22 Tem 2016 11:01
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:24
Karar yazarından bomba iddia: Cuntacılar darbe girişiminden önce banka hesaplarını boşaltmış!
Karar gazetesinin eski bordo bereli yazarı Mete Yarar'ın iddiası bugün manşetten verildi.
Karar gazetesinin eski bordo bereli yazarı Mete Yarar, kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” adını veren cuntacıların darbe girişiminden önce banka hesaplarını boşalttığını ileri sürdü Yarar, darbe girişiminin istihbaratının cuntacılar içinden üst rütbeli bir subay tarafından MİT’e verildiğini de belirtti.
Mete Yarar’ın Karar gazetesinin manşetine taşıdığı bugün (22 Temmuz 2016) yayımlanan “İki gün önce toplandılar hesaplarını boşalttılar” başlıklı yazısı şöyle:
Darbeye kalkışan FETÖ’cü cunta, 241 canı katlederek sergilediği vahşetle tüm Türkiye’yi dehşete düşürdü. Hainler, kanlı ihanet için düğmeye basmadan önce bankaya gidip para çekti ardından da darbe yapmaya gitti.
Darbe gecesinin saat saat, dakika dakika anlatılması şu aşamada mümkün görünmüyor. Bizim için de bazı önemli yerler hariç saatlerin fazla bir önemi yok. Çünkü, arka planda kalan cuntacıların planlarını alt üst eden hamlelerin hiç bilinmeyen ayrıntılarını anlatacağız.
Kalkışmanın ipuçları
15 Temmuz sabahı Genelkurmay karargahında kalkışmanın ilk ipuçlarını veren bir gelişme yaşanıyor. Yıllık izinde olan veya görev gereği karargah dışında bulunan birçok isim çeşitli mazeretlerle geri dönüyor. Kalkışma planından haberi olmayan komutanlar bu erken dönüşlere anlam veremiyor ancak akıllarına darbe yapılacağı gelmiyor. Erken dönenler arasında iki kritik isim var. Birincisi, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Yaşar Güler’in emir subayı Mehmet Akkurt... Akkurt, İstanbul’da Harp Akademileri’nde düzenlenen kursta olması gerekirken Ankara’ya dönüyor ve “Bir günlüğüne geldim, yapmam gereken işler var” diyor. Kalkışma planının en kritik isimlerinden biri olan Tuğgeneral Semih Terzi de darbe girişiminden bir gün önce, babasının ağır hasta olduğunu söyleyerek görev için bulunduğu Silopi’den Ankara’ya dönüyor. Bu iki ismin ihanet planında üstlendikleri kritik roller ve akıbetleri çok geçmeden belli olacaktı.
Darbe ihbarı içeriden
MİT’in darbe olacağına dair istihbaratı 15 Temmuz Cuma günü saat 16.00’da Genelkurmay Başkanlığı’na geçtiği herkesçe biliniyor. Bilinmeyen ise MİT’in bu istihbaratı nasıl aldığı. Karanlıkta kalan bu önemli ayrıntıyı aydınlatacak bilgiye ulaştık. MİT’e ihbar cuntanın içinden geliyor. Darbe planlaması içinde yer alan üst rütbeli bir subay saat 15.00’da MİT’e giderek kalkışma planını ihbar ediyor. İhbarcı subayın ifadesinin alınması yaklaşık bir saat sürüyor. MİT, 16.00’da Genelkurmay’ı kriptolu mesajla bilgilendiriyor ancak mesajla yetinilmiyor. 17.30’da MİT Müsteşar Yardımcısı, Genelkurmay Karargahı’na gidip, Genelkurmay İkinci Başkanı’na darbe planı hakkında detaylı bilgi veriyor. Yardımcısının bilgilendirmesiyle yetinmeyen yetinmeyen Fidan, olayın önemi ve aciliyetini dikkate alarak bizzat Genelkurmay Karargahı’na gidip Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay İkinci Başkanı ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı ile gizli bir toplantı yapıyor. Toplantıda, tüm detaylar konuşuluyor, karşı tedbirler tartışılıyor.
Saat 18.30’da Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, darbeyi önleme adına tüm birliklere şu talimatları gönderiyor: Tüm ülke hava sahasının uçuşlara kapatılması, askeri uçakların hiçbir şekilde havalanmaması, birlik hareketliliğinin yasaklanması, tank hareketliliğinin yasaklanması, Kara Havacılık Okulu’ndaki faaliyetleri denetlemesi için Kara Kuvvetleri Komutanı’nın buraya gönderilmesi.
