŞTİRİ ALMAK DİZİ İÇİN ÇOK İYİ OLUR
Dizi yayınlanmadan çok ses getirdi. İlk eleştiriler
nasıl?
H.E.: Eleştiri almanın, yapılan işin geri
dönüşü açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ne kadar çok
eleştirilirse, o kadar ciddiye alınıyor demektir. Ben de ciddiye
alınan bir işte var olmaktan mutlu olurum sadece...
Y.S.: Herkes dizi hakkında konuşuyor. Eleştiri almak sağlıklıdır.
İyi bir şey yapıyorsunuz demektir.