İzmir'deki "Askeri casuslukta kumpas" davası
- FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil üreterek, kumpas kurdukları iddialarına ilişkin 11'i tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada, mahkeme heyeti tutuklu yargılanan 4 sanığın tahliye edilmesine, tutuksuz sanıklardan 3'ünün ise tutuklanmasına karar verdi
İZMİR (AA) - İzmir'deki "Askeri casusluk soruşturması"nda,"Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 11'i tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada, 4 tutuklu sanığın tahliye edilmesine, tutuksuz yargılanan 3 sanığın ise tutuklu yargılanmasına karar verildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz yargılanan bazı sanıklar, müştekiler, taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınan duruşmada sanıklar, suçlamalara ilişkin savunma yaptı.
Tutuklu sanık Yaser Özoğlu, soruşturma sırasında Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğünde amir olduğunu anımsatarak, iddianamede hakkındaki suçlamalardan net olarak bahsedilmediğini, altında paraf ya da imzası bulunan belgelerin hangisinin gerçeğe aykırı olduğuna dair somut iddiaların olmadığını, hazırlanan tape ve belgelerin yasalara uygun olduğunu ifade etti.
İddianamede, 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar mailinin ardından soruşturmanın başlamasında etkili olan belgenin altında imzasının olduğuna dair suçlamayı kabul etmeyen Özoğlu, bununla ilgili belgeyi mahkemeye sundu.
Sanık Özoğlu, İçişleri Bakanlığındaki iki müfettişin araştırmaları sonucu hazırlanan tevdi raporunun İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesiyle yargılandıkları davanın soruşturmasının başladığını, buna ilişkin hazırlanan fezleke ve iddianamenin hukuki olmadığını savunarak haksız yere yargılandıklarını söyledi.
Askeri casusluk davasında yargılanan ve beraat eden Narin Korkmaz'ın eğitimini sürdüğü Denizli'deki evi ile ailesinin İzmir'de yaşadığı ikamette neden eş zamanlı arama yapılmadığına dair suçlamalar hakkında savunma yapan Özoğlu, Korkmaz'ın İzmir'de ailesinin yanında kaldığına dair tespitlerde bulunulduğunu ve iki adreste de eş zamanlı arama yapıldığını öne sürerek, fuhuş içerikli bir soruşturmanın askeri casusluk soruşturmasına değil "Gizli bilgi ve belge bulundurma" soruşturmasına dönüştürüldüğünü, dönemin İzmir Cumhuriyet Başsavcısının da yaptığı basın açıklamasında bunu teyit ettiğini iddia etti.
Askeri casusluk davasında bazı sanıkların birbiriyle bağlantılı olmamasına rağmen soruşturmaya dahil edildiği şeklindeki suçlamayı da reddeden Özoğlu, bunların birbiriyle irtibatlı olduğunu, bunun tape ve şüpheli ifadelerine de yansıdığını ileri sürerek tahliyesini istedi.
Dinlenen sanık, mahkemeye ulaştırılan rapor ve belgelere bir diyeceğinin olmadığını belirten iddia makamı, verdiği mütalaada tutuklu sanık Yusuf Usşen'in sağlık durumuna ilişkin hazırlanan ön raporla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, bir sonraki celsede tanık, mağdur ve katılanların dinlenmesini, tutuksuz sanık Gökay Ersel Gülek, Cem Kendigelen ile Memduh Tosun'un tutuklanmasını ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Tutuklu sanıklar 14 aydan beri tutuklu bulunduklarını, sabit ev adreslerinin olduğunu dile getirerek kaçma ihtimallerinin olmaması nedeniyle tutuksuz yargılanmak istediklerini mahkeme heyetine iletti.
Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından, tutuklu sanıklardan Ramazan Özdemir, Selçuk Küçükarslan, Ali Bekar ve Seyit Ahmet Sarı'nın yurt dışı çıkış yasağı uygulanarak adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine, ayrıca Gökay Ersel Gülek, Memduh Tosun ve Cem Kendigelen'in tutuklu yargılanmasına karar vererek duruşmayı mart ayına erteledi.
- Dava ve iddianame
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-posta üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.
Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı ise daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" gibi suçlamalar yer alıyor.
24 Haziran'da görülen duruşmada 2. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da bulunduğu 8 kişi hakkında tahliye kararı vermişti. Böylece dosyada tutuklu sayısı 12'ye inmişti. 26 Ağustos'ta görülen duruşmada ise tutuklu sanık Yasin Çakmak'ın tutuksuz yargılanmasına karar verilerek Fetullah Gülen hakkında tutuklama kararı çıkartılmıştı.