Saat erkene alınıyor
MİT’in ihbarıyla darbenin deşifre olduğunu öğrenen cuntacılar gece 03.00 olarak belirledikleri saati öne çekerek 21.00’e alıyorlar. Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları İstanbul’da. Kara Kuvvetleri Komutanı ve Kurmay Başkanı darbeyi önlemeye yönelik tedbirleri almak için görev yerlerine gidiyor. Jandarma Genel Komutanı ve Özel Kuvvetler Komutanı Gazi Orduevi’ndeki düğünde. Karargahta Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile İkinci Başkanı Org. Yaşar Güler kalıyor ve biraz sonra olacaklardan habersiz çalışmaya devam ediyorlar. Cuntacılarla baş başa kaldıklarının farkında değiller. Artık geri sayım başlamıştır.
Evde teslim alacaklardı
Darbecilerin planı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını 20.30’da evlerinden almaktı. Komutanlar evlerine gitmeyince plan değişikliği yaparak karargahta teslim almaya karar veriyorlar. Teslim alma sırasında hiçbir engelle karşılaşmayacaklarını biliyorlar. Çünkü, komuta katındaki personelin büyük çoğunluğu cuntacıydı. Bu cuntacı ekip çoğunluğu sağlamak için kendilerinden olmayanları ya izne göndermişlerdi ya da görevden el çektirmişlerdi. Genelkurmay Başkanı’nın koruma şube müdürü o sırada izinde olan personelden biriydi. Bu personel de darbeden sonra şüphe üzerine gözaltına alındı.
Komutanlar istihbarata rağmen o düğüne neden gitti
Planlarını komutanların katılacağı düğünlere göre yapan paralel çete, Ankara’daki düğüne katılmak istemeyen Özel Kuvvetler Komutanı’nı da, ‘TSK adına takıyı siz takacaksınız’ diyerek kandırmaya çalıştı.
Bu noktada herkesin aklını kurcalayan bir noktaya değinmeden geçmeyelim. Çok ciddi bir darbe istihbaratı alındığı halde üst düzey komutanlar neden Ankara ve İstanbul’daki iki düğüne gidiyorlar? Bu konuyu araştırdığımda karşılaştığım tablo, işin ne kadar organize olduğunu gösterdi. İstanbul’daki komutanların neden kritik toplantıya çağırılmadığı açıklığa kavuşmuş değil. Fakat üst düzey bir komutanın kızının Ankara Gazi Orduevi’ndeki düğünü, düğün sahiplerinin haberi olmadan bazı kritik komutanların ele geçirilmesi için fırsat bilinmiş ve plan bunun üzerine yapılmıştı. Darbecilerin en büyük engellerden biri olarak gördüğü Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı’nın düğüne katılması bir kumpasla sağlanıyor. Aldığımız bilgilere göre kumpas şöyle kuruluyor: Genelkurmay komuta katındaki cuntacı yaverlerden biri, Aksakallı’yı arayarak düğünde komutanın (Org. Akar) hediyesini takma görevinin kendisine verildiğini söylüyor. Aksakallı, bir kaç defa katılamayacağını bildirmesine rağmen cuntacı yaver bunun komutanın özel ricası olduğunu söyleyince düğüne gitmekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Özel kuvvetler komutanının düğünde kendisini ele geçirmek isteyen cuntacıların elinden nasıl kurtulduğu başlı başına ele alınması gereken bir konu. Ankara sokaklarında yaşanan ve aksiyon filmlerini aratmayan sıcak takibe tekrar döneceğiz.
Yeni GSM hattı ve telefon alındı
Her şey 13 Temmuz Çarşamba günü, yani darbe girişiminden iki gün önce yapılan toplantıyla başlıyor. Yeri ve saati bilinmeyen toplantıya darbede görev alacak üst düzey cuntacılar katılıyor. Darbenin, 16 Temmuz Cumartesi gecesi saat 03.00’da yapılmasına karar veriliyor. Yeni satın alınmış cep telefonları ve GSM hatları ile whatsapp üzerinden haberleşme ağı kuruluyor. Darbe girişimindeki emir komuta zinciri ve verilen tüm emirler, whatsapp’taki haberleşme grubunda kayıtlı. Yazışmaların birleştirilmesi ve haberleşme sisteminin bütünüyle ortaya çıkarılması için çalışmalar sürüyor.
Karargahtaki hainler cuntacıları nizamiyede karşıladı
Genelkurmay karargahında komuta katına dışardan gelen personelin içeri giriş prosedürü diğerlerine göre çok ağırdır. Ancak darbeciler içeri girmekte zorlanmıyor. Komuta katındaki bazı emir subayları nizamiyeye giderek özel kuvvetler komutanlığından gelen cunta mensuplarını içeri alıyor. Genelkurmay komuta katında rehin alma eylemi 21.00-21.20 arasında gerçekleştiriliyor. Komuta katı birkaç kapıdan özel kartlarla girilen bir bölüm. Bu bölümde birkaç kişi dışında komutanları korumak için personel bulundurulmuyor. Çünkü emniyet tedbirleri dışardan gelecek saldırılara göre alınmış. Yaverlerin de içinde bulunduğu cuntacı darbeye göre değil.
