27 Nis 2018 08:44 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 02:10

İzleyen 'soygun dizisi' sanıyor! ‘La Casa De Papel’ aslında ne anlatıyor?

Sina Koloğlu, son dönemin popüler dizisini kaleme aldı.

Son dönemin en popüler dizilerinden La Casa De Papel için, gençleri isyana teşvik ettiğine yönelik yazılar yayımlandı. Milliyet Gazetesi yazarı Sina Koloğlu da, Netflix dizisini kaleme aldı.

İşte Sina Koloğlu'nun yazısı:

‘La Casa De Papel’ ne anlatıyor?


'La Casa De Papel' dizisi için, “Gençleri isyana teşvik ediyor aman dikkat!” diyenler oldu! Le Monde gazetesinde bir yazı yer aldı. ‘La Casa De Papel; İsyana Teşvik’ başlığıyla. (‘La Casa De Papel’, une incitation à la rébellion?’ 22 Nisan’da gazetenin internet sitesinde) Peki neyin isyanı?

Ekonomik düzene karşıyız

Yazıda, “İsyan, senaryonun özü” diyor. Pekin nedir özü? ‘Sekiz silahlı soyguncu, Madrit’te darphaneyi basıyor ve 67 kişiyi rehin alıyor. Amaç, kendi paralarını basmak.’ Yazının girişinde ise, ‘Dizi soygun girişimi temasında, toplumsal bir ütopyayı kendine mal ediyor’ şeklinde bir ifade yer alıyor. Projenin ‘Profesör’ karakterinin (Alvaro Morte) soygun ekibini motive etmek için şu mesajı verdiği belirtiliyor: ‘Ekonomik ve finansal sistemi reddetmek.’

Her yerde görülüyor

Yazıda, bu ret olayının, diyalogların özünde ve birçok ayrıntıda kendini gösterdiği söyleniyor. Mesela İtalyan devrimci şarkısı ‘Ciao Bella’nın sürekli çalınması, soyguncuların kıyafetlerinin Guantanamo esirlerininkiyle benzerliği, maskelerinin Anonymous ve Salvador Dali’nin yüz ifadesini çağrıştırması gibi...

Aslında soygun dizisi değil

Yazıda, soygun temasını işleyen dizilerde zamana karşı yarışın olduğunu, halbuki burada tam tersine, uzun bir zaman dilimine ihtiyaç duyulduğu izlenimi verildiği belirtiliyor. Nedeni ise, para basmak için çok fazla zaman gerekiyor... Senaryonun hareket noktasının bu nedenle ‘devrimci’ olduğu yazılıyor. ‘La Casa De Papel’, dünyadaki eşitsizliklere, kapitalist düzene isyanı ‘ütopik bir mesaj’la kara mizah tadında veriyor.

NETFLIX’İN İLGİNÇ DİZİLERİ!

190 ülkede 125 milyon aboneye ulaşan Netflix, “ABD tamam, gözümüz başka kıtalarda” diyerek, üç koldan harekete geçti. Avrupa’nın yanı sıra Orta Doğu ve Afrika pazarına da ciddi giriş yapıyor. Bunu da ‘bölge ülkeleri dizileri’yle gerçekleştiriyor. Çağatay Ulusoy, İpek Gökdel’in ‘Karakalem’ adlı romanından uyarlanan ‘The Protector’da Hakan karakteriyle bu işin önemli ayaklarından biri... ‘Birçok ülkede projeler var. Bunlar arasında ilginç örneklere rastlanıyor. Mesela İtalya’da ‘Luna Nera’ dizisinin hikayesi, 17’nci yüzyılda geçiyor. Şeytan oldukları iddia edilen yedi kadının öyküsünü anlatıyor. Bir başka örnek ise Polonya’dan; ‘1983’... Bir distopya örneği... Ruslar, Polonya’yı işgal ediyor ve buradan hiç çıkmıyor.