İzmir'deki "Askeri casuslukta kumpas" davası
- FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddialarına ilişkin 12'si tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmaları dinlendi
İZMİR (AA) - İzmir'deki "askeri casusluk soruşturması"nda, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin, 12'si tutuklu 68 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi.
2. Ağır Ceza Mahkemesindeki, "askeri casusluk soruşturması" için duruşma salonu haline getirilen İzmir adliyesi sosyal tesislerinin konferans salonunda gerçekleştirilen duruşmada, bazı sanık ve müştekilerle avukatlar hazır bulundu.
Duruşma, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt alındı.
Tutuklu sanıklardan Taner Aydın, yaptığı savunmada, soruşturma kapsamında İzmir İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını, görevi esnasında herhangi bir usulsüz işleme imza atmadığını, kanunların kendisine verdiği yetkileri kullandığını, sahte belge düzenlemediğini öne sürdü.
Aydın, askeri casusluk davasında yargılanan ve beraat eden Narin Korkmaz ve Safiye Köten'in fuhuş yaptığına dair bilgiler doğrultusunda telefonlarının dinlendiğini ancak GSM hattının kendisine ait olmadığını, Köten ismine kayıtlı hattı bir polis memurunun bulduğunu ifade ederek, dosya kapsamında adı geçen şahsı, istihbarat olarak önleme dinlemesi yapmak için dinlediklerini ileri sürdü.
Önleme dinlemesi sayesinde birçok suçlu ve terör örgütü mensubunun yakalanmasını sağladığını savunan Aydın, "Köten ile Korkmaz arasında fuhuş dışında da konuşmalar gerçekleşiyordu. Korkmaz'ın Köten'e telefonda 'Elimde askeri belgeler var. Bu belgeler Ergenekon ve Balyoz davalarından daha büyük davalara konu olabilir' şeklinde söylediği sözler beni hayretler içinde bıraktı. 18 yaşından küçük bir kadının böyle konuşması, ender rastlanabilecek bir durumdu. İlgimizi çekti. Anormal bir durum vardı ortada, bu işin içinde 'Ne var?' diye takip ettik." dedi.
- Mahkeme başkanı, açığa alınan savcı ve hakimleri hatırlattı
Aydın'ın şüpheliler hakkında verilen dinleme kararlarında savcı ve hakimlerin imzası olduğunu, resmi olmayan herhangi bir işlem yapmadığı yönünde beyanda bulunması üzerine, mahkeme başkanı, "Soruşturma aşamasında dinleme kararının altında imzası bulunan savcı ve hakimler açığa alındı ve haklarında soruşturma devam ediyor." diye konuştu.
Aydın, mahkeme başkanının, "Yetkilerinizi, soruşturmaya yön verecek şekilde, kötüye kullandığınıza dair iddialara ne diyeceksiniz?" şeklindeki soruya, "Yazdığımız talep formlarında askeri casusluk soruşturmasını yönlendirdiğimi düşünmüyorum. Herhangi bir yargıya varmadan sadece istihbarat çalışması yaptık" yanıtını verdi.
Tutuklu sanık Yaser Özoğlu, soruşturma sırasında Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğünde amir olduğunu hatırlatarak, iddianamede kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Özoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu 16 kişinin isminin deşifre edilmesine ilişkin, "Gizli bilgi ve belge bulundurma davasında yargılanan Coşkun Başbuğ ile MİT görevlileriyle olan irtibatını ortaya koymak için o isimleri fezlekeye koyduk. Ancak bu 16 isim şüpheli durumunda değildi. MİT Kanunu çıkmadan önce bunların isimleri fezlekede geçti, ayrıca bunlar soruşturmaya da dahil edilmedi. Ayrıca soruşturmada gizlilik kararı olduğundan, kamuoyunun bu isimlerin bilmesi söz konusu değildir. Dolayısıyla suçlamaları kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Savcısı Alpay Özbek'in, "16 MİT mensubunun ismini, algı oluşturmak için mi fezlekeye yazdın?" sorusunu, sanık Özoğlu, "Algı oluşturmayı düşünmedim" şeklinde yanıtladı.
Mahkeme Başkanı, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmesine karar vererek, duruşmaya yarına kadar ara verdi.
- Dava ve iddianame
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.
Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı ise daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, "silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak" gibi suçlamalar yer alıyor.
24 Haziran'da görülen duruşmada 2. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın da bulunduğu 8 kişi hakkında tahliye kararı vermişti. Böylece dosyada tutuklu sayısı 12'ye inmişti.