Karar Gazetesi Mete Yarar'ın bugünkü yazısını böyle manşetten verdi:
Mete Yarar’ın Karar gazetesinin manşetine taşıdığı bugün (22 Temmuz 2016) yayımlanan “İki gün önce toplandılar hesaplarını boşalttılar” başlıklı yazısı şöyle:
Darbeye kalkışan FETÖ’cü cunta, 241 canı katlederek sergilediği vahşetle tüm Türkiye’yi dehşete düşürdü. Hainler, kanlı ihanet için düğmeye basmadan önce bankaya gidip para çekti ardından da darbe yapmaya gitti.
Darbe gecesinin saat saat, dakika dakika anlatılması şu aşamada mümkün görünmüyor. Bizim için de bazı önemli yerler hariç saatlerin fazla bir önemi yok. Çünkü, arka planda kalan cuntacıların planlarını alt üst eden hamlelerin hiç bilinmeyen ayrıntılarını anlatacağız.
Kalkışmanın ipuçları
15 Temmuz sabahı Genelkurmay karargahında kalkışmanın ilk ipuçlarını veren bir gelişme yaşanıyor. Yıllık izinde olan veya görev gereği karargah dışında bulunan birçok isim çeşitli mazeretlerle geri dönüyor. Kalkışma planından haberi olmayan komutanlar bu erken dönüşlere anlam veremiyor ancak akıllarına darbe yapılacağı gelmiyor. Erken dönenler arasında iki kritik isim var. Birincisi, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Yaşar Güler’in emir subayı Mehmet Akkurt... Akkurt, İstanbul’da Harp Akademileri’nde düzenlenen kursta olması gerekirken Ankara’ya dönüyor ve “Bir günlüğüne geldim, yapmam gereken işler var” diyor. Kalkışma planının en kritik isimlerinden biri olan Tuğgeneral Semih Terzi de darbe girişiminden bir gün önce, babasının ağır hasta olduğunu söyleyerek görev için bulunduğu Silopi’den Ankara’ya dönüyor. Bu iki ismin ihanet planında üstlendikleri kritik roller ve akıbetleri çok geçmeden belli olacaktı.
Darbe ihbarı içeriden
MİT’in darbe olacağına dair istihbaratı 15 Temmuz Cuma günü saat 16.00’da Genelkurmay Başkanlığı’na geçtiği herkesçe biliniyor. Bilinmeyen ise MİT’in bu istihbaratı nasıl aldığı. Karanlıkta kalan bu önemli ayrıntıyı aydınlatacak bilgiye ulaştık. MİT’e ihbar cuntanın içinden geliyor. Darbe planlaması içinde yer alan üst rütbeli bir subay saat 15.00’da MİT’e giderek kalkışma planını ihbar ediyor. İhbarcı subayın ifadesinin alınması yaklaşık bir saat sürüyor. MİT, 16.00’da Genelkurmay’ı kriptolu mesajla bilgilendiriyor ancak mesajla yetinilmiyor. 17.30’da MİT Müsteşar Yardımcısı, Genelkurmay Karargahı’na gidip, Genelkurmay İkinci Başkanı’na darbe planı hakkında detaylı bilgi veriyor. Yardımcısının bilgilendirmesiyle yetinmeyen yetinmeyen Fidan, olayın önemi ve aciliyetini dikkate alarak bizzat Genelkurmay Karargahı’na gidip Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay İkinci Başkanı ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı ile gizli bir toplantı yapıyor. Toplantıda, tüm detaylar konuşuluyor, karşı tedbirler tartışılıyor.
Saat 18.30’da Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, darbeyi önleme adına tüm birliklere şu talimatları gönderiyor: Tüm ülke hava sahasının uçuşlara kapatılması, askeri uçakların hiçbir şekilde havalanmaması, birlik hareketliliğinin yasaklanması, tank hareketliliğinin yasaklanması, Kara Havacılık Okulu’ndaki faaliyetleri denetlemesi için Kara Kuvvetleri Komutanı’nın buraya gönderilmesi.
Saat erkene alınıyor
MİT’in ihbarıyla darbenin deşifre olduğunu öğrenen cuntacılar gece 03.00 olarak belirledikleri saati öne çekerek 21.00’e alıyorlar. Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları İstanbul’da. Kara Kuvvetleri Komutanı ve Kurmay Başkanı darbeyi önlemeye yönelik tedbirleri almak için görev yerlerine gidiyor. Jandarma Genel Komutanı ve Özel Kuvvetler Komutanı Gazi Orduevi’ndeki düğünde. Karargahta Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile İkinci Başkanı Org. Yaşar Güler kalıyor ve biraz sonra olacaklardan habersiz çalışmaya devam ediyorlar. Cuntacılarla baş başa kaldıklarının farkında değiller. Artık geri sayım başlamıştır.
Evde teslim alacaklardı
Darbecilerin planı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarını 20.30’da evlerinden almaktı. Komutanlar evlerine gitmeyince plan değişikliği yaparak karargahta teslim almaya karar veriyorlar. Teslim alma sırasında hiçbir engelle karşılaşmayacaklarını biliyorlar. Çünkü, komuta katındaki personelin büyük çoğunluğu cuntacıydı. Bu cuntacı ekip çoğunluğu sağlamak için kendilerinden olmayanları ya izne göndermişlerdi ya da görevden el çektirmişlerdi. Genelkurmay Başkanı’nın koruma şube müdürü o sırada izinde olan personelden biriydi. Bu personel de darbeden sonra şüphe üzerine gözaltına alındı.
Komutanlar istihbarata rağmen o düğüne neden gitti
Planlarını komutanların katılacağı düğünlere göre yapan paralel çete, Ankara’daki düğüne katılmak istemeyen Özel Kuvvetler Komutanı’nı da, ‘TSK adına takıyı siz takacaksınız’ diyerek kandırmaya çalıştı.
Bu noktada herkesin aklını kurcalayan bir noktaya değinmeden geçmeyelim. Çok ciddi bir darbe istihbaratı alındığı halde üst düzey komutanlar neden Ankara ve İstanbul’daki iki düğüne gidiyorlar? Bu konuyu araştırdığımda karşılaştığım tablo, işin ne kadar organize olduğunu gösterdi. İstanbul’daki komutanların neden kritik toplantıya çağırılmadığı açıklığa kavuşmuş değil. Fakat üst düzey bir komutanın kızının Ankara Gazi Orduevi’ndeki düğünü, düğün sahiplerinin haberi olmadan bazı kritik komutanların ele geçirilmesi için fırsat bilinmiş ve plan bunun üzerine yapılmıştı. Darbecilerin en büyük engellerden biri olarak gördüğü Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı’nın düğüne katılması bir kumpasla sağlanıyor. Aldığımız bilgilere göre kumpas şöyle kuruluyor: Genelkurmay komuta katındaki cuntacı yaverlerden biri, Aksakallı’yı arayarak düğünde komutanın (Org. Akar) hediyesini takma görevinin kendisine verildiğini söylüyor. Aksakallı, bir kaç defa katılamayacağını bildirmesine rağmen cuntacı yaver bunun komutanın özel ricası olduğunu söyleyince düğüne gitmekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Özel kuvvetler komutanının düğünde kendisini ele geçirmek isteyen cuntacıların elinden nasıl kurtulduğu başlı başına ele alınması gereken bir konu. Ankara sokaklarında yaşanan ve aksiyon filmlerini aratmayan sıcak takibe tekrar döneceğiz.
Yeni GSM hattı ve telefon alındı
Her şey 13 Temmuz Çarşamba günü, yani darbe girişiminden iki gün önce yapılan toplantıyla başlıyor. Yeri ve saati bilinmeyen toplantıya darbede görev alacak üst düzey cuntacılar katılıyor. Darbenin, 16 Temmuz Cumartesi gecesi saat 03.00’da yapılmasına karar veriliyor. Yeni satın alınmış cep telefonları ve GSM hatları ile whatsapp üzerinden haberleşme ağı kuruluyor. Darbe girişimindeki emir komuta zinciri ve verilen tüm emirler, whatsapp’taki haberleşme grubunda kayıtlı. Yazışmaların birleştirilmesi ve haberleşme sisteminin bütünüyle ortaya çıkarılması için çalışmalar sürüyor.
Karargahtaki hainler cuntacıları nizamiyede karşıladı
Genelkurmay karargahında komuta katına dışardan gelen personelin içeri giriş prosedürü diğerlerine göre çok ağırdır. Ancak darbeciler içeri girmekte zorlanmıyor. Komuta katındaki bazı emir subayları nizamiyeye giderek özel kuvvetler komutanlığından gelen cunta mensuplarını içeri alıyor. Genelkurmay komuta katında rehin alma eylemi 21.00-21.20 arasında gerçekleştiriliyor. Komuta katı birkaç kapıdan özel kartlarla girilen bir bölüm. Bu bölümde birkaç kişi dışında komutanları korumak için personel bulundurulmuyor. Çünkü emniyet tedbirleri dışardan gelecek saldırılara göre alınmış. Yaverlerin de içinde bulunduğu cuntacı darbeye göre değil.
Karar Gazetesi Mete Yarar'ın bugünkü yazısını böyle manşetten verdi: