KARAALİOĞLU'NDAN YILMAZ ÖZDİL TEPKİSİ! MAHALLE BASKISINA DUYARSIZ KALAMAYIZ
Yılmaz Özdil'in kendi okurlarından aldığı sert tepkileri köşesine taşıyan Mustafa Karaalioğlu ulusalcı-laik çevrelerdeki mahalle baskısını eleştirdi...
Star gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, Hürriyet yazarı Yılmaz
Özdil’in okurlarından gördüğü tepkiyi yorumladığı yazısında karşı
mahalleye yardım eli uzattı.
Özdil’in Beşar Esad karşısında Başbakan Erdoğan’a destek verdiği
sözleri nedeniyle ulusalcı çevrelerden çok sert tepkiler alan
Yılmaz Özdil’in durumuna dikkat çeken Karaalioğlu, "Kemalist laik
ulusalcı kitlelerin" kurduğu mahalle baskısını eleştirdi. Can
Dündar, Şafak Sezeri Şahan Gökbakar gibi isimlerin de benzer
durunmlarda benzer tepkiler alarak zor durumda kaldığını hatırlatan
Star yazarı "O gettodaki mahalle baskısına duyarsız kalamayız"
dedi.
İşte Karaalioğlu’nun yazısındaki ilgili bölüm:
Malum, Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Suriye diktatörünün
Başbakan Erdoğan’a yönelik hakaretamiz sözlerine tepki gösterdi.
Doğrusunu yaptı. Tam hepimiz “Kim olsa bunu yapardı” düşüncesine
kapılacaktık ki Özdil’in köşesinden okuduğumuza göre öyle değilmiş.
Hürriyet yazarı sadece, bir diktatörün Türkiye Başbakanı’na laf
edemeyeceğini söyledi diye okurlarından ağır hakaretler işitti. Bir
anda inanılması güç bir mahalle baskısı ve dışlama sahnesi
yaşandı.
Hakaretler, bir kalemde silmeler, ihanet ve satılmışlık
komploları...
Mahalle baskısı çığlıkları artıyor
Özdil gibi Cumhuriyet mitinglerinden beri Kemalist laik ulusalcı
kitlelerin idolleştirdiği bir isim bile bir cümleyle
ötekileştirilip, hedefe konuluyorsa mesele sandığımızdan da büyük
demektir. LaikKemalistulusalcı kesimdeki bu büyük probleme
duyarsız kalamayız...
Üstelik bu ilk de değil. Şimdiye kadar birçok çığlık duyduk.
Can Dündar, Mustafa filminde yapıp Atatürk’ün insani taraflarından
birkaçına şöyle bir değindiğinde başına gelenleri biliyoruz.
Atatürk’ün karanlıktan, fareden falan korktuğunu söylemesi, elinde
sigarayla göstermesi bile onu öteki ve hain yapmaya yetmişti.
Onyıllardır doğal parçası olduğu çevrelerin tek bir farklı bilgiye
tahammül gösteremeyip patlattıkları öfkenin Can’ı nasıl çaresiz
bıraktığını çok iyi hatırlıyorum. Korku gözlerinden okunuyordu. Bir
daha da o bahse giremedi.
Kanaatim o ki, bugünlerde sergilediği sınırsız Kemalist
performans biraz da yaşadığı o travmanın sonucudur. Haklı da.
Bir daha o baskı ve ötekileştirilme riskini nasıl alabilir?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN