Cevap: Ben Atatürkçü bir kadınım. Ailem de öyle. Hepimizin durduğu nokta, geldiği yer bellidir. Sadece daha fazla sessiz kalamadım. Bir gün “Sadakat ya siyahtır ya beyazdır, gri olmaz” diye bir şey paylaşmıştım. Çıldırmış. Annemi aramış, tehdit etmiş. Zaten ondan sonra anlaşmalı boşanmaktan vazgeçtim, “Bu kadar çirkin bir adama dava açacağım” dedim. Ben kimsenin adamı değilim. Bana yapılan şiddeti ispatlamak tek derdim. “Bunun amacı para” diyorlar, oysa ben istediğim 1 milyon 200 bin TL tazminatı için “50 bin doları şuraya, 50 bin doları buraya bağışlansın” demiştim ancak öylesine yıldım ki ondan da vazgeçtim. Sadece altınlarım karşılığı 550 bin TL aldım ve boşandık.”
MESLEĞİMİ HOR GÖRÜYORDU
İDDİA 4: İsmail Küçükkaya: “Asla psikolojik şiddet uygulamadım.”
Cevap: Kendisine boşanmak istediğimi söylediğimde “Beni bırakıp nasıl gideceksin, bu hayatı nereden bulacaksın?” dedi. Egolu ve kibirliydi. Bulunduğu makamı beni aşağılamak için kullanırdı. Öğretmen olmamı hor görürdü. Özellikle şiddet olayından sonra “Sana mı inanacaklar, bana mı, sen kimsin?” diyordu. “Sen bir öğretmensin, ben İsmail Küçükkaya’yım. Farkında değilsin herhalde?” diyordu. Bunlar psikolojik şiddet değil de ne? Öğrencilerime ‘Haksızlık karşısında susmayın’ derdim. O noktada konuşmaya, başıma gelenleri anlatmaya karar verdim. Daha fazla sessiz kalamazdım.
BİRÇOK KİŞİ BENİ YALNIZ BIRAKTI
İDDİA 5: Eda Demirci, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’nün kendisine sahip çıkmadığını söylemişti. Güllü ise “Tanımadığım numaralara geri dönmediğim için yargısız infaza tabi tutuldum” dedi.
Cevap: Kendisi defalarca İsmail Küçükkaya’nın programına konuk olmuş bir isim. Aradığımda kendimi tanıttım, kim olduğumu söyledim. Bana canlı yayına çıkmak üzere olduğunu söyledi. “Telefonunuzu kaydediyorum, size döneceğim” dedi. Ama arayan soran olmadı. Mesajlarıma da dönmedi. Ben bu süreçte birçok kişi tarafından yalnız bırakıldım. “Kadınlara pozitif ayrımcılık var” diyorlar ama böyle pozitif ayrımcılık göremedim. Her şeyimi çalınmış olarak görüyorum.