İTÜ'den alkışlanacak 'yurt' hamlesi! Üniversite bünyesine alındı…
Öğrencilerin, ülke genelinde artan kira sorunu ve barınma ihtiyacına yönelik hamle yapan İTÜ, alkışlanacak bir harekete imza attı. Yönetim, duyarlılık göstermek adına daha önceleri İTÜ’deki kimi vakıflar tarafından işletilen ve sözleşme süreleri biten yurtları kendi bünyesine aldı.
Ülke genelinde, son günlerde artan kiralar ve barınma ihtiyacı öğrenciler için zor durumlara neden oluyordu. Bu gelişme üzerine duyarlılık göstermek adına harekete geçen İTÜ yönetimi, daha önceleri kimi vakıflar tarafından işletilen yurtların sözleşme süreleri biter bitmez, yurtları kendi bünyesine aldı.
“İstanbul Teknik Üniversitesi, ülkemizin en büyük devlet üniversitelerinden biri. Öğrencilerine, öğretim elemanlarına, mezunlarına ve paydaşlarına birçok olanak tanıyan bir eğitim kurumu olmasının yanında, uluslararası başarılarıyla da ülkemizdeki güzide okullardan biri. Özellikle son yıllarda uluslararası akademik sıralamalardaki başarıları ile, fakülte ve bölümlerinin her geçen gün artan akreditasyonları ile de göz dolduruyor. Deyim yerindeyse, ülkemizin uluslararası düzeyde prestijini arttıran sayılı üniversitemizden biri durumunda.
Son günlerde, ülkemizdeki üniversite öğrencilerinin barınma ihtiyacı yükseköğretim alanında en dikkat çeken sorunlardan biri oldu. Son dönemde yükselen kira fiyatları ve her geçen gün artan üniversite öğrencisi sayısı beraberinde barınma sorununu da getirmekte. Bu sorun, tabii ki İTÜ öğrencilerini de yakından ilgilendiriyor.
Geçtiğimiz aylarda, İTÜ yönetimi bu soruna duyarlılık gösterdiğini ortaya koyan birtakım adımlar attı. Halihazırdaki yurt kapasitesini yükseltmek adına daha önceleri İTÜ’deki kimi vakıflar tarafından işletilen yurtların sözleşme süreleri biter bitmez, yurtları kendi bünyesine almak ve bunları doğrudan İTÜ Rektörlüğü’ne bağlı Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından işletmek üzere adımlar attı. Ancak atılan adımlar, belli açılardan taraflı ve saptırılmış biçimde yansıdı medyaya... İTÜ yönetiminin, bu dönemde yaptığı çeşitli kamuoyu duyurularında öğrencileri odağa alan açıklamalar yaptığı görüldü. ‘İstanbul Teknik Üniversitesi, İTÜ öğrencilerinindir’ temasına vurgu yapılan ve öğrencilerin ihtiyaçlarına acil ve kalıcı çözüm üretme çabasının öne çıktığı bu açıklamalar, bazı mecralarda farklı biçimlerde yorumlandı.
Şunu baştan belirtmekte fayda var: Çeşitli fakültelerden ve bölümlerden öğrencilerin görüşlerine başvurulduğunda, İTÜ yönetiminin öğrencisini merkeze alan yaklaşımlarının takdirle karşılandığı bilinmekte. Arttırılan yurt kapasitesinden, yeni dönemde yemekhanede başlatılan kahvaltıya ve sabahları verilen çorba ikramına, yeni açılan etüt merkezlerinden bu yıl başlatılan MaterBee projesine kadar İTÜ yönetiminin öğrenci odaklı yaklaşımı özellikle ilgi çekici.
İTÜ’nün öğrenci odaklı en önemli başarısının ise, bu yıl 2021 yılında YKS’den dereceye girenlere çeşitli burslar vererek bünyesine dahil etmesi olduğunu söylemek mümkün. İTÜ hem verdiği bursla hem de öğrencilerine daha hazırlıktan itibaren vaat ettiği güzel imkânlarla adeta bir cazibe merkezi haline geldi. Öyle ki, İTÜ bu sayede ilk 100’den dereceye giren 5 öğrenciyi, ilk 1.000’den ise toplam 48 kişi öğrenciyi bünyesine katmayı başardı. Bu da hem İTÜ için hem de öğrenciler için büyük bir kazanım. Kısacası İTÜ yönetimi, öğrenciler söz konusu olduğunda süratli bir şekilde aksiyon alan bir anlayışa sahip.
