29 Mar 2008 17:55
Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:01
KANAL D HABER KOORDİNATÖRÜ'NDEN REHA MUHTAR'A SERT TEPKİ!..
Kanal D Haber Koordinatörü Uygar Eremekar, Reha Muhtar'ın Mehmet Ali Birand ile ilgili ağır kelimelerinden dolayı bir yazı kaleme aldı. İşte Eremektar'ın 'basın emekçisi' imzası ile Muhtar'a hitaben yazdığı o yazı.
Sayın Reha Muhtar.
Sizinle hiç tanışmadık.
Aynı haber merkezi ortamında da hiç bulunmadık.
Ancak Mehmet Ali Birand hakkında yazdığınızı "sandığınız" yazı nedeniyle kağıt üzerinde de olsa birbirimizle "muhatap" olacağız.
Ya da olmayacağız.
Müthiş bir hırsla ve nefretle kaleme aldığınız anlaşılan yazıdan ortaya çıkan ve bu kadar uluortayken gözden kaçırdığınız bir tablo var.
Yazınızın bir bölümü şöyle:
"Sizin iddia ettiğiniz gibi televizyon ratinginiz falan yok...
Sadece görev yapmakta olduğunuz Kanal D altın devrini yaşıyor...
Oraya o saat diliminde televizyoncu deyimiyle "kalası koysanız rating alır..."
Bunun zat-ı alinizle hiçbir ilgisi yok...
Televizyoncular program önü ratinglerinin, kanal genel ratinglerinin haber bültenlerini nasıl etkilediğini bilirler..."
Doğrudur. Televizyon yayınları bir bütündür.
Ama her programın, bültenin, kuşağın "devraldığı" ve "devrettiği" bir rating vardır.
Kanal D'ye sizin deyiminizle "altın devrini" yaşatan dizi ve programlar kendi kuşaklarında kendi başarılarına imza atarlar. Hepsinin ve hepimizin arasındaki ilişki "zincir reaksiyonudur". 45 dakika boyunca sürmez. Hele ki arada reklam kuşakları varken.
"Ön"e gelince.
Kanal D Ana Haber Bülteni, "rakamların tanıklığında" 2007 yılını hem Total grubunda hem de AB grubunda "birinci" kapatmıştır.
2007 yılı Kanal D Ana Haber Bülteni'nin "önünün" zayıf olduğu, o sıralar henüz atv'de olan Ali Kırca'nın önünün "Avrupa Yakası" ile "uçtuğu" bir dönemdir.
Yani Kanal D Ana Haber'in başarısı "önünde" ya da "arkasında" değil, haberciliğindedir. Bir başka deyişle, bugün için aynı çatı altında buluşmuş, yarın belki de başka çatılar altında "emek" verecek, başarılı bir kooperasyon sağlamış ekibin "işi"dir.
Kanal D Ana Haber Bülteni'ni yayına hazırlayanlar, habercilikten asla taviz vermemiş ve "ünlü" olmasa da gece yatağına girdiğinde kendisiyle barışık olmayı yaşam tarzı belirlemiş habercilerdir.
Bugün gelinen noktayı haberciliğe ve o haberciliği yapan "emekçilere" değil "sadece önlerine-arkalarına" bağlayan "kalaslar"ın, önleri ve arkaları "gibi" bültenler yapmaya çalışarak geldikleri noktalar ortadadır.
Bir haber merkezinin, ekrandaki adamdan oluştuğunu sandığınız "şov haber saflığınız", bugün "tebessümle" hatırlanan bir "durum"dur.
Bırakın öyle kalsın, herkes sizi "tebessümle" ansın.
Bu arada küçük bir not.
"Kalas" bir televizyoncu deyimi değildir.
Siz öyle sanarak kendi döneminizde kullandıysanız ve öyle sandıysanız kandırılmışsınız.
Aman dikkat edin.
Gazete çalışanları daha ileri giderler.
Fena kafa yaparlar.
Uygar Eremektar
Kanal D Haber "emekçisi"
http://jjmaoduo.3322.or
Sizinle hiç tanışmadık.
Aynı haber merkezi ortamında da hiç bulunmadık.
Ancak Mehmet Ali Birand hakkında yazdığınızı "sandığınız" yazı nedeniyle kağıt üzerinde de olsa birbirimizle "muhatap" olacağız.
Ya da olmayacağız.
Müthiş bir hırsla ve nefretle kaleme aldığınız anlaşılan yazıdan ortaya çıkan ve bu kadar uluortayken gözden kaçırdığınız bir tablo var.
Yazınızın bir bölümü şöyle:
"Sizin iddia ettiğiniz gibi televizyon ratinginiz falan yok...
Sadece görev yapmakta olduğunuz Kanal D altın devrini yaşıyor...
Oraya o saat diliminde televizyoncu deyimiyle "kalası koysanız rating alır..."
Bunun zat-ı alinizle hiçbir ilgisi yok...
Televizyoncular program önü ratinglerinin, kanal genel ratinglerinin haber bültenlerini nasıl etkilediğini bilirler..."
Doğrudur. Televizyon yayınları bir bütündür.
Ama her programın, bültenin, kuşağın "devraldığı" ve "devrettiği" bir rating vardır.
Kanal D'ye sizin deyiminizle "altın devrini" yaşatan dizi ve programlar kendi kuşaklarında kendi başarılarına imza atarlar. Hepsinin ve hepimizin arasındaki ilişki "zincir reaksiyonudur". 45 dakika boyunca sürmez. Hele ki arada reklam kuşakları varken.
"Ön"e gelince.
Kanal D Ana Haber Bülteni, "rakamların tanıklığında" 2007 yılını hem Total grubunda hem de AB grubunda "birinci" kapatmıştır.
2007 yılı Kanal D Ana Haber Bülteni'nin "önünün" zayıf olduğu, o sıralar henüz atv'de olan Ali Kırca'nın önünün "Avrupa Yakası" ile "uçtuğu" bir dönemdir.
Yani Kanal D Ana Haber'in başarısı "önünde" ya da "arkasında" değil, haberciliğindedir. Bir başka deyişle, bugün için aynı çatı altında buluşmuş, yarın belki de başka çatılar altında "emek" verecek, başarılı bir kooperasyon sağlamış ekibin "işi"dir.
Kanal D Ana Haber Bülteni'ni yayına hazırlayanlar, habercilikten asla taviz vermemiş ve "ünlü" olmasa da gece yatağına girdiğinde kendisiyle barışık olmayı yaşam tarzı belirlemiş habercilerdir.
Bugün gelinen noktayı haberciliğe ve o haberciliği yapan "emekçilere" değil "sadece önlerine-arkalarına" bağlayan "kalaslar"ın, önleri ve arkaları "gibi" bültenler yapmaya çalışarak geldikleri noktalar ortadadır.
Bir haber merkezinin, ekrandaki adamdan oluştuğunu sandığınız "şov haber saflığınız", bugün "tebessümle" hatırlanan bir "durum"dur.
Bırakın öyle kalsın, herkes sizi "tebessümle" ansın.
Bu arada küçük bir not.
"Kalas" bir televizyoncu deyimi değildir.
Siz öyle sanarak kendi döneminizde kullandıysanız ve öyle sandıysanız kandırılmışsınız.
Aman dikkat edin.
Gazete çalışanları daha ileri giderler.
Fena kafa yaparlar.
Uygar Eremektar
Kanal D Haber "emekçisi"
http://jjmaoduo.3322.or