25 Haz 2012 14:45 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:50

''KADINLARIN GAZETECİLİĞE KAFASI BASMAZ''

Gazeteci Ahu Özyurt medyada erkeklerin hakimiyetinin çok fazla olduğunu söyledi.

Meslek içinde "kadınların bu meselelere kafası basmaz" diye bir önyargının oluştuğunu ve erkeklerin birbirini kolladığını belirtti.

Ahu Özyurt, muhabirliğin her alanında çalışarak mesleğinde ilerlemiş bir kadın. Hayatın içinde olması kendisine demokrat bir bakış açısı kazandırmış. Siyasetten uzak durmuyor, ama aktif siyaseti de düşünmüyor. En önemlisi de işini keyifle yapıyor. Ara ara ekranlarda görmeye alıştığımız yüzünü bir süredir göremiyoruz. CNN TÜRK’ün haber merkezinde editörlük yaptığından dolayı kamera arkasında. Ama pek yakında kamera önünde olacağının müjdesini sevenlerine vermeyi de ihmal etmiyor. AHU ÖZYURT’la mesleğini, hayata bakışını ve tabii ki gündemi konuştuk. Biz çok keyif aldık. Şimdi sıra sizde.

Diplomasi, muhabirliği, adliye muhabirliği, savaş muhabirliği, finans cafe, gece görüşü haberler sizin çalıştığınız alanlar. Hepsi farklı değil mi bunların?

Muhabirliğin hemen hemen her alanında çalıştım. Onun için sahadaki muhabirin ruh halini de çalışma şartlarını da iyi bilirim. Yine de giderim sahaya. Van’da deprem oldu, on beş gün oradaydım. Bu mesleğin en güzel tarafı muhabirliktir. Savaş esnasında, aktif çatışma içinde değildik ama Irak’ta savaş hali vardı. Amerika bombalıyordu Irak’ı biz o sırada Bağdat’taydık. Geceleri uyanıyorduk, üzerimizden uçaklar uçtuğunu görüyorduk.

Korkmuyor muydunuz?

Kısmen korkuyorsunuz, ama gönüllü olarak gidiyorsunuz. O dönemde Güneydoğu’ya çok fazla gidemedik. Doksanlarda Güneydoğu’da kadın muhabirler biraz eksiktik. Bir miktar çekindiler bizi göndermeye. Belki gönderilebilseydik, başka türlü bir gazetecilik yapılırdı orada.

İşiniz haricinde neler yapıyorsunuz?

Üzerinde çalıştığım bir kitap var. CHP’deki son üç yıllık değişimi yazıyorum. Kemal Bey’in gelişiyle başlayan ve içeride de olan sıkıntıları, tartışmaları, dinamikleri. Günden güne değişen dengeleri anlattığım bir kitap var. Biraz uzun zaman alıyor yazması. Amerika’dayken Obama’nın kampanyasını yazmıştım. Onu çok daha kolay yazmıştım.

Aktif siyasete atılmayı düşünüyor musunuz?

Bir dönem kafamdan geçti, ama her halde artık yapamam. Şunu fark ettim ki; ben yirmi senedir, hayatımın büyük bölümünde yatırımımı mesleğime yapmışım. Ufak tefek çelmeleme ve düşmelere karşı hafif dizimizi yaralamışız filan, ama mesleğim beni hiç yolda bırakmamış. Siyaset böyle bir şey değil, oradaki oyun kurgusu pek kolay anlayabildiğim bir şey değil benim.

İş haricinde bir gününüz nasıl geçer?

Sabah çok erken işe giderim. Akşam eve gelirim. Annem, babam, ablamla birlikte oturuyoruz. Büyükçe bir evimiz var. Kedilerimiz var. Bahçeyle ilgileniriz zaman zaman. Spor yaparım haftada iki- üç. Ama haftanın nerdeyse altı günü çalışıyorum ben. İstanbul’un keyfini çıkarmak biraz zor oluyor tabi.

ERKEKLER HEMCİNSLERİNİ KOLLUYOR

Medyada erkeklerin hâkimiyeti çok fazla. Kadın olmanın getirdiği zorluklar neler?

Son on-on beş senedir kadın yazara ve kadın muhabire biçilen bir misyon şekillendi. Şu konulara girsin, bu konulara girmesin gibi. Magazin, sağlık, eğitim bunlar kadın gazetecilerin kalem oynatabileceği konular, ama mümkünse siyasete girmesin, dış politikada pek laf etmesin, Kürt meselesine değinmesin. Kibarca bunlar yönetimlerde kaide haline geldi, sıkıntı veren bu.

Kadınların bu meselelere kafası basmaz diye mi düşünüyorlar?

Yönetimlerin takdiri bu, yöneticiler birbirlerini kolluyorlar, onun kendi içinde bir düzeni var. Halbuki çeşitlilik anlamında baktığınızda kadınlar daha çeşitli konuları ele alabiliyorlar. Bakıyorsunuz köşe yazarlarına, beş tane kadın, beşi de apayrı şeyler yazmış. Açıyorsunuz erkek yazarları, hepsi HSYK’daki tayinleri yazmış, Kürt meselesine bakışını yazmış, taş çatlasın bir de futbol yazmış oluyorlar.

Medyanın size göre olumsuz olan ve değişmesi gereken yönleri neler?

Eskisi kadar değil ama bir miktar reyting saplantısının azalması gerekiyor. İnternet medyasını ben çok kullanıyorum ama oradaki müstehcenlik çok rahatsız edici boyutta. İki tane tık daha alayım diye kadın vücudunun bu kadar metalaştırılmasına gerek yok. İyi haber sitelerinde iyi habercilik yapılırsa onlar para kazanır. New York Times’ın internet sitesi mayolu kadın fotoğrafı koymuyor ve kâr ediyor.

Sosyal medyayı aktif kullananlardansınız. İşinize faydası oluyor mu?

Çok. Son dönemde orası bizim için iyi de bir haber ajansı olmaya başladı. Yabancı kaynakları, uzmanları yakın takip ettiğimiz bir yer oldu. Bazı milletvekilleri bazı konularda görüşlerini hemen paylaşıyorlar, o işimizi kolaylaştırıyor. Başbakan önce çok kızıyordu, şimdi oranın ruh haline bakıyor, hakikaten bunlar laga luga yapıyorlar diyor ya da bu mesele ciddi diyor ve dikkate alıyor. Bedelli meselesi oradan yürüdü.

BAŞÖRTÜLÜ HAKİM OLUR MU?

Başörtü meselesi bir nebze rahatlasa bile halen tam olarak çözülebilmiş değil. Anayasa ile desteklenmedi, en ufak dengelerin değişmesi etkileyebilir. Kamuda çalışabilme imkanı hala yok. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Muhtemelen “İnsanlar kılık kıyafetleri ve inançları yüzünden herhangi bir ayrımcılığa uğrayamazlar.” diye bir madde anayasaya girecek. Bana göre burada, siz ve sizden önceki kuşak bunun o kadar güzel mücadelesini verdi ki, hakkını teslim etmek gerekiyor diye düşünüyorum. Gencecik kızlar okumak için vatanını terk etti. Bu çok acı. Önce bunu anlayacağız. Ve bu mücadeleyi verenlere de hakkını vereceğiz. Bu mücadele boşuna verilmedi. Hem bir inanç meselesidir hem de bir kadın meselesidir. Benim orada bir tek çekincem hukuk kurumudur, onun dışında bana göre herhangi bir sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum. Hukukta da bana göre Avukatlık serbest olmalı, hakimlik konusunda emin değilim.

Neden emin değilsiniz? Başörtüsü kişinin beynini örtmez, sadece başını örter. Adalet dağıtmasına engel olabilir mi?

O da zaman içerisinde çözülebilir. Ama kamuda bana göre yasak olmamalı. Gidebildiği yere kadar gitmeli. Hakimlikte benim şahsi soru işaretim var. Bu senin hukuk dağıtmana engel midir? Bir tek bunu düşünüyorum.

Böyle söylediğiniz zaman yine erkek egemenlik devam edecek. Aynı görüşte olan erkek hakimlik yapabilirken, olan yine kadına olacak.

Evet, o açıdan haklısın. Düşününce ikna oldum. Demek ki ikna edilmeye ihtiyacım varmış.

UZUN LAFIN KISASI

Boş zamanlarda ne yapar Ahu Özyurt?

Sinemaya giderim, spor yaparım, bol bol okurum.

Sinema mı, dizi mi?

Maddi çekincem olmasa sinema. Dizilerden de bir tek muhteşem yüzyılı izlerim.

Kamera önü mü, kamera arkası mı?

Galiba önü. (gülerek)

Kamera önüyle ilgili bir projeniz var mı?

Bir proje verdik. Bakalım bekliyoruz.

Olmazsa olmazınız?

Galiba İstanbul.

Görsel medya mı basılı medya mı?

Görsel medya.

Hangi kişilik itici gelir?

Gelene ağam, gidene paşam diyen.


Sevda Salihoğlu Dursun / MİLAT GAZETESİ