21 Şub 2014 13:25
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:57
İşte İlker Başbuğ'un duvarındaki Gırgır kapağı!
Silivri Cezaevi’nde inceleme yapan Meclis heyeti gözlerini gazetecilerle paylaştı.
Vekiller eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile
diğer emekli orgenerallerin kaldığı koğuşun duvarında gördükleri
Gırgır kapağına dikkat çektiler. 23 Mayıs 2012 tarihli Gırgır
dergisi kapağında; sarıklı, cüppeli mollaların orduevine girişini
hicvediliyor.
AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu başkanlığında geçen hafta inceleme yapan Alt Komisyon, tutuklu generallerin süreçle ilgili eleştirilerini de dinledi. İnşaat sektöründe de tecrübeli olan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, cezaevinde kötü fiziki şartların mahkumları kansere kadar götüren riskler taşıdığını savundu. Ağbaba, gözlemlerini şöyle anlattı:
“Çiçek yetiştirmek için bile toprak bulundurmaya izin verilmiyor. Pamuk içine sarımsak koyan mahpuslar bunların alındığını söylediler. Doğu Perinçek ve arkadaşlarının kaldığı koğuşta duvarda Türk Bayrağı ve Andımız asılı, bolca kitap bulunuyor, eski bir TV var. Su bidonlarına sopa eklenerek halter yapılmış. Kuru biber ve sarımsak da asılı. Cezaevinde güneş, toprak olmadığı için mahpuslarda demir eksikliği sorunu mevcut. Bu nedenle mahpusların kan değerleri bozuluyor. 55 yaş üstü herkeste aynı değerler çıkıyor. Kanser olma riskleri artıyor. Akustik çok ciddi sorun. Örneğin bir koğuşta ses yalıtımı sağlamak için duvarlara yumurta kapları yapıştırılmıştı.
İlker Başbuğ, Tuncer Kılınç ve Hurşit Tolon’un yaşadığı koğuşta Atatürk portresi, Andımız, İstiklal Marşı bulunuyor. Gırgır dergisinin bir kapağı ve Zaman Gazetesi’nin fotoğrafını asmışlar. Derginin kapağında orduevine giren mollalar ve arkalarında bunu denetleyen askerler çizilmiş. Zaman Gazetesi’nin fotoğrafında ise ‘Darbe savcılarına tenzili rütbe’ yazıyor. Darbe davalarını yürüten savcıların sürgün haberi bu. 3 masa 2 kitaplık, bir küçük plastik kap içinde plastik çiçek var. Paşaların koğuşuna girdiğimizde iki semaverde yemek pişiriyorlardı. Komisyonu görünce semaveri kapattılar. İlker Başbuğ şu an The Rise of Islamic Capitalism ve Arend Lijphart’ın Demokrasi Modelleri Otuz Altı Ülkede Yönetim Biçimleri ve Performansları isimli kitapları okuyor. Tuncay Özkan ‘Aramalarda sutyenin kopçası dahi çıkarılıyor. Nazlıcan’ı da 3 kez eğiltip öksürtüyorlar. Sadece bize değil ailelerimize de ince arama yapılıyor. 60 yaşındaki teyzeyi de 3 kez eğiltip öksürtüyorlar. Bari ailelerimize, eşimize, çocuklarımıza bunu yapmayın’ dedi.”
İŞTE O KARİKATÜR
AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu başkanlığında geçen hafta inceleme yapan Alt Komisyon, tutuklu generallerin süreçle ilgili eleştirilerini de dinledi. İnşaat sektöründe de tecrübeli olan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, cezaevinde kötü fiziki şartların mahkumları kansere kadar götüren riskler taşıdığını savundu. Ağbaba, gözlemlerini şöyle anlattı:
“Çiçek yetiştirmek için bile toprak bulundurmaya izin verilmiyor. Pamuk içine sarımsak koyan mahpuslar bunların alındığını söylediler. Doğu Perinçek ve arkadaşlarının kaldığı koğuşta duvarda Türk Bayrağı ve Andımız asılı, bolca kitap bulunuyor, eski bir TV var. Su bidonlarına sopa eklenerek halter yapılmış. Kuru biber ve sarımsak da asılı. Cezaevinde güneş, toprak olmadığı için mahpuslarda demir eksikliği sorunu mevcut. Bu nedenle mahpusların kan değerleri bozuluyor. 55 yaş üstü herkeste aynı değerler çıkıyor. Kanser olma riskleri artıyor. Akustik çok ciddi sorun. Örneğin bir koğuşta ses yalıtımı sağlamak için duvarlara yumurta kapları yapıştırılmıştı.
İlker Başbuğ, Tuncer Kılınç ve Hurşit Tolon’un yaşadığı koğuşta Atatürk portresi, Andımız, İstiklal Marşı bulunuyor. Gırgır dergisinin bir kapağı ve Zaman Gazetesi’nin fotoğrafını asmışlar. Derginin kapağında orduevine giren mollalar ve arkalarında bunu denetleyen askerler çizilmiş. Zaman Gazetesi’nin fotoğrafında ise ‘Darbe savcılarına tenzili rütbe’ yazıyor. Darbe davalarını yürüten savcıların sürgün haberi bu. 3 masa 2 kitaplık, bir küçük plastik kap içinde plastik çiçek var. Paşaların koğuşuna girdiğimizde iki semaverde yemek pişiriyorlardı. Komisyonu görünce semaveri kapattılar. İlker Başbuğ şu an The Rise of Islamic Capitalism ve Arend Lijphart’ın Demokrasi Modelleri Otuz Altı Ülkede Yönetim Biçimleri ve Performansları isimli kitapları okuyor. Tuncay Özkan ‘Aramalarda sutyenin kopçası dahi çıkarılıyor. Nazlıcan’ı da 3 kez eğiltip öksürtüyorlar. Sadece bize değil ailelerimize de ince arama yapılıyor. 60 yaşındaki teyzeyi de 3 kez eğiltip öksürtüyorlar. Bari ailelerimize, eşimize, çocuklarımıza bunu yapmayın’ dedi.”
İŞTE O KARİKATÜR