İşte Öcalan'ın Nevruz mektubu
Abdullah Öcalan'ın Nevruz dolayısıyla yazdığı mektup, Diyarbakır'daki kutlamalarda okundu.
Abdullah Öcalan’ın Nevruz kutlaması için kaleme aldığı mektup,
Diyarbakır’da kutlamalar için toplanan büyük bir kalabalık önünde
okunuyor.
Mektubu Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder okuyor. İşte Öcalan’ın
mesajlarından satır başları:
Bütün Türkiye 'ye, bütün Orta Doğu halklarının kardeşliğini temsil
eden Nevruz'a gönül veren halklara selam olsun...
Sizin şahsınızda sevgilerimi bütün kadınlara, ülkemin bütün
gençlerine sevgilerimi gönderiyorum. Ben kalperinde barışa yer
ayıran herkese ve sesimizi dinleyen herkese selamlarımı
gönderiyorum.
Ortadogu ve Asya halklarının Newroz bayramını kutluyorum. Şu ana
kadar devam eden süreç çok önemli bir diyalog süreciydi.
Bu süreçten sonuç alınması için devletin samimi adımlar atması
gerekli.
Bizler gencecik fidanları canları, aşkları kül eden savaş ateşini
yine böyle bir günde geçtiğimiz nevrozda söndürmüş ve barış için
meşaleyi yakmıştık.
Sevgili Türkiye halkı, tarih bize göstermiştir ki eğer kararlı bir
barış önderliği gösterilmezse, tarihsel sorunlar sadece bildiğini
okur ve genellikle çok kayıplar yaşanır. En yakıcı şekilde cevap
bekleyen şey, birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam bir
demokrasi ile mi yola devam edeceğiz. Soru budur.
Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur. Şu
ana kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte
iki tarafta da birbirini iyi niyetini, yeterliliğini test etmiştir.
Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme ve uzatma
tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından belli bir
kararlılıkla çıkmıştır.
Kalıcı bir barış için yeterli bir güven oluşturamazlar. Yasal bir
çerçeve kaçınılmaz olmuştur. Barış savaştan daha zordur. Her
savaşın da bir barışı vardır. Bizler direnirken korkmadık,
barışırken de korkmayacağız. Bizim direnişimiz kardeş halklara
karşı değil. Hegomanik karakteri yok sayan, zulüm düzenine karşı
olmuştur.
Barışımız da hükümetler veya devletler için değil Anadolu Kürdistan
ve Mezopotamya halkları içindir. Hükümet bu gerçekliğe uygun bir
çözüm geliştirmekle yükümlüdür. Barış yolculuğumuz Oslo’dan Paris’e
Lice’ye bir çok saldırıya maruz kalmıştır. Bu kirli oyunları bozan
ve boşa çıkaracak olan da bu harekettir yani sizlersiniz.
Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan komplolarla başa çıkmak
sorumluluğumuzdur. Bir çok ırkçı psikolojik harp metotlarını boşa
çıkaracaktır.
Bu barış başta Rojava olmak üzere tüm bölgede ancak demokratik
anayasal çözümlerle pekişecektir.
Kadınlar biriktirdikleri büyük özgürlük potansiyelinin demokratik
gelişmeyle birlikte ekledikleri etik değerlerle bu barışın asıl
taşıyıcısı olacaklardır.
Hareketimiz bir gençlik hareketi olarak başlamış ve hep genç
kalmıştır. Bu barışa yönelik saldırılara karşı barışın yılmaz
savunucuları da yine gençlik olacaktır.
Başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanına savrulmuş
halkımız sesimiz olacaktır.
Umudun tükenmeye yüz tuttuğu her yerde her zaman emsalsiz
iradelerle özgürlüğünü ve sağlığını gözünü kırpmadan veren bütün
yoldaşlarımız en temel dayanağımız olacaktır.
Bütün inançların halkların kültürlerin ve emeğin kendisini özgür
hissedeceği en devrimci duygularımla hepinizi selamlıyorum.
Kendini insanlığa karşı sorumlu sayan herkesi büyük barışımızın
yapı taşı olmaya çağırıyorum.
Selam olsun halkların kardeşleri için sorumluluk üstlenene…
Yaşasın Nevroz yaşasın halkların kardeşliği
Abdullah Öcalan
İmralı Zindanı