02 Nis 2012 10:21
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:30
KARAMEHMET'TEN 4.2 MİLYAR DOLARLIK CASUS FİLMİ GİBİ BİR DAVA!
Turkcell, Güney Afrika'nın en büyük telefon operatörlerinden MTN şirketi aleyhine 4.2 milyar dolarlık dava açtı.
Mehmet Emin Karamehmet’in sahibi olduğu Turkcell, Güney Afrika’nın en büyük telefon operatörlerinden MTN şirketi aleyhine 4.2 milyar dolarlık dava açtı.
Hürriyet’te Fatih Çekirge milyar dolarlık davayı şöyle yazdı:
4.2 milyar dolarlık casus filmi gibi bir dava
"Turkcell Güney Afrika’nın en büyük telefon operatörlerinden MTN şirketi aleyhine 4.2 milyar dolarlık dava açtı!"
Dava Washington Federal Mahkemesi’nde... Gerekçe müthiş...
Turkcell, MTN’yi İranlı kamu görevlilerine rüşvet vermekle ve iki devlet arasında silah ticaretine aracılık etmekle suçluyor.
Ve olay duyulduktan kısa bir süre sonra dünya piyasalarının kılcal damarlarına kadar ulaşıyor.
Dosyada bazı belgeler de var. İç yazışmalar, e-mailler...
Casus filmlerine senaryo olabilecek davanın kısa hikâyesi ise şöyle:
"İran devleti 2004 yılında ilk özel GSM için bir ihale açıyor.
Turkcell’in yüzde 70 ortağı olduğu "Irancell" adlı konsorsiyum, 300 milyon euro bedelle lisansı kazanıyor. Güney Afrikalı MTN ihalede ikinci oluyor.
İhalenin İran parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor.
Ancak 2005 yılında İran parlamentosu, konsorsiyumun kontrolünün yabancı bir şirkette olmasının ulusal çıkarlara zarar vereceği gerekçesiyle Turkcell’in payının yüzde 70’ten yüzde 49’a indirilmesi talimatını veriyor.
Turkcell, bunu kabul edip lisans bedelini ödüyor.
Ancak tam düğmeye basılacakken bir şey oluyor. İran devleti ayak sürümeye başlıyor. Telefonlara çıkılmıyor. Kapılar kapanıyor.
Ve sonunda İran ihalenin iptal edildiğini bildirip parayı geri gönderiyor.
Ardından lisans hakkı MTA’ya veriliyor."
Turkcell şaşkın tabii.
Ve uzunca bir süre ne olduğunu inceliyor. Anlamaya çalışıyor. İran’daki bu ani değişikliğin gerekçesini bulmaya çalışıyor.
KİMDİR BU GİZLİ EL?
Muhtemelen uluslararası çapta araştırma bürolarıyla temas ediliyor.
Tam ve derin bir inceleme başlıyor. Yani dünyanın en büyük mobil şirketleri arasında inanılmaz bir "teknik takip", "dijital dedektiflik" mücadelesi başlıyor.
Ve tabii kim bilir ne sahneler yaşanıyor.
Turkcell yıllarca süren araştırmalar sonucunda bir dava dosyası hazırlıyor.
Ve geçtiğimiz perşembe günü dosyayı Washington Federal Mahkemesi’ne dava açılması talebiyle teslim ediyor.
Gelelim dosyadaki suçlamalara:
-Kamu görevlilerine rüşvet vermek,
-Güney Afrikalı liderlerle İranlı yetkililer arasındaki toplantılara aracılık etmek,
-Irancell’de hisse karşılığında BM’de yapılacak oylamalarda İran lehine oy kullandırtmak.
HELİKOPTER RÜŞVETİ
Dosyanın içeriğini tam olarak bilemiyorum, ancak öğrenebildiğim kadarıyla;
Güney Afrikalı şirketin üst düzey yazışmaları, mail trafiği var.
İddialardan birisi de Güney Afrikalı mobil operatörü şirketin;
İran devletiyle kendi hükümeti arasında aracılık yaparak helikopter satılmasını organize etmek.
Ambargo altındaki İran’a helikopter satışının organizasyonunun uluslararası suç kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor.
Ancak helikopter satışının gerçekleşmesi son anda duruyor.
Evet, şimdi son yılların en büyük davası Washington Federal Mahkemesi’nde...
4.2 milyar dolarlık dava, tam bir casusluk hikayesi gibi.
Ve bu olay bir kez daha gösteriyor ki;
Dünyadaki milyarlarca dolarlık acımasız rekabet, insanlık üzerindeki her türlü kirlenmeyi körüklüyor.
Hürriyet’te Fatih Çekirge milyar dolarlık davayı şöyle yazdı:
4.2 milyar dolarlık casus filmi gibi bir dava
"Turkcell Güney Afrika’nın en büyük telefon operatörlerinden MTN şirketi aleyhine 4.2 milyar dolarlık dava açtı!"
Dava Washington Federal Mahkemesi’nde... Gerekçe müthiş...
Turkcell, MTN’yi İranlı kamu görevlilerine rüşvet vermekle ve iki devlet arasında silah ticaretine aracılık etmekle suçluyor.
Ve olay duyulduktan kısa bir süre sonra dünya piyasalarının kılcal damarlarına kadar ulaşıyor.
Dosyada bazı belgeler de var. İç yazışmalar, e-mailler...
Casus filmlerine senaryo olabilecek davanın kısa hikâyesi ise şöyle:
"İran devleti 2004 yılında ilk özel GSM için bir ihale açıyor.
Turkcell’in yüzde 70 ortağı olduğu "Irancell" adlı konsorsiyum, 300 milyon euro bedelle lisansı kazanıyor. Güney Afrikalı MTN ihalede ikinci oluyor.
İhalenin İran parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor.
Ancak 2005 yılında İran parlamentosu, konsorsiyumun kontrolünün yabancı bir şirkette olmasının ulusal çıkarlara zarar vereceği gerekçesiyle Turkcell’in payının yüzde 70’ten yüzde 49’a indirilmesi talimatını veriyor.
Turkcell, bunu kabul edip lisans bedelini ödüyor.
Ancak tam düğmeye basılacakken bir şey oluyor. İran devleti ayak sürümeye başlıyor. Telefonlara çıkılmıyor. Kapılar kapanıyor.
Ve sonunda İran ihalenin iptal edildiğini bildirip parayı geri gönderiyor.
Ardından lisans hakkı MTA’ya veriliyor."
Turkcell şaşkın tabii.
Ve uzunca bir süre ne olduğunu inceliyor. Anlamaya çalışıyor. İran’daki bu ani değişikliğin gerekçesini bulmaya çalışıyor.
KİMDİR BU GİZLİ EL?
Muhtemelen uluslararası çapta araştırma bürolarıyla temas ediliyor.
Tam ve derin bir inceleme başlıyor. Yani dünyanın en büyük mobil şirketleri arasında inanılmaz bir "teknik takip", "dijital dedektiflik" mücadelesi başlıyor.
Ve tabii kim bilir ne sahneler yaşanıyor.
Turkcell yıllarca süren araştırmalar sonucunda bir dava dosyası hazırlıyor.
Ve geçtiğimiz perşembe günü dosyayı Washington Federal Mahkemesi’ne dava açılması talebiyle teslim ediyor.
Gelelim dosyadaki suçlamalara:
-Kamu görevlilerine rüşvet vermek,
-Güney Afrikalı liderlerle İranlı yetkililer arasındaki toplantılara aracılık etmek,
-Irancell’de hisse karşılığında BM’de yapılacak oylamalarda İran lehine oy kullandırtmak.
HELİKOPTER RÜŞVETİ
Dosyanın içeriğini tam olarak bilemiyorum, ancak öğrenebildiğim kadarıyla;
Güney Afrikalı şirketin üst düzey yazışmaları, mail trafiği var.
İddialardan birisi de Güney Afrikalı mobil operatörü şirketin;
İran devletiyle kendi hükümeti arasında aracılık yaparak helikopter satılmasını organize etmek.
Ambargo altındaki İran’a helikopter satışının organizasyonunun uluslararası suç kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor.
Ancak helikopter satışının gerçekleşmesi son anda duruyor.
Evet, şimdi son yılların en büyük davası Washington Federal Mahkemesi’nde...
4.2 milyar dolarlık dava, tam bir casusluk hikayesi gibi.
Ve bu olay bir kez daha gösteriyor ki;
Dünyadaki milyarlarca dolarlık acımasız rekabet, insanlık üzerindeki her türlü kirlenmeyi körüklüyor.