KAÇ GAZETECİ BAYRAMA CEZAEVİNDE GİRİYOR?
Türkiye, bir bayrama daha dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olarak giriyor.
Türkiye, bir bayrama daha dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olarak giriyor. Hapishanelerde halen 63 gazeteci var. Ayrıca 120’den fazla gazeteci de tutuksuz yargılandıkları davalarda hapis tehdidi altında bulunuyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi yaptığı açıklamada halen tutuklu ve tutuksuz yargılanan gazetecilerin sayılarını verdi. İşte İpekçi’nin yaptığı açıklamalar:
"Devrimci Karargah davasında hapisten çıktıktan sonra yargılanmaları tutuksuz olarak devam eden iki gazeteci (Baha Okar ve Mehmet Yeşiltepe) hakkında "örgüt üyeliğinden" 6’şar yıl 3’er ay hapis cezası verildi.
Son olarak Ergenekon davasında 7’si tutuklu 15’i tutuksuz yargılanan toplam 22 gazeteci de "örgüt üyeliği" ve "hükümeti devirmeye teşebbüs" iddiasıyla 6 yıldan başlayan ve "ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezasına kadar varan mahkumiyetler aldılar.
Türkiye’de "uzun tutukluk süreleri" meselesi artık "ağır hapis cezaları" meselesine dönüştü.
Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün yanı sıra örgütlenme, haberleşme, seyahat, toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi temel hak ve özgürlüklerin kullanılamaz hale geldiği; ifade özgürlüğünün kullanılmasına aracılık etmesi gereken kitle iletişim araçlarının ve medyanın siyasi iktidarın tahakkümü altına girdiği bir ortamda; mahkemelerin bağımsız, adil ve hukukun evrensel ilkelerine uygun kararlar vermesi beklenirdi. Ancak mahkemelerin gerek duruşma salonlarına vatandaşların ve tutuklu yakınlarının girişini yasaklamasının, gerekse "sarı basın kartı" sahibi olmayan gazetecilerin çalıştıkları yayın kuruluşlarından ya da üyesi oldukları meslek örgütlerinden aldıkları kimlik kartlarını veya uluslararası basın kartlarını tanımayarak duruşmayı izlemelerini engellemesinin hiçbir yasal dayanağı yoktur. Siyasi iktidarın basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskı ve yasaklarına, mahkemelerin de katılması endişe vericidir.
Türkiye’de, siyasi iktidarın hukuk dışı uygulamalarının ardından; iktidarların, idarenin, bürokrasinin, güvenlik güçlerinin hukuk dışı karar ve eylemlerini denetleme ve önleme görevi olan mahkemelerin de genel hukuk ilkelerini ihlal etmesi demokrasinin geleceği açısından son derece tehlikelidir.
Bütün baskı ve tehditlere rağmen, halkın, Gezi Parkı ile başlayan ve tüm ülkeye yayılan barışçı gösterilerle korku imparatorluğunu yıkarak özgürlük mücadelesi vermesi umutları artırmaktadır.
Bu bayram vesilesiyle, halkın, demokrasi mücadelesinde bedel ödeyen hapisteki tüm gazeteci, yazar, aydın, bilim insanı, siyasetçi, sendikacı, avukat ve öğrencilere sahip çıkmasını diliyoruz."