'BENİM GİDİŞİM KOVULMUŞUM GİBİ LANSE EDİLDİ!'
* Pınar Altuğ dipten nasıl çıktı?
Dibe vurmadım ki. Basın işler yolunda gitmediğinde onu daha büyütmeyi ve daha kötü göstermeyi sever, bu bir gerçek. Ay ne kadar mutlular diye atılan bir başlık yerine boşanıyorlar mı daha caziptir; negatif insanlara daha cazip gelir.
Çocuklar Duymasın’da evet bir boşanma kararı aldım, bu haberden ilk haberi olan ailemden önce Birol. Aradım, biz boşanma kararı aldık, bunun diziyi etkileyeceğini ya da başka bir yön vereceğini düşünüyorsan ben ayrılabilirim. O da ‘ben böyle bir şeye ihtiyaç duymuyorum, burada anneyi oynayabilirsin’. Ya da şöyle diyeyim, ben dizide hayat kadınını oynasaydım benim namuslu bir evliliğim olamayacak mıydı? Ya da ben katili oynasaydım, akıl hastası bir kadını oynasaydım, normal bir anne olamayacak mıydım? Olabilir mi böyle saçma bir şey? Böyle bir yük, böyle bir koşullandırma kimsenin üzerine konulamaz ama ben, yine de teklif ettim.
Ama öyle bir şey oldu ki, Çocuklar Duymasın benim için çok kıymetli, başka bir şeyler onun üzerine konuşulmamalı. Biz el sıkıştık ve ben gittim. Benim gidişim ben gönderilmişim, kovulmuşum olarak lanse edildi. Çünkü bu daha eğlencelik bir haber. Ben kendim gidince olmuyor! Ben kendim Birol’a ben gidiyorum dedim, o da tamam git dedi. Benim gidişim böyle bakıldığı zaman çok onurlu ve gururlu bir durum, ama kovulmam daha iyi bir haber. Biz yaşadığımız biliyoruz. Biz bu kadar düşman olsaydık seneler sonra yeniden bir araya gelir miydik?
Mesela Karadağlı hep der ki: “O gün sen giderken ben yanında gelmeliydim ya da gitmemeliydin senin elini tutmalıydım” Ama o gün ki aklımızla bunu beceremedik. Bugünkü aklımızla bunu düşünebiliyoruz.