İzmir'deki "Askeri casuslukta kumpas" davası
- FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil üreterek, kumpas kurdukları iddialarına ilişkin, 12'si tutuklu, 68 sanığın yargılandığı davada, reddihakim talebi, üst mahkemece kabul edilmedi- Savunma yapan sanıklardan Hatay Vali Yardımcısı Uysal: - "FETÖ'nün asker ve sivil memurlar hakkında düzenlediği kumpası..
İZMİR (AA) - İzmir'deki "Askeri casusluk soruşturması"nda, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin, 12'si tutuklu, 68 sanığın yargılandığı davada, bir sanığın reddihakim talebine, üst mahkeme tarafından ret kararı verildi.
2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki, "Askeri casusluk soruşturması" için hazırlanan İzmir Adliyesi Sosyal Tesisleri Konferans Salonu'ndaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz yargılanan bazı sanıklar, müşteki ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt alınan duruşmada, mahkeme başkanı, Eskişehir'de başka bir suçtan tutuklu bulunan ve açığa alınan sanık eski Eskişehir Vali Yardımcısı Mesut Kesen'in reddihakim talebinin 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini açıkladı.
Tutuksuz sanıklardan Hatay Vali Yardımcısı Mustafa Uysal, SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmada, soruşturma sırasında Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığını, dönemin savcısı Zafer Kılınç'ın hazırladığı "Askeri casusluk" iddianamesini temelsiz bırakan ve iddianamenin çatısının çökmesini sağlayan kişi olduğunu savunarak, şunları söyledi:
"17-25 Aralık 2013 öncesi birçok yasama, yürütme ve yargı mensubunun FETÖ mensuplarına şirin görünmek için ne usulsüzlükler yaptıkları 17-25 Aralık'tan sonra anlaşılmışken, 2013'ün Ağustos ayında, yani FETÖ'nün hükümete kurduğu kumpastan önce, cesaretle ve hiçbir etki altında kalmadan İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün düzenlediği polis fezlekesi ile Savcı Zafer Kılınç tarafından hazırlanan iddianameyi temelsiz bırakacak ve çatısını da çökertecek raporu yazdım. FETÖ'nün 17-25 Aralık'ta hükümete karşı darbe girişiminden sonra da 'mülki idare soruşturmalarından sorumlu başkan yardımcısı' olarak adı geçen terör örgütü ile mücadele başlattım. FETÖ'nün asker ve sivil memurlar hakkında düzenlediği kumpası ortaya çıkaran ve iddianamelerini temelsiz bırakarak, çatısını çökerten kişinin FETÖ örgütü yöneticisi olabileceğini düşünmek akla ziyandır. Bu suçlama büyük bir haksızlık ve bu haksızlığı kabul etmiyorum. FETÖ ile anılmak kanıma dokunuyor."
Uysal'ın avukatı Mevlüt Evren, 15 Temmuz gecesi millete kurşun sıkan, TSK'nın itibarını zedeleyen ve milletin Meclisi'ni bombalayan FETÖ ile bağlantısı olduğuna inandığı hiç kimsenin müdafiliğini yapmadığını, müvekkilinin ufacık bir bağlantısının olmadığını savunarak, "Müvekkilim meslek hayatı boyunca maklube yememiş, örgütün sohbetlerine katılmamış, Bank Asya'ya para yatırmamıştır. Eğer o yapının içerisinde olsaydı emekliliği yaklaşan birinin bugünlerde daha üst makamlarda olması beklenirdi." dedi.
- Savcı: "Özel hayata dair fotoğraflar dosyaya neden girdi?"
Tutuksuz sanıklardan polis memuru Ziyattin Kurt, "Askeri casusluk soruşturması"nın hazırlık aşamasında yer almadığını, bir şüphelinin ev aramasında imaj alma işlemini gerçekleştirmek için görevlendirildiğini, bu esnada delil yok etmediğini, karartmadığını ve değiştirmediğini, kendisine verilen görev dışında herhangi bir usulsüzlük yapmadığını savunarak, terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmediğini bildirdi.
İddia makamının, "Casuslukla ilgili soruşturmada sanıkların eşleri ya da kız arkadaşlarıyla olan özel hayata dair fotoğrafların dosyaya konulmasında amacınız neydi? "sorusuna, Kurt, "Art niyet olmadan, savcının değerlendirmesine sunmak için fotoğraflar dosyaya konuldu. Algı oluşturmayı düşünmedim." yanıtını verdi.
Tutuksuz sanık Halfeti İlçe Emniyet Müdürü Sadık Özilhan, SEGBİS aracılığıyla yaptığı savunmada, fuhuş soruşturmasının, casusluk soruşturmasına dönüştürüldüğünü sonradan öğrendiğini, casusluk soruşturmasına herhangi bir müdahalesinin olmadığını, fuhuş soruşturmasıyla ilgili belgede 3 parafının olması nedeniyle yargılandığını ve suçlamaları kabul etmediğini bildirdi.
Özilhan, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimin ardından, başlatılan geniş çaplı soruşturmalar neticesinde de açığa alınmadığını, terörle mücadele eden birinin terör örgütüyle suçlanmasının acı bir durum olduğunu ifade etti.
Mahkeme başkanı, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmesine karar vererek, duruşmaya yarına kadar ara verdi.
- Dava ve iddianame
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.
Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı ise daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" gibi suçlamalar yer alıyor.
24 Haziran'da görülen duruşmada 2. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da bulunduğu 8 kişi hakkında tahliye kararı vermişti. Böylece dosyada tutuklu sayısı 12'ye inmişti.