Devlet üniversiteleri bilindiği gibi merkezi bütçeden pay alan ve bunları kullanan bir yapıya sahip. Bu bütçeyi kullanmak anlamında kimi durumlarda sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Örneğin, acil ihtiyaçlar olduğunda merkezi bütçeye bağlı bir kaynak üniversitenin sorunlarını çözemeyebiliyor. Dolayısıyla, birçok devlet üniversitesinde olduğu gibi, İTÜ de bir araştırma üniversitesi olarak, öğrencilerin veya akademisyenlerin ihtiyaçlarının hızlı ve kalıcı biçimde çözülmesi amacıyla zaman içinde çeşitli vakıflar kurma yoluna gitmiş. Bu vakıflar, hem İTÜ mezunlarının yetiştikleri bu güzide kuruma bir nevi gönül borcunu ödemeyi sağlıyor, hem de İTÜ’nün acil birtakım ihtiyaçlarını çözmek anlamında parasal katkılar sunuyor. Ancak kurulan bu vakıflar gün geçtikçe asli vazifesinden uzaklaşmaya ve belli odaklara daha fazla imkân sağlamaya doğru da gitmiş gibi görünüyor. Vakıfların asli konumuna dönmesi ve gelirlerini üniversite üzerinden kazanmak yerine mezun bağışları ile elde etmesi gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde, bu vakıflardan biri olan İTÜ Vakfı’yla yaşanan bir sorun ortaya çıktı. Üniversite içinde artan COVID vakalarıyla ilgili İTÜ yönetimi, İTÜ Vakfı’ndan bir talepte bulundu. Halihazırda otel ve konaklama birimi olarak hizmet veren İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri’nden 10 öğrencisi için oda talebinde bulundu. Ancak, tesisin işletmesini üstlenen İTÜ Vakfı 10 öğrenci için istenen bu talebe ücret gerekçesiyle olumsuz geri dönüş yaptı. Sorun da bundan sonra başladı.
İTÜ kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İTÜ Vakfı tarafından işletilmekte olan Maçka Sosyal Tesisleri’nin kira sözleşme süresi geçtiğimiz Aralık (2021) ayında dolmuş. Dolayısıyla İTÜ yönetimi, İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri’nin işletmesine dair mevcut sözleşmeyi 2022 yılında yenilememe kararı almış. Bu kararda, bahsi geçen talebin reddi etkili olduğu gibi, aynı zamanda İTÜ’lü öğrencilerin artan yurt gereksinimine hızlı ve kalıcı biçimde çözme niyeti de tesir etmiş gibi görünüyor. İTÜ yönetimi, bundan sonraki süreçte Maçka Sosyal Tesisleri’ni bilhassa öğrencilerin, mensupların ve mezunların daha fazla faydasına olacak şekilde işletmek gerektiğini düşünüyor.
İTÜ yönetimi daha öncesinde de buna benzer bir aksiyon almıştı: Rektörlük binasının alt tarafında bulunan halı sahanın işletmesi, bugüne kadar İTÜ Vakfı tarafından yine kiralama usulüyle işletilmekteydi. Ancak İTÜ Vakfı’nın yönetime verdiği ücretle oradan elde ettiği gelir arasında uçurumlar olduğu dile getiriliyordu. İTÜ yönetimi, sadece bu halı sahayı kendi bünyesine alarak buradan elde ettiği geliri neredeyse yirmi katı kadar arttırdığını belirtiyor. Tabii bu gelirin de İTÜ mensuplarına ve bilhassa da öğrencilere burs, yurt ve bunun gibi çeşitli hizmetler olarak aktarıldığını da dile getirmek gerekiyor.
Nihai olarak, öğrencilerin, mensupların ve mezunların ihtiyacını daha hızlı çözmek anlamında İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri’nin işletmesini İTÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı devredilecek. Ancak burada da çeşitli çatlak seslerin çıktığını söyleyen İTÜ yönetimi, tesisin hiçbir şekilde değiştirilmeyeceğini, sosyal medyaya yansıyan çeşitli söylentilere itibar edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Bu tesisin hiçbir şekilde yıkılmayacağını, buraya başka bir bina ya da kompleks yapılmayacağını; yalnızca tesisin odalarının içinde yapılacak ufak tefek değişimlerle daha kullanılabilir olacak biçimde düzenleneceğini bildiriyor.
Son söz olarak şunu belirtmekte fayda var: İTÜ, 2023 yılında 250. yaşına girecek köklü bir eğitim kurumu. İTÜ gibi köklü bir kurumun, öğrencileri ve akademisyenleriyle daha uzun yıllar Türkiye’nin hizmetinde olması herkesin ortak arzusudur.”