İŞTE İBRAHİM TATLISES'İ HASTANEDE VURACAK OLAN PKK'LI!
Sanatçı İbrahim Tatlıses'in uzun namlulu silahla vurulmasının ardındaki PKK bağlantısı deşifre oldu.
Olayla ilgili tutuklanan BDP Silivri teşkilatında faaliyet gösteren Nihat Şimşek’in PKK kamplarında eğitim gördüğü ortaya çıktı.
İbrahim Tatlıses’e hastanede yapılması planlanan ikinci suikastın da PKK tarafından Nihat Şimşek’e verildiği belirlendi. Şimşek’in evinde yapılan aramalarda bombalı eylem için kullanılması planlanan 2 adet elektrikli infilak kapsülü ve bir ay öncesine kadar Kuzey Irak’taki PKK kapmalarında eğitim aldığını gösteren fotoğraflar ele geçirildi. Ayrıca Tatlıses’in yoğun bakımda bulunduğu Acıbadem Hastanesi’ne ait kroki de aramada bulundu. Soruşturmada tutuklanan BDP Parti Meclisi asil üyesi Ruşen Mahmutoğlu’nun da terör örgütü PKK’nın üst yapılaması olan KCK/TM yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü ve parti yöneticilerinden Irak Erbil’de BDP iritibat bürosu kurmakla görevlendirildiği belirlendi
İhale kavgası
Tatlıses’in Kuzey Irak’ta girdiği ihalelere PKK’nın da teklif verdiği öğrenildi. PKK bağlantısı nedeniyle BDP PM Üyesi Ruşen Mahmutoğlu ve Nihat Şimşek’in aralarında bulunduğu 4 şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Suikast soruşturmasında Tatlıses ile husumeti bulunan Abdullah Uçmak ve grubu üzerinde yoğunlaşan polis, incelemeler ışığında saldırganlara kısa sürede ulaştı. Olay yeri ve çevresindeki yüzlerce kamera görüntüsü, köprü geçişleri mercek altına alındı.
500 bin doları PKK mı verecekti?
Gelen ihbarları titizlikle inceleyen emniyet birimleri, saldırı da kullanılan aracın Uçmak tarafından kiralandığını tespit ederek bağlantılarını araştırmaya başladı. Suikastta kullanıan Kaleşnikofa ise gölet içerisinde bulunmuştu. Suikast sırasında otomobili kullandığı belirtilen zanlı Yunus Ayık mahkemedeki ifadesinde; saldırı talimatını Uçmak’tan aldığını söyledi. Erbil’den geldiği öne sürülen Ersin Altun ile birlikte eylemi gerçekleştirdiklerini itiraf eden Ayık, Uçmak ve diğerlerinin gözcü olarak beklediğini ve Uçmak’m 500 bin dolar para sözü olduğunu anlatmıştı. Saldırıda tetiği çektiği öne sürülen Altun’un 8 yıl önce PKK ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle polis tarafından takibe alındığı öğrenildi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuduğu sırada Irak’ın Erbil kentine geçen Altun’un bu sırada izini kaybettirdiği ortaya çıktı. Saldırıdan yaklaşık 3 ay önce Türkiye’ye giriş yapan Altun’un daha sonra Ruşen Mahmutoğlu`nun yönlendirmesiyle Uçmak’ın yanına yerleştiği belirtildi. Operasyonda arama yapılan ev ve işyerlerinde 500 bin dolarlık bir meblağ ele geçirilememesi saldırının finansını sağlayan güç noktasında poliste soru işaretleri oluşturdu. Abdullah Uçmak, Ersin Altun, Yunus Ayık, Murat Alagöz ve Nazife Erdemir tutuklanmış ancak olayın üzerindeki sis bulutu henüz aralanmamıştı.
"İŞİ TAMAMLAYIN KONUŞMASIN"
Ankesörlü telefon kullanan Abdullah Uçmak’ın yakalanmadan önce Ruşen Mahmutoğlu’na ulaşmaya çalıştığı iddia ediliyor. Mahmutoğlu’na gelen e-posta içeriğinde; "Çok sıkıştık üzerimizdeler. Çıkmamız Lazım. Bitiremeyeceğiz arkadaşa ulaştır" mesajı yer alıyordu. Kuzey Irak’tan gönderilen bir başka e-posta da ise; "Silivri partide Nihat ark. Yarım kalan işi halletsin. Hocanın selamıyla git. 96...34 numaradan ulaş konuşmasın, AKP’ye yaklaşması partiyi sıkıntıya soktu, AKP işbirlikçilerini cesaretlendirdi, bu halkımıza ihanettir. Kolay gelsin" ifadeleri dikkat çekiyordu.
HASTANEDE İKİNCİ SUİKAST
Uçmak ve adamları yakalanmadan önce kendilerine Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) adını veren PKK terör örgütünün paravan oluşumu TAK adına eylem üstlenildi ancak bir gün sonra TAK bunu yalanladı. PKK’nın şehir merkezlerindeki terör eylemlerini üstlenmesiyle bilinen TAK’ 31 Ekim 2010’da Taksim’de gerçekleştirilen canlı bomba eylemini üstlenmişti. Canlı bombanın açık kimliğinin tespit edilmesi ve PKK terör örgütü mensubu olduğunun ortaya çıkarılması üzerine PKK Taksim saldırısını üstlenmemiş, ancak TAK ’Biz yaptık’ demişti. Uçmak’ın evinde yapılan aramada suikast sonrasında bütün gazeteleri temin ederek haberleri yakından takip ettiği görüldü. Evinde ele geçirilen ilaç kutusu üzerinde bulunan telefon numarası ve e-posta adresinin izini süren polis, Ruşen Mahmutoğlu’na ulaştı. Mahmutoğllu’nun KCK/TM yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğü ve BDP Parti Meclisi asil üyesi olduğunun ortaya çıkması üzerine soruşturma derinleştirildi. Parti yöneticilerinden Irak-Erbil’de BDP İrtibat bürosu kurmakla görevlendirildiği öğrenilen Mahmutoğlu’nun aynı zamanda İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat olduğu anlaşıldı. Yakın zaman önce 3 kez Kuzey Irak’a gittiği tespit edilen Mahmutoğlu’nun Tatlıses’e suikast konusunda görüşme yaptığı isimler mercek altına alındı.
"Yoğun bakımda polis beklemiyor"
Şimşek’te ele geçirilen belgelerde dikkat çeken bazı bölümler şöyle:
• Maslak Acıbadem Hastanesi yoğun bakım bölümünde yatıyor.
•Yoğun bakım ünitesi hastanenin ana girişine göre zemin katta yan girişten girildiğinde bir alt kattan giriliyor.
* Hastane girişinde polis bulunuyor yoğun bakımın kapısında beklemiyor, hastane önünde ziyarete gelenlerin yoğunluğu var.
* Yarım kalan işi tamamlayın konuşmasın.