KAMUOYU MEDYAYA GÜVENİYOR MU? İŞTE BU KRİTİK SORUNUN YANITI!..
Estima Araştırma'nın Marketing Türkiye için yaptığı, "Medyaya duyulan güven araştırması" medya sektörünü karıştıracağa benziyor.
Estima Araştırma'nın Marketing Türkiye için yaptığı, "Medyaya duyulan güven araştırması" medya sektörünü karıştıracağa benziyor. Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 63,3'ü medyadaki bazı gündem maddelerinin doğru olduğuna inanmazken, yüzde 69,3'ü de bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratıldığına inanıyor. Hatta medyaya olan güven de ortalamanın çok aşağısında... İşte araştırmadan çıkan çarpıcı sonuçlar:
Halkın, Siyasetin ve Medyanın Gündemi Örtüşmüyor: Kamuoyu büyük ölçüde, medyanın halkın gündemini yansıtmadığına inanmaktadır. Her 10 kişiden yaklaşık 6'sı halkın gündemi ile medyanın gündeminin örtüşmediği görüşünde birleşmektedir.
Güven Algısına Etki Eden Temel Unsur / Tarafsızlık: Araştırmaya katılanların 63,3%'ü medyadaki bazı gündem maddelerinin doğruluğuna inanmadıklarını söylerken, 59,9%'u ise kimi gündem maddelerinin yapay olduğu görüşüne katılmaktadır. Bu olumsuz düşünceler, halkın 35,5%'inin medyanın gündemini takip etmemesi biçiminde sonuçlanmaktadır. Söz konusu güvensizlik medya izleme (satın alma, takip, vb.) alışkanlıklarının da siyasi kamplara göre ayrışmasını beraberinde getirmektedir.
Kamuoyu Medyaya Güven Duymuyor: Medyaya duyulan güvenin, kurumlara duyulan genel güven ortalamasının altında kaldığı görülmektedir. Bu bağlamda medya kamuoyu tarafından güven duyulmayan kurumlar arasında yorumlanmaktadır. Medyadan daha düşük olduğu tespit edilen 3 kurum daha bulunmaktadır. Bunlar; Avrupa Birliği, siyasi partiler ve muhalefettir. Siyasetin halkın gündeminden uzaklaşması, siyasetle birlikte medyaya duyulan güveni de olumsuz etkilemektedir. Bu durumun aynı biçimde devam etmesi halinde, medyaya duyulan güvenin orta vadede düşmeye devam edeceği sonucu doğrulanabilir.
Türkiye'de bilgi kirliliği yaşanmaktadır: Öte yandan, Türkiye'de bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratıldığı ve medyanın da kimi güç odaklarınca bu kirliliğe alet edildiği algısına sahip olan kitlenin oranı 69% seviyelerindedir. Bu görüş özellikle genç ve eğitim seviyesi yüksek seçmenler nezdinde, diğer demografik özellikteki kitlelere oranla yükselmektedir.
Haberlerin Takibinde En Güvenilir Mecra / Televizyon: Ülke gündemini / haberleri takip etme konusunda televizyona (60,7%) diğer mecralara nispeten çok yüksek oranda güvenildiği tespit edilmektedir. Televizyonun ardından, internet (16,7%) ve basın (14,5%) gelmektedir. Hiçbir mecraya güvenmediğini belirtenlerin oranı ise 4,3%'tür. Haberleri en güvenilir bulunan televizyon kanalları sırasıyla TRT 1, Star TV, Kanal D ve ATV'dir. En güvenildiği belirtilen gazeteler ise sırasıyla Hürriyet, Zaman, Sabah ve Cumhuriyet olarak tespit edilmiştir.
Yukarıdaki tabloda, seçmenlerin Türkiye'de uzun zamandır tartışma konusu olan bazı hususlar hakkındaki görüşleri yaş kırılımında incelenmektedir. Oranlar, yöneltilen yargılara inandığını belirten seçmenlerin oranını göstermektedir. Kamuoyu genel anlamda, medyanın halkın gündemini yansıttığına inanmadıklarını, medyanın gündeminin halkın gündemi ile örtüşmediğini belirtmektedir. 45-54 yaşları arasındaki yetişkinler bu yargıya diğer yaş aralıklarındaki seçmenlerden daha yüksek oranda inandıklarını belirtmektedir.
Türkiye'de bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratıldığına ve medyanın bu kirliliğe alet edildiğine inananlarla yaş değişkeni arasında zıt yönlü ilişki olduğu görülmektedir. Diğer bir deyişle, 18-24 yaşları arasındaki gençler bu yargıya en yüksek oranda (73,3%) inandıklarını belirten kesim olurken, oran 55 yaş üzeri yetişkinlerde en düşük orana (60,1%) gerilemektedir. Aynı eğilim, eğitim değişkeninde de gözlemlenmiştir. Yükseköğretim kurumu mezunları nezdinde, söz konusu yönermeye inandıklarını belirtenlerin oranı 90,5% iken, aynı oran eğitimsiz kitlede 47,9%'a düşmektedir.
Medyanın bazı güç odaklarınca yönlendirildiğine inandığını belirten kesimde de demografik değişkenler temelinde benzer ilişkiler tespit edilmektedir. Yükseköğretim mezunları nezdinde bu yönermeye inandığını belirtenlerin oranı 95,9%'a yükselmektedir. Oran ilköğretim kurumu mezunlarında 62,1%, eğitimsizlerde ise 49,0%'a gerilemektedir.
Bulgular özetle, görece olarak eğitimli ve genç kitlelerin, Türkiye'de bir bilgi kirliliği yaşandığı konusunda büyük ölçüde hem fikir oldukları, medyanın bazı güç odakları güdümünde yönlendirilerek bu kirliliğe alet edildiklerine inandıkları yönünde yorumlanabilir.
Medya Halkın Gündemini Yansıtmıyor
Yukarıdaki tabloda seçmenlerin, Türkiye'de uzun zamandır tartışma konusu olan bazı hususlar hakkındaki görüşleri 2007'de oy verdikleri siyasi parti kırılımında incelenmektedir. Oranlar, yöneltilen yargılara inandığını belirten seçmenlerin oranını göstermektedir.
Öte yandan, Türkiye'de bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratıldığına ve medyanın bu bilgi kirliliğine alet edildiğine ve medyanın bazı güç odaklarınca yönlendirildiğine inandığını belirten seçmenler arasında benzerlikler göze çarpmaktadır. Her iki eğilim, 22 Temmuz 2007'de CHP ve MHP'ye oy veren seçmenlerde genel ortalamanın üzerine çıkmaktadır.
Halkın 35,5½'i Medyanın Gündemini Takip Etmiyor
Yukarıdaki tabloda seçmenlerin, medya gündemine ilişkin görüşleri yaş kırılımında incelenmektedir. Oranlar, yöneltilen yargılara katıldığını belirten seçmenlerin oranını göstermektedir.
Araştırma sonuçları, Türkiye genelinde 18 yaş üzeri nüfusun 35,5%'inin medyanın gündemini takip etmediğini ortaya koymaktadır. Bu oran, kadınlarda 38,0%'e, 45-54 yaşları arasındaki yetişkinlerde 40,4%'e yükselerek genel ortalamanın üzerine çıkmaktadır.
Gençler (18-34), diğer yaş grupları ile karşılaştırıldıklarında daha yüksek oranda medyadaki bazı gündem maddelerinin doğru olduklarına inanmadıklarını belirttikleri görülmektedir. Benzer sonuç, ortaöğretim (70,4%) ve yükseköğretim (77,6%) kurumlarından mezun olan kişiler için de doğrulanabilir.
Medyanın gündemini suni bulanlar içerisinde erkekler (64,6%), 35-44 yaşlarındaki yetişkinler (64,3%) ve yine ortaöğretim (70,7%) ve yükseköğretim (85,0%) kurumları mezunları ön plana çıkmaktadır. Medyanın, gündemi tarafsız yansıttığına en yüksek oranda inandığını belirten kitlenin eğitimsiz (35,4%) ve ilköğretim (30,2%) kurumları mezunları oldukları tespit edilmektedir.
Kurumlar Güven oranı
Türk Silahlı Kuvvetleri 77,8
Emniyet/güvenlik güçleri 69,3
Cumhurbaşkanlığı 63
Anayasa Mahkemesi 57,5
Türkiye Büyük Millet Meclisi 54,9
Yargı 50,5
Başbakanlık 47,5
Belediyeler 39,1
Hükümet 36,1
Medya/basın 23,1
Avrupa Birliği 25,8
Siyasi partiler 18,6
Muhalefet 20,1
Güven oranı her bir kuruma "çok güveniyorum" ve "güveniyorum" cevabını veren seçmenlerin toplamını göstermektedir. Ortalama kolonundaki veriler ise, 5-çok güveniyorum ve 1-hiç güvenmiyorum olan ölçek üzerinde seçmenlerin ortalama eğilimlerini göstermektedir. Tüm kurumlara duyulan güven ortalaması 3,23 olarak hesaplandığında Belediyeler, hükümet, medya / basın, AB, siyasi partiler ve muhalefete duyulan güvenin, genel ortalamanın altında kaldığı yorumu yapılabilir. Listede kurumların sıralanmasında ortalama değerler esas alınmıştır.
Öte yandan, Ocak araştırmasının sonuçları son dönemde gündemde yer alan Türk Silahlı Kuvvetlerine duyulan güvenin düştüğü yönündeki bulguları desteklememektedir. Kasım, Aralık ve Ocak verileri, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet / güvenlik güçlerine duyulan güven algılarında istatistiki açıdan anlamlı değişimler olmadığına işaret etmektedir.
Ön plana çıkan bir diğer bulgu da Başbakanlık'a duyulan güvenin ortalamanın üzerinde iken, hükümete duyulan güvenin ortalamanın altında kaldığıdır. Bulgunun, Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın liderlik vasıflarından kaynaklandığı düşünülmelidir.
Yukarıdaki tabloda seçmenlerin, en güvendikleri günlük gazetenin hangisi olduğuna ilişkin görüşleri 2007'de oy verdikleri siyasi parti kırılımında incelenmektedir. Görüşülen kişilere günlük gazetelerin isimleri okunmamış, soruya herhangi bir yönlendirme yapılmaksızın cevap vermeleri beklenmiştir.
BİLGİ NOTU: Çalışmada Türkiye'nin kent ve kır genelinde ikamet eden seçmen nüfusunu temsil eden bir örneklem kullanılmıştır. Örneklem, tespit edilen 22 il ve ilçelerine nüfus büyüklükleri ile cinsiyet, yaş ve eğitim istatistikleri dikkate alınarak göreli dağıtılmıştır. Bu kapsamda 611'i kadın, toplam 1.207 seçmenle görüşülmüştür. Nüfus istatistiklerinde TÜİK'in Ocak ortasında açıkladığı son veriler esas alınmıştır.
Marketing Türkiye