23 Şub 2017 14:22 Son Güncelleme: 20 Kas 2018 00:27

İzmir'de FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin dava

- FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu 270 sanıklı davanın görülmesine devam edildi- TSK'dan ihraç edilen eski Ege Deniz Bölge Komutanı Manka: - "İhsan, beni ve gizli tanık 'Kuzgun'u İzmir'deki evine çağırdı. Bana burada Genelkurmay Başkanlığının sıkıyönetim ilan edeceğini...

İZMİR (AA) - İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında açılan ve 270 sanığın yargılandığı davanın öğleden önceki oturumunda, tutuklu sanıklardan eski Ege Deniz Bölge Komutanı Süleyman Manka savunmasına devam etti.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda görülen davanın bugünkü oturumunda, tutuklu ve tutuksuz sanıklardan bir bölümüyle taraf avukatları hazır bulundu.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedilen duruşmada, tuğamiral rütbesindeyken TSK'dan ihraç edilen tutuklu sanık eski Ege Deniz Bölge Komutanı Süleyman Manka, "Kuzgun" kod adlı gizli tanığın ifadesine göre, "(İhsan) kod isimli örgüt mensubuyla onun evinde darbe öncesi görüşme yaptığı" iddialarına ilişkin savunma yaptı.

Manka, 2014 Eylül ayından sonra psikolojik problemlerinin artması nedeniyle soyismini bilmediği Sami isimli bir psikologdan tedavi aldığını ve isminin daha sonra Hasan Coşkuner olduğunu öğrendiği, FETÖ soruşturmasında tutuklu sanık "İhsan" kod isimli kişiyle psikolog Sami aracılığıyla tanıştığını ileri sürdü.

Tanıştıktan sonra "İhsan" kod adlı kişiyle görüşmeye devam ettiklerini anlatan Manka, şöyle konuştu:

"İhsan, beni ve gizli tanık 'Kuzgun'u İzmir'deki evine çağırdı. Bana burada Genelkurmay Başkanlığının sıkıyönetim ilan edeceğini, tarihin belli olmadığını ve bana bu konuda bir emir verilebileceğini söyledi. Bana 'Türk Silahlı Kuvvetleri sıkıyönetim ilan edecek, görev alabilir misin' dedi. Konuyla ilgili sorular sordum ancak sorularıma yanıt alamadım. İhsan bana 'Ankara'ya gidersek daha fazla bilgi alınabilir.' dedi. Kafam karıştı. İşin adını koyamadım. Kesinlikle böyle bir şey yapmayacağımı söyledim. Emir dahi gelse böyle bir faaliyetin içerisinde olmayacağımı söyledim. Sıkıyönetim diye geçti, darbe diye geçmedi. Belirginlik yoktu. Kafamda oturtamadım. Belirsizlik vardı. Devamında hiçbir baskı ve öneri gelmedi. Sonra İhsan'ın evinden ayrıldım." ifadelerini kullandı.

Manka, sonrasında sorularına cevap alabilmek için gizli tanıkla Ankara'ya gittiklerini, burada bir evde tanımadığı 3 kişinin bulunduğunu, ilk başta buranın bir polis ortamı olabileceğini düşündüğünü söyledi. Buradaki 3 kişiden birisinin kendisine, "Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının başta olacağı bir sıkıyönetim ilan edileceğini ve kendisine de görev verilebileceğini" söylediğini ancak kendisinin bunu reddettiğini ve durumdan çok rahatsız olduğu için iki kere tuvalete giderek ortamdan kaçmaya çalıştığını öne süren Manka, şöyle devam etti:

"Şahıslar (selamlaşmak için) bana ellerini uzatırken isimlerini söylemişlerdir belki ama ben hatırlamıyorum. Ankara'ya gitme sebebim kafamın karışması, ne olduğunu anlamaya çalışmak. Ne konuşulacağını, ne teklif edileceğini öğrenmek için gittim. Eğer kabul etseydim planla ilgili bir şeyler söylenecekti. Reddettikten sonra hiçbir soruma cevap alamadım. Kişilerin kim olduğunu tahmin edemiyorum. FETÖ üyesi olmaları yüksek."

- Mahkeme Başkanı tatmin edici bulmadı

Manka, Mahkeme Başkanının, ifadelerini tatmin edici ve inandırıcı bulmadığını belirterek, neden buna karşı bir eylem içine girmediğini sorması üzerine, o gün orada ciddiyetsiz bir ortam gördüğünü ve 2016'da darbe olabileceğini düşünmediği için bir eylemde bulunmadığını iddia etti.

Darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz akşamı, eski İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Ömer Faruk Harmancık'ın aradığını belirten Manka, bu görüşmeye ilişkin şunları anlattı:

"Bana Genelkurmay Başkanlığının sıkıyönetim ilan edeceğini söyledi ve sıkıyönetim emri için 'Ya yayınlandı ya da yayınlanıyor' dedi. 'Birlik personelini toplayabilecek misiniz' diye sordu. Ben 11'e doğru nöbetçi amirimi aradım. Sıkıyönetim direktifini söyledi. Birliklerin emniyete alınması emrini verdim. Yola çıktım. Birliğe girdim. Emri gördüm. Emrin doğru kanaldan geldiğini tespit ettik. İfade tarzı nedeniyle emrin yanlış olduğunu düşündüm. Emir benim masamda kaldı. Gerekli personelin birliğe gelmesini, güvenlik tedbirlerinin alınması için emir verdim."

- İddianame

İzmir'de FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan bin 300 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, Fetullah Gülen'in "birinci" şüpheli olduğu 267 sanığa "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlamaları yöneltilmişti.

Daha sonra hazırlanan ek iddianameyle 3 kişinin daha dosyaya eklenmesiyle sanık sayısı 270'e yükselmişti.

Sanıklar arasında, tamamı Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen, "yurtta sulh konseyi"nce Manisa ve İzmir'de sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan edilen tutuklu sanıklar Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ile Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez de bulunuyor.