03 Şub 2008 12:46 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:55

'İYİ Kİ SPİKER DEĞİLİM YOKSA İKİ GÜNDE İŞTEN ATILIRDIM!..' ÜNLÜ ANCHORMANDEN İLGİNÇ İTİRAFLAR!...

,"Ben muhabirim. Zaten o nedenle insanlar benim yaptığım hataları anlayışla karşılıyorlar. Spiker olsam iki günde işten atılırdım"

İyi ki spiker değilim yoksa iki günde işten atılırdım

Mehmet Ali Birand, Türkiye´nin tek muhabir anchorman´i. Muhabir kelimesinin altını çiziyoruz zira Birand hâlâ tüm röportajlarını kendisinin ayarladığını söylüyor. Yalnız spikerliği sorunlu. Çoğu zaman haber sunarken yaptığı gaflar ve dil sürçmeleriyle eleştiriliyor. Birand,"Ben muhabirim. Zaten o nedenle insanlar benim yaptığım hataları anlayışla karşılıyorlar. Spiker olsam iki günde işten atılırdım" diyor

Hiç şüphe yok ki haberciliğin duayenlerinden Mehmet Ali Birand. Hatta pek çok insan için Türkiye´nin dışarıya açılan penceresi. Ancak Birand ismi herkes için aynı çağrışımı yapmıyor. Zira Birand ya seviliyor ya da nefret ediliyor. O ise bu durumu şöyle açıklıyor: "Türk toplumunda gri renk yoktur. Ya sever ya da nefret ederler. Eğer toplumda gri renk de olsaydı bu kadar çatışan grup olmazdı. Benim yapabileceğim bir şey yok."

Mehmet Ali Birand üç senedir Kanal D Ana Haber´i sunuyor ve aldığı reytinglerle haberleri ilk 10´a taşıyor. Hal böyle olunca diğer kanallarda harekete geçiyor ve artık diziler arası rekabet haber bültenlerinde yaşanacak gibi görünüyor.

- Geçen sezonu en iyi haber bülteni olarak kapattınız. Bu gelişmeyle birlikte haber bültenleri cazibe merkezine dönüştü. Bunu nasıl başardınız?

Ak Parti iktidara geldikten sonra siyasi ortam değişti. Ancak haber bültenlerinin çoğu hâlâ magazin yapıyordu. Kanal D habere gelişimle birlikte bu denge değişmeye başladı. Aslında haberi cazibe merkezine dönüştüren biz değiliz. Halk izlediği haberlerden memnun değilmiş ama yine de bilgi sahibi olabilmek için izliyormuş. Biz topluma seçenek sunduk. Yani 24 saat içinde dünyada ve Türkiye´de ne yaşanıyorsa 45 dakikanın içinde onlara gösterdik. Bunu yaparken siyasi magazin de yaptık. Benim mücadelem magazine karşı değil, cıvık magazine karşı oldu.

- Peki siz ne yaptınız ve bir numaraya oturdunuz?

Haber bültenine dış haberler ve yorum koyduk. İnsanlar futbol maçlarına keyif alabilmek ve sosyal çevresinde konuşacak bir şeyleri olsun diye gidiyor. Artık insanlar ana haberi de arkadaşlarıyla entelektüel tartışma yapabilmek için izliyor. Haberciler açısından da şöyle bir gerçek ortaya çıkıyor: 2006 yılında diğer haber bültenleri de "Demek ki bu iş böyle oluyormuş" diyerek bizimle beraber yürümeye başladı ve haber bültenlerini reytinglerde ilk 10 içerisine soktuk. Bundan sonra hiçbir haberci "Ben öyle cıvık magazin yaparım ki, insanları ekran karşısına kilitlerim" diye övünemez.

- Siz ana habere başladığınızda tereddütleriniz vardı ve ilk zamanlarda reytingleriniz kötü gidiyordu. Hiç `Ben bu işi beceremeyeceğim´ diye düşündüğünüz oldu mu?
Show TV, ATV ve Kanal D´den daha önce de ana haber bülteni için teklif almıştım. Ama o zamanlar kendimi hiç hazır hissetmiyordum. Kabul etseydim belki çok iyi paralar kazanacaktım ama piyasadan silinip giderdim. Üç yıl önce ana habere başladığım zaman reytingler düşüktü. Ama bu işin temelinde sabır ve süreklilik vardır. Yaptığınız işe inanıyorsanız hep sürekli olursunuz.

- Ana haber bülteninde yaptığınız gaflar çok konuşuluyor ve böyle spiker olmayacağı konusunda eleştiriliyorsunuz...
Ben gazetecilikten geliyorum. Başarısız olduğum zaman hep muhabirliğe dönmüşümdür. Bugün hâlâ kendi röportajlarımı ben ayarlıyorum. Zaten muhabir olduğum için insanlar benim yaptığım hataları, dil sürçmelerini anlayışla karşılıyorlar. Ben spiker ols