KALLEŞLİĞİN ADI NE ZAMAN GERİLLA OLDU? ERTUĞRUL ÖZKÖK KARAYILAN'A ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
Ertuğrul Özkök, Karayılan'ın bir taraftan "barış mesajı" diğer taraftan "saldırı emri" verdiğini ileri sürdü.
PKK’nın düzenlediği Dağlıca saldırısıyla birlikte 8 şehit
verilirken 16 asker de yaralanmış, eldeki verilere göre ise 26
PKK’lı öldürülmüştü.
BARIŞ MESAJLARI VERMİŞTİ
Hakkari’deki saldırı
ile birlikte terör yine 1 numaralı gündem maddesi haline gelirken,
Radikal yazarı Avni Özgürel’e verdiği röportajda "barış mesajları"
veren Murat Karayılan’a bir tepki de Ertuğrul Özkök’ten geldi.
Karayılan’ın, Özgürel aracılığı ile Türkiye’ye barış mesajı
gönderirken, PKK militanlarına ise "saldırı emri" verdiğini ileri
süren Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök, "Ne gerillası be;
kalleşliğin adı ne zaman gerilla oldu?" diye tepki gösterdi.
İşte Özkök’ün Hürriyet’teki yazısı;
Kandil’deki adam, sana
güvenmiyoruz
Önümüzde 8 çocuğun naaşı yatıyor.
Birinin adı; Umut Bulut...
Anası babası, adını koyarken; belli ki umut bağlamışlar.
Ona, hayata, geleceğe... İyimser bakmak istemişler.
Şimdi o Umut, bulutların üzerinden bize bakıyor.
Ötekinin adı Yaşar Doymuş...
Anası babası, bilseydi ki, yaşamaya doyamadan kopartılacaktı bu
dünyadan;
Verirler miydi hiç bu ismi çocuklarına...
Samet Bütün...
Sözlük anlamına bak, her şeyi anlatıyor:
Karşısında "Sonsuz" yazıyor; "Ebedi" kelimesinin eşanlamlısı.
Sığdı mı şimdi o koskoca sonsuzluk, o bitmez tükenmez ebediyet,
kısacık bir hayata...
"HANİ BARIŞ DİYORDUN ARKADAŞ"
Şimdi hepsi
yukarıdan bakıp bakıp, Kandil’deki o adama soruyor:
"Hani barış diyordun arkadaş..."
Dese ne olur ki;
Kime diyecek?
Nereye diyecek...
Onlar artık suskun.
Bense diyeceğim ki; burası Ortadoğu...
Nedir ki o iki basit kelime... Bir harita kavramı, coğrafi
koordinattan ibaret bir bölge.
Yetmiyor, hiç anlatmıyor, yaşadığımız bu süfli, üçkâğıtçı,
karaktersiz mahalleyi.
Öfkemi bastırmak için, daha aşağılayıcı, daha tiksindirici bir
ifade bulmak istiyorum.
O telaş, o hüsranla, dilime "Orta Şark" kelimesi dolanıyor.
Doğu’ya "Şark" dediğim zaman, hiç olmazsa bir teselli
buluyorum.
O da kesmiyor; sonuna da zekâyı aşağılamak için bulunmuş o en adi
sıfatı ekiyorum.
"Kurnaz" sıfatını yani...
Kurnazlığı, pratik zekâ sanan bu çürümüş karakterin adı kendi
kendine konuyor:
"Orta Şark kurnazlığı..."
O da kesmezse, ortak şark pespayeliği de.
Ne bileyim, üçkâğıtçılık, aşağılıklık de.
"NE GERİLLASI BE"
Kestiği şu racona bak.
Kış gelince, ayağı topraktan kesilip, mağaraya sığınınca...
Barış diye bağıracak, kardeşlik diye haykıracak...
"Birlikte yaşamak istiyoruz" masalıyla hem Türk’ü hem Kürt’ü
uyutacaksın.
Havalar ısınıp, yataktan kalkıp, pusuya yatacak..
Verecek kurşunu, basacak mayını gencecik çocuğun üzerine...
Elinde alev makinesi olsa yakacak cayır cayır.
Ve bunun adı gerilla olacak.
Ne gerillası be; kalleşliğin adı ne zamandan beri gerilla oldu.
"HANİ KÜRDİSTAN’IN HAKİMİ SENDİN"
Bir yandan
yumruklarını göğsüne vura vura "Kürt halkının temsilcisi benim"
diyeceksin.
İmralı ile Kandil birdir mavalı okuyacaksın.
"Dicle boyunda kuş uçsa benden sorulur" diye böbürleneceksin...
Yaptığın katliam bütün vicdanları ayağa kaldırdığında da, süklüm
püklüm konuşacaksın:
"Ne yapalım, mahalli hareketlere mani olamıyoruz..."
Hani o üstüne basa basa telaffuz ettiğin "Kürdistan"ın tek hâkimi
sendin...
Türkiye’yi fareli köy sanan, Kandil’deki gaddar kavalcı...
Bir de verdiğin mülakat yayınlanmadı diye, bize demokrasi dersi
vermeye kalkıyorsun.
Dağa çıkan her gazeteci ile bize yolladığın kaçıncı yaz ninnisi bu
arkadaş...
Ne diyorsun sen şimdi?
Türkiye, Leyla Zana’nın makul sözlerine kulak verdiği için, o
kulağı mı çekiyorsun?
"Ona değil bana kulak ver" mi diyorsun.
Vere vere artık kulak kalmadı. Bizde telekulaktan başka verilecek
bir kulak bırakmadın.
ARTIK KANMIYORUZ
Sabah, Kandil’e gelen
gazeteciye barış mesajı; akşam, dağdaki militana vur emri.
Sonra da bana dönüp, "Dağdaki arkadaş kendi kendine hareket etmiş"
palavrası.
Artık yutmuyoruz. Çünkü ne bahanen kaldı ne de bu kalleş pusuları
üzerine yıkacağın derin devlet.
Artık o kalleş tetikte sadece senin parmağın var.
Anlıyoruz ki; Kürt halkının şerefini, haklarını temsil edecek başka
bir muhatap aramalıyız.
Hiç olmazsa Leyla Zana gibi, bu işin meşakkatini çekmiş, ayakta
kalmış;
Gerektiğinde sözünü esirgememiş, bedelini ödemiş;
Ama hiçbir zaman orta şark kurnazlığına tevessül etmemiş;
Güvenilir insanlar...
Türklerin de, Kürtlerin de konuşmak işte böyle insanlara ihtiyacı
var.
Yatırım Değeri 61 Milyon Tl! Referans Bakırköy’de Metrekaresi5 Bin
Tl!
Bu KanunTaşları Yerinden Oynatacak!
Bu Proje YüzdeYüz Kazandırıyor!
TokiSulukule Konutları Danıştayda!
Gyoder Kentsel Dönüşümün Rant Olarak Görülmemesini
Düşünüyor!
TokiTurkuaz Polsan’da 650 Tl Taksitle!
Toki’den 20 BinLiraya DükkanYabancılar Mülk Alırken Turizm
Bölgelerine İlgi Gösterdi!
‘Tırtıl’ Türkiye’de Milyar Dolarlık Yatırım PeşindeElde Avuçta
NeVarsa Sa-Tı-Yor!
AkbankKonut Kredisi 1491 Tl Taksitle!
Sulukule’den Sonra Fener-Balat-Ayvansaray Projesi İptalEdildi!
Cellini Dream Wave Yuvarlak Yatakla Uykunun Tadına
Varın!
Osram Led Işık Koçtaş Mağazaları’nda Alıcıların
BeğenisineSunuluyor!
Mamak’a 5400 Konut Yapılacak! Ahmet Haluk Karabel KentselDönüşümü
Başlattı!
Emlaktasondakika.Com Sektörün Kurumsal İletişimKoordinatörlerini
Bir Araya Getirdi