28 Oca 2011 13:34
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:00
İŞTE; “MUHABİRSİZ MEDYA”NIN “ÖZEL RÖPORTAJ YAPMA” FORMÜLÜ! HANGİ GAZETE, KENDİSİNE GÖNDERİLEN AÇIKLAMAYI ''YILIN BOMBA RÖPORTAJI'' DİYE VERDİ?
Ardı kesilmeyen işten çıkarmalarla "muhabirsiz" kalan gazeteler, çareyi masa başında "haber" üretmekte buluyor...VAROL ERSOY yazdı.
Ardı kesilmeyen işten çıkarmalarla “muhabirsiz” kalan gazeteler, çareyi masa başında “haber” üretmekte buluyor…
Takvim Gazetesi, bu işi bir adım daha ileriye götürdü ve “masa başı haber”den sonra “masa başı yılın bomba röportajı”nı da üretti!
Hatırlarsınız; Kanada’da yaşayan Ergenekon Terör Örgütü davasının kara kutusu Tuncay Güney bir süredir ortalıkta görünmüyordu.
Hatta kaybolduğu, öldürüldüğü, gizlendiği iddia ediliyordu.
Güney, on gün kadar önce aralarında Takvim’in de bulunduğu bazı gazetelerin genel yayın müdürlerine bu iddiaları yalanlayan bir “açıklama” gönderdi.
Ama Takvim Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ergun Diler, bu açıklamayı haber olarak kullanmak yerine, “parlatma”yı tercih etti…
Açıklamayı, gazetenin bir kadın editörünün önüne koydu ve “Bu yazıyı soru-cevap haline getir, sonra da imzanı at” dedi…
Kadın Editör, Diler’in istediğini yaptı ve açıklamanın kimi yerlerine “uygun” sorular üretti; ancak, “Benim bu yazıya imza atmam etik olmaz” diyerek ikinci talimatı geri çevirdi.
Takvim; bu yazıyı önce sürmanşetten duyurdu, ertesi gün de “Yılın Bomba Röportajı” başlığıyla yayınladı…
Eminim ki deