Kandilli Rasathanesi'nden flaş açıklama: Depremin yeri yüzde 99.9 belli!
Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, beklenen Marmara depremine ilişkin "Marmara Depremi göstere göstere geliyor" ifadelerini kullandı
Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, beklenen Marmara
depremine ilişkin olarak, ““Depremin nerede olacağı yüzde 99.9
oranında belli. Kuzey Anadolu Fayı’nda 1939, 1942, 1944, 1957, 1967
ve 1999 depremlerinin kırdığı yerlere bakacak olursak, geriye
kırılmayan bir tek Marmara Denizi’nin içi kalıyor. En iyi ihtimal,
7.2 büyüklüğünde deprem olacak. 20 yıl daha gecikirse büyüklük 7.4
olur. Depremle birlikte 3 metreyi bulacak tsunami bekliyoruz”
dedi
Özener, “Kuzey Anadolu Fayı göstere göstere geliyor. 1939’dan beri
kırılmayan tek bir yeri var. O da Marmara Denizi’nin içi. Depremin
büyüklüğü için en iyi ihtimal 7.2. Tarih geciktikçe enerji
birikiyor. Gittikçe sona yaklaşıyoruz. Depremle birlikte 3 metreyi
bulacak tsunami bekliyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Özener, “Depremin nerede olacağı yüzde 99.9 oranında
belli. Bu yer de Marmara Denizi’nin içi. Yani sismometrelerin
bulunduğu yerler. İzmit Körfezi ucuna kadar geldi. Kuzey Anadolu
Fayı’nda 1939, 1942, 1944, 1957, 1967, 1999 Marmara ve 12 Kasım
depremlerinin kırdığı yerlere bakacak olursak, bir tek geriye
kırılmayan Marmara Denizi kalıyor. Nasıl ve kaç parça kırılacağını
bilmiyoruz; birçok senaryo var. Şu an en iyi ihtimal 7.2
büyüklüğünde deprem olacak. 7’nin üzerinde bir enerji birikmiş
durumda. Bu fay tek parça kırılırsa deprem daha büyük olabilir.
Gittikçe sona yaklaşıyoruz” ifadesini kullandı.
"Faya yakın yerler daha fala etkilenecek"
Habertürk'ten Öznur Karslı'nın haberine göre, Prof. Dr. Özener,
“Bugün 7.2 büyüklüğünde bir deprem olacaksa, 20 sene daha geçtiği
zaman 7.4, 40 yıl geçtiği zaman da 7.5 büyüklüğüne çıkacak, yani
enerji daha da büyüyecek. Fay Marmara Denizi’nden geçtiği için faya
yakın yerler daha fazla etkilenecek. Ancak burada zemin koşulları
önemli. Faya yakın da olsanız binanın zemini çok sağlamsa depremi
az hissedersiniz. Marmara depreminde olduğu gibi. Avcılar depremin
merkez üssüne uzak olmasına rağmen zemin nedeniyle depremi daha
fazla hissetti.”
"Erken uyarı konusunda ABD ya da Japonya'dan geri
değiliz"
Erken uyarı sistemi teknolojisinin dünya teknolojisiyle aynı
olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özener, meslektaşlarına bu konuyla
ilgili sitem etti: “Erken uyarı sistemi hâlâ Kandilli tarafından
işletiliyor ve Marmara Denizi kıyısında kurulu istasyonlar var.
Deprem olduğunda depremin yerini biliyoruz. Erken uyarı Marmara
için 5 ile 7 saniye arasında. Çünkü fay karaya çok yakın. Erken
uyarı konusunda ABD’nin ve Japonya’nın gerisinde değiliz. Basına bu
yönde açıklama yapan hocalarımız var. Bu ülkelerde depremin olduğu
yer karaya 150 kilometre uzaklıkta. Bu uzaklıktaki depremin erken
uyarısı tabii ki 1.5 dakika olur. Marmara’da depremin karaya
uzaklığı 15 kilometre.”
"7 dakika içerisinde bir mesaj vermemiz
gerekiyor"
Prof. Dr. Özener’e göre, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıkıcı
etkisi büyük oldu ama Kandilli Rasathanesi depremi avantaja çevirip
teknik imkânlarını hibe programları ve devlet destekleriyle ciddi
ölçüde geliştirdi. Prof. Dr. Özener, 1999 sonrasının
Kandilli’sindeki değişim zincirini şöyle anlattı: “Bölgesel Deprem
Tsunami İzleme Merkezi, Türkiye’nin tamamını çevreleyen bir birim.
Türkiye genelinde 225 istasyonumuz var. İstasyonlardan online ve
anlık olarak gelen sismik veriler bu merkeze düşüyor. Verilerin bir
kısmı uydu, bir kısmı GSM modemlerden geliyor. Türkiye ve
çevresinde yaşanan bir depremi süratle çözüp web üzerinden bilgi
paylaşımının yapıldığı bir birim. Ege, Akdeniz, Karadeniz ve
bağlantılı denizlerin herhangi birinde 5.5’in üzerinde deprem
olduğunda ve tsunami tehlikesi yaratacağı zaman Kandilli
Rasathanesi tsunami servis sağlayıcısı durumunda. Bir deprem
olduğunda çok hızlı çözüyoruz. Depremin büyüklüğü ve faylarına
bakıp 7 dakika içerisinde bir mesaj vermemiz gerekiyor. Bu mesajı
çevre ülkelere ve AFAD’a iletiyoruz.”
Prof. Dr. Özener, Kandilli Rasathanesi 1999 Marmara depreminden
önce yılda 500 deprem çözerken şimdi bu rakamların binlerle ifade
edildiğini vurguladı: “Devlet Planlama Teşkilatı’nın desteğiyle
imkânlarımız ilerledi. 1985’lerde yıllık deprem sayısı
500-600’lerle ifade ediliyordu. O dönemlerde sadece 3
büyüklüğündeki depremleri çözebilirken, şimdi Marmara’daki 0.3
büyüklüğündeki depremleri de algılıyoruz. 2017’de 34 bin depremi
çözdük. Marmara’daki sismometrelerimizle 0.2 büyüklüğündeki
depremleri de çözüyoruz. 2012’den beri Marmara Denizi’nde yerin
1200 metre altında 15 sismometremiz var. Denizin tabanına
kurduğumuz bu cihazlarla faydaki milimetrik hareketleri, fayda
açılma olup olmadığını, nereye doğru hareket ettiğini
görebiliyoruz. Sismometreler tam fayların üzerine kurulu. En küçük
mikroaktiviteleri bile görüyoruz.
Marmara'da 3 metrelik Tsunami tehlikesi var
İstatistiki olarak Türkiye ve yakın çevresinde 6.5 yılda bir 7’nin
üzerinde bir deprem oluyor. Dünyada tektonik yer kabuğu plakaları
var. Afrika, Arabistan, Avrasya ve Anadolu plakası gibi. Türkiye
Anadolu plakasının üzerinde. Tarihte Anadolu’da, Tetis Okyanusu
diye bir okyanus var. Zamanında Afrika ve Arabistan plakası Anadolu
plakasının üzerine bastığı için Tetis Okyanusu dağılmış. Anadolu’da
sıra dağlar oluşmuş, Anadolu plakası bu nedenle batıya doğru
kaçmış. Bu yüzden Anadolu plakası her yıl 2.5 santimetre batıya
ilerliyor. 2.5 santimetrelik hareket nedeniyle biriken enerji
doyuma ulaştığında fayı kırarak enerjiyi dışarı çıkarması söz
konusu. Bu şekilde jeolojik olarak Avrupa Birliği’ne gireceğiz.
Tsunami gerçeği Türkiye’de var. Ama hiçbir zaman Sumatra depreminin
yol açtığı tsunami gibi olmayacak. Marmara’yı etkileyecek tsunami,
olası bir depremden sonra, deniz tabanında olan heyelanlardan
olabilir. Çünkü fay hattımız doğrultu atımlı olduğu için denizin
altındaki tepeciği düşürünce bir heyelan meydana geliyor. Bu
heyelan da tsunami yapıyor. Tahminlerimize göre 3 metreyi bulacak
tsunamiler meydana gelebilir. Olası Marmara depreminde beklediğimiz
tsunami, depremin yıkıcı etkisi kadar zarar vermez.
2003-2007 arasında TÜBİTAK’la yaptığımız projede 4 yıl Bingöl-
Ovacık’ı gözlemledik. Bu bölgede de 7 büyüklüğünde deprem olabilir
diye düşünüyoruz. Türkiye’de 500’ün üzerinde aktif fay var, yani
her an bir deprem olabilir. Ege Bölgesi’nde sık deprem oluyor ancak
bu depremlerin büyüklükleri çok değildir. Çünkü kırılan parçalar
küçük parçalar. Kuzey Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu Fayı daha
ciddi. 1999 depreminin üzerinden 19 sene geçti. Kentsel dönüşümle
riskli binaları yıkıp yerine yenilerini yapmamız gerekiyor. Ancak
depremin önüne bununla da geçemeyiz, sadece güvenli binalarla
etkisini azaltabiliriz.”