19 Mayıs 2011 11:18
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:22
KARANLIKTA KALAN NOTLAR! SABAHATTİN ALİ O KARAKOLDA MI ÖLDÜRÜLDÜ?
MİT tarafından sınır dışı edilmesi istenen bir üniversite hocasının yargısız infaza kurban gittiği iddiası, şair-yazar Sabahattin Ali cinayetini akla getirdi.
12 Eylül döneminin eski sıkıyönetim komutanı emekli Korgeneral Nevzat Bölügiray’ın MİT tarafından sınır dışı edilmesi istenen bir üniversite hocasının yargısız infaza kurban gittiğini anlatması, şair-yazar Sabahattin Ali cinayetini akla getirdi.
Sabahattin Ali de Paşakapısı Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra Bulgaristan’a kaçmaya karar vermişti. Sabahattin Ali bu amaçla Ali Ertekin adlı kaçakçı ile anlaştı. Cesedi, 2 Nisan 1949 tarihinde Bulgaristan sınırında bulundu. Cinayeti para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin’in işlediği iddia edildi. Ancak Ertekin’in Sabahattin Ali’yi gömdüğü yeri gösterememesi kafalarda soru işareti doğurmuştu. Sabahattin Ali’nin cesedi sonradan bir çoban tarafından bulunmuştu.
Yapı Kredi Yayınları arasından çıkan "A’dan Z’ye Sabahattin Ali" isimli kitabın yazarı Bilgi Üniversitesi Edebiyat Arşivi Sorumlusu Sevengül Sönmez, Sabahattin Ali cinayetinde karanlıkta kalan bazı noktalar bulunduğunu anlattı.
Sönmez’e göre emekli Korgeneral Bölügiray’ın anlattığı olaydaki kişi Sabahattin Ali değil. Otopsi raporlarına göre Sabahattin Ali’nin kafasında kırıklar var ve boğularak değil, dövülerek öldürülmüş.
Ancak Sönmez, Sabahattin Ali’nin yolunun emekli Korgeneral Bölügiray’ın anılarında geçen şahıslarla ve mekan ile bir şekilde kesişmiş olabileceğini düşünüyor. Katil olduğu belirtilen Ertekin’in cesedin yerini gösterememesini de ’cinayeti işlemediği ve zorla üstlenmeye zorlandığına dair iddiaya delil’ olarak sunuyor.
Ertekin’in yargılandığı davada konuşmak istediğini ancak psikiyatri kliniğine sevk edildikten sonra konuşmaktan vazgeçtiğini belirtiyor.
Sönmez, Sabahattin Ali’nin ölümüyle ilgili Rasih Nuri İleri’nin bir tezine de dikkat çekiyor. İleri’nin tezine göre kaçakçı Ali Ertekin, Sabahattin Ali’yi Bulgaristan sınırını geçtiğine ikna eder bir noktada bırakır. Sabahattin Ali’nin bırakıldığı nokta ise bir jandarma sınır karakoludur. İleri’ye göre Sabahattin Ali işte bu sınır karakolunda darp edilerek öldürülür. Kaçakçı Ali Ertekin ise cinayeti üstlenmesi için daha sonra ikna edilir.
O dönemde de bugün hâlâ bir kriminal vaka olarak devam eden insan kaçakçılığı ile uğraşan çetelerin var olduğunu anlatan Sevengül Sönmez, Sabahattin Ali’nin yolunun da emekli Korgeneral Bölügiray’ın anılarında anlattığı sınır karakolunda geçmiş olabileceğini ifade ediyor. Nitekim o dönemdeki gazete haberlerinde kaçak sınır geçişlerinde bu türden cinayetler işlendiği de anlatılmaktadır.
Bölügiray’ın anlattığı cinayet vakası ile babasının ölümü arasındaki benzerlikleri sorduğumuz Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali ise babasının katilinin belli olduğu düşüncesinde. Olayda bahsedilen şahsın üniversite hocası, oysa babasının Ankara Devlet Konservatuvarı’nda hoca olduğunu hatırlatıyor. Filiz Ali, "Babam gözlüklüydü ama orada anlatıldığı gibi uzun değil kısa boyluydu. Ancak o yıl bilebildiğim kadarıyla Edirne sınırında babamdan başka kimse öldürülmedi." bilgisini veriyor.
Sabahattin Ali de Paşakapısı Cezaevi’nden tahliye olduktan sonra Bulgaristan’a kaçmaya karar vermişti. Sabahattin Ali bu amaçla Ali Ertekin adlı kaçakçı ile anlaştı. Cesedi, 2 Nisan 1949 tarihinde Bulgaristan sınırında bulundu. Cinayeti para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin’in işlediği iddia edildi. Ancak Ertekin’in Sabahattin Ali’yi gömdüğü yeri gösterememesi kafalarda soru işareti doğurmuştu. Sabahattin Ali’nin cesedi sonradan bir çoban tarafından bulunmuştu.
Yapı Kredi Yayınları arasından çıkan "A’dan Z’ye Sabahattin Ali" isimli kitabın yazarı Bilgi Üniversitesi Edebiyat Arşivi Sorumlusu Sevengül Sönmez, Sabahattin Ali cinayetinde karanlıkta kalan bazı noktalar bulunduğunu anlattı.
Sönmez’e göre emekli Korgeneral Bölügiray’ın anlattığı olaydaki kişi Sabahattin Ali değil. Otopsi raporlarına göre Sabahattin Ali’nin kafasında kırıklar var ve boğularak değil, dövülerek öldürülmüş.
Ancak Sönmez, Sabahattin Ali’nin yolunun emekli Korgeneral Bölügiray’ın anılarında geçen şahıslarla ve mekan ile bir şekilde kesişmiş olabileceğini düşünüyor. Katil olduğu belirtilen Ertekin’in cesedin yerini gösterememesini de ’cinayeti işlemediği ve zorla üstlenmeye zorlandığına dair iddiaya delil’ olarak sunuyor.
Ertekin’in yargılandığı davada konuşmak istediğini ancak psikiyatri kliniğine sevk edildikten sonra konuşmaktan vazgeçtiğini belirtiyor.
Sönmez, Sabahattin Ali’nin ölümüyle ilgili Rasih Nuri İleri’nin bir tezine de dikkat çekiyor. İleri’nin tezine göre kaçakçı Ali Ertekin, Sabahattin Ali’yi Bulgaristan sınırını geçtiğine ikna eder bir noktada bırakır. Sabahattin Ali’nin bırakıldığı nokta ise bir jandarma sınır karakoludur. İleri’ye göre Sabahattin Ali işte bu sınır karakolunda darp edilerek öldürülür. Kaçakçı Ali Ertekin ise cinayeti üstlenmesi için daha sonra ikna edilir.
O dönemde de bugün hâlâ bir kriminal vaka olarak devam eden insan kaçakçılığı ile uğraşan çetelerin var olduğunu anlatan Sevengül Sönmez, Sabahattin Ali’nin yolunun da emekli Korgeneral Bölügiray’ın anılarında anlattığı sınır karakolunda geçmiş olabileceğini ifade ediyor. Nitekim o dönemdeki gazete haberlerinde kaçak sınır geçişlerinde bu türden cinayetler işlendiği de anlatılmaktadır.
Bölügiray’ın anlattığı cinayet vakası ile babasının ölümü arasındaki benzerlikleri sorduğumuz Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali ise babasının katilinin belli olduğu düşüncesinde. Olayda bahsedilen şahsın üniversite hocası, oysa babasının Ankara Devlet Konservatuvarı’nda hoca olduğunu hatırlatıyor. Filiz Ali, "Babam gözlüklüydü ama orada anlatıldığı gibi uzun değil kısa boyluydu. Ancak o yıl bilebildiğim kadarıyla Edirne sınırında babamdan başka kimse öldürülmedi." bilgisini veriyor.