İşte Fethullah Gülen'in yazdığı mektup!
Fethullah Gülen'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderdiği mektubun içeriği açıklandı.
Herkul.org internet sitesinde Fethullah Gülen'in Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'e mektubu bizzat yazdığı ve Gülen'in Başbakan
Erdoğan'a da iki kitap gönderdiği açıklanıyor.
17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından,
Fethullah Gülen'in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yazdığı mektubun
içeriği, Gülen'in sohbetlerinin de paylaşıldığı Herkul.org internet
sitesi tarafından yayınlandı.
Mektubun 21 Aralık'ta bizzat Gülen tarafından yazıldığının
anlatıldığı Herkul.org'daki konuyla ilgili yazıda, süreç şöyle
anlatıldı;
"Sayın Cumhurbaşkanımızın da tartışmaların büyümemesi ve
milletimizin huzuru adına farklı kesimlerle görüşmeler yaptığı,
binaenaleyh muhterem Hocamıza da bir elçi gönderip kendi
düşüncelerini aktarmak ve buranın mülahazalarını öğrenmek istediği
iletildi. 21 Aralık’ta gelip Hocaefendi’yle görüşen ve onun
değerlendirmelerini not eden misafirimiz, yazılı bir metinle
dönmenin çok daha faydalı olacağını söyleyince, muhterem Hocamız,
medyada sözü edilen o mektubu yazıp verdi."
"BAŞBAKANIMIZIN DA HABERİ OLSA..."
Sürecin anlatıldığı yazıda, Gülen'in mektubun içeriğinin Başbakan
Erdoğan'la da paylaşılmasını istediği vurgulanarak, şöyle
denildi;
"O günlerde daha misafirin gelişi teklif edilirken “Bu ziyaretten
mutlaka Başbakanımızın da haberi olsa!” dileğini ifade eden
Hocaefendi, mektupta muhtevanın Başbakan’la paylaşılması arzusunu
da dile getirdi."
İŞTE O MEKTUP:
Yazıda, Gülen'in Cumhurbaşkanı Gül'e hitaben yazdığı ancak
içeriğinin Başbakan Erdoğan'la da paylaşılması dileğini ilettiği
mektubun içeriği de şöyle anlatıldı;
*Adanmış ruhların faaliyetlerini ve müesseselerini, başkaları
“Hizmet”, “Hareket”, “Cemaat” veya “Câmia” gibi farklı
isimlendirmelerde bulunsalar da her tür, her anlayış, her renk ve
her desenden insanın (camide bir araya gelip beraberce saf tutan
inananlar misillü) bir makuliyette ve bir mantıkiyette
buluşmalarının neticesi olarak gördüğünü ve hedef alınması
karşısında çok mahzun olduğunu;
*Daha dershaneler meselesinin konuşulduğu ilk günlerde ricâl-i
devlete değişik vesilelerle milletimiz için faydalı gördüğümüz
müesseselerin kapatılmamasını ve mevcut halleriyle misyonlarını ifa
etmeyi sürdürmesini arzuladığımız hususunun iletildiğini;
*Hizmet gönüllülerinin genel ve sosyal medya aracılığıyla elden
geldiğince nezaket çerçevesinde kendilerini ifade etmelerinin
ortaya atılan itham ve iftiralar neticesinde başladığını ve bu
hususta kanunlar çerçevesinde hukukun gereklerinin
seslendirildiğini; fakat, zamanla içtimai hayat içinde bir çok
insanın hadiseye dahil olması neticesinde maalesef yer yer nezaket
ölçülerinin dışına çıkan bir üslup ile çok çirkin söz ve karşılıklı
isnatların gündemde olduğunu;
"KANUN İŞLEYİŞİ ÇERÇEVESİNDE EMİR VERMEM MÜMKÜN
DEĞİL..."
*Kendisinin, devletin kanun çerçevesinde yürüyen işleyişi hususunda
emir verme, müdahale etme ya da memurları bir noktaya sevk etme
konumunda asla bulunmadığını;
*Bununla birlikte, sohbetlerinde tansiyonun düşürülmesi adına dost,
muhip ve sevenlerine itidal tavsiye edeceğini; özellikle bir kesim
medya kuruluşlarında kara propaganda sayılabilecek yayınların sona
ermesini arzuladığını; bu konuda kendisinin elinden geleni
yapacağını; Cumhurbaşkanımızın da ciddi etkili adımlar atacağına ve
samimi gayretlerle yeniden akl-ı selime dönüşün sağlanacağına
inandığını;
"MEMURLARIN ENGELLENMESİ VE KIYIMI ÜZÜNTÜ
VERİCİ..."
*Kanunların belirlediği vazifeleri yine kanunlar çerçevesinde
yerine getiren memurînin sırf belli bir yere nispet edilerek
engellenmesini ve hatta süreçle hiçbir ilgisi olmadığı halde yine
aynı nispete dayandırılarak tasfiyelerin (daha doğrusu kıyımların)
yapılmasını üzüntüyle izlediğini;
"DEVLET MEMURUNA GÖREVİNİ YAPTIRMAMAK..."
*Devlet memurlarının üzerlerine gidip onları vazifelerini yapmaktan
men etme ve masum vatan evladını sadece belli bir yere nispet
ederek tasfiyeye/kıyıma tabi tutma konusunda kendisi ve sevenleri
sussa bile maşeri vicdanın susmayacağını;
*Şimdiye kadar hayatın değişik alanlarında yalnızca “falan yere
müntesip, falancı filancı..” görüldüğünden dolayı mağduriyete
uğramış pek çok insanın gelip gözyaşı döktüğüne şahit olduğunu;
fakat bunları hiç dillendirmediği gibi o insanlara da sabır ve
vifak tavsiye ettiğini;
*Dünyanın dört bir tarafına dağılmış ve Allah’ın inayetiyle,
kıymetli dostların himmet ve himayesiyle sürekli genişleyen hizmet
hareketinin maalesef önünü kesmeye matuf gayretlerin aşikar hale
geldiğini; bu yakışıksız engelleme faaliyetlerinin önceden
olmamakla birlikte hareketin büyümesi ve genişlemesiyle eş zamanlı
olarak arttığını;
"EĞER AYRIMCILIĞIN ÖNÜ ALINMAZSA..."
*Ayrımcılık ve meşrepçilik gibi hatarlı düşünce ve çirkin işlerin
önü alınmazsa yarın Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri muhiblerinin,
Süleyman Efendi’nin talebelerinin, İlim Yayma Cemiyeti’nin, Menzil
mensuplarının ve diğer meşreplerin/mesleklerin de aynı muameleye
maruz kalacaklarını;
"DÜN NEREDEYSEK, SEÇİM SÜRECİNDE DE AYNI
ÇİZGİDEYİZ..."
*Kendisinin ve sevenlerinin dün neredeyse şu yaklaşan seçim
sürecinde de aynı yerde ve çizgide durduğunu;
*Hep sulh ve huzurun, ittihad ve ittifakın, uhuvvet ve hulletin
yanında yer almaya, kendisine sevgi duyanları da bu yönde teşvik
etmeye çalıştığını; gözünde ahiretin tüllenip durduğu şu yaşından
sonra da başka bir sevda, düşünce ve emelinin olamayacağını;
*Bundan sonra da arkadaşlarına, dostlarına ve sevenlerine itidal
tavsiye ederek huzurun temini adına elinden geleni yapmaya
çalışacağını ve her zaman sulhun takipçisi/destekçisi
olacağını..
BAŞBAKAN'A İKİ İMZALI KİTAP GÖNDERDİ
Yazıda, Gülen'in dershanelerin kapatılması tartışmaları sırasında
kendisine mesaj gönderip "sükut" talep edenlere ve bizzat görüşmek
isteyenlere , “Zahmet buyurmayınız; sulhün yanında duracağımızdan
ve elimizden geldiğince herkesi sükûnete çağıracağımızdan emin
olunuz!” Mesajı verdiği ifade edildi.
Gülen'in son sohbetinin akabinde "hiç hasbihalde
bulunmadığının" ve her fırsatta çevresine “Lütfen güncel olaylarla
oyalanmayalım; imanda derinleşmeye ve hizmetlerimizi sürdürmeye
bakalım" dediğinin anlatıldığı yazıda, şu bilgi de verildi;
"(Fethullah Gülen) Bu güzel niyetinin bir nişanesi olarak, buraya
ziyarete gelen bir dost aracılığıyla sayın Başbakan’a iki imzalı
kitap da gönderdi ve iyi dileklerini ifade etti."