"KANALTÜRK'Ü SHOW TV'YE TRANSFER OLDUĞUM 3 MİLYON DOLARLA KURDUM"!..
Maliye Bakanlığı tarafından inceleme altına alınan Kanaltürk'ün para kaynağının nereden olduğu yolundaki sorular gündemdeydi.Paramın hesabını 40 kez verdim diyen Tuncay Özkan,Vatan yazarı Mustafa Mutlu'ya konuştu.
Kanaltürk olayının bilinmeyenleri
Dikkat ettiyseniz bugüne kadar Kanaltürk'ün başına gelenlerle ilgili tek satır yazmadım. Bazı soruları Tuncay Özkan'a şahsen sorabileceğim anın gelmesini bekledim.
Beklediğim oldu... Tuncay Özkan önceki gün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Yönetim Kurulu'nu ziyaret etti ve yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla, belgeleriyle anlattı. Ben de bu toplantıdaydım. Konuşmamızın önemli bir bölümünü TGC yönetiminin ve Tuncay Özkan'ın iznini alarak yayınlıyorum. İşte "Kanaltürk" olayı ve bazı yazarların ısrarla sordukları soruların yanıtları:
***
- Kanaltürk'ün patronu siz misiniz?
- Hayır... Kanaltürk'ü yayınlayan şirkete, yaklaşık 3 milyon dolar borç verdim. Hissedar olmadım; çünkü bunun "programcı" olarak işimi özgürce yapmamı engelleyeceğini düşündüm. Kanalı yıllardır kader birliği yaptığım arkadaşlarım kurdu.
- 3 milyon doları nereden buldunuz?
- En çok sorulan soru bu... Öncelikle belirtmeliyim ki; Star Gazetesi'nin bir yazarı ısrarla benim Kanaltürk için 17 milyon dolar harcadığımı söylüyor. Bu doğru değil. Bu arkadaş kanalın sahibi şirketin sermayesine bakmış ve bu rakama ulaşmış... Oysa rakamları alt alta dizerek ulaştığı 17 milyon dolarlık sermaye; ödenmiş sermaye değil. Yasal olarak da ödenmek zorunda değil. Bu yüzden böyle bir para harcamadık. Şirkete resmi yollardan, banka işlemleri aracılığıyla verdiğim para yaklaşık 3 milyon dolar civarında. Bu parayı yöneticilikten kazandım. Yıllarca Kanal D'de üst düzey yöneticilik yaptım. Çukurova Grubu'na Medya Grup Başkanı olarak transfer olurken 3 milyon dolar aldım. (Belgesi mevcut.) Ayrıca görev yaptığım 20 ay boyunca ayda 64 bin dolar maaşım oldu. (Bunların da belgesini gösteriyor.) Bu parayı alemlerde yemedim, biriktirdim. Bu gruptan ayrılınca da mesleğimle ve ülkemle ilgili ideallarimi hayata geçirebileceklerine inandığım arkadaşlarımının kurduğu şirkete verdim. Kazandığım paraların tamamının vergisi kaynağında kesildi. Banka sisteminden geçmeden, açıktan bir lira bile almadım.
- Para babanızdan kalmadı yani?
- Rahmetli babam için yazılmayan kalmadı. Kimi MİT'çi yaptı, kimi trilyoner. Ulus Gazetesi'nin Ankara maatbaasında ustaydı babam. Tek serveti bizlerdik. Kazandığı üç kuruşu bizleri okutmak için harcadı ve 40 yaşındayken kaybettik zaten...
- Sünnet meselesi?
- Paramın hesabını belki 40 kez verdim. Buna rağmen, bazı insanlar o kadar çok üzerime geldi ki; sıkıldığım bir anda şaka olsun diye "Üç kez sünnet oldum. Takılan altınları paraya çevirdim" dedim... O kadar kötü niyetliler ki; bunu bile ciddi ciddi yazdılar!
- Size yöneltilen en büyük eleştirilerden biri de CHP'nin seçim otobüsünün üzerine çıkarak nutuk atmanız...
- Ne CHP'ye, ne de başka bir partiye, derneğe üyeyim... Üye olduğum tek kuruluş Türkiye Gazeteciler Cemiyeti. Ülkemin geleceğinden kaygı duyuyorum. Bugünkü iktidarın Türkiye'yi karanlık bir geleceğe sürüklediğini söylüyorum programlarımda. Düşüncelerime önem veren birçok kurumun düzenlediği toplantılara, konferanslara katıldım. Bunların hiçbirinin doğrudan CHP'yle ilişkisi yoktu. Doğru; Ankara'da CHP'nin seçim otobüsünün üzerinde bir konuşma yaptım. Ama bu toplantı iddia edildiği gibi CHP'nin mitingi değildi. Cumhuriyet Kadınları Derneği ile 128 sivil toplum örgütünün birlikte düzenlediği bir mitingdi... CHP sadece kürsü olarak kullanılması için bir otobüs tahsis etmişti. Benim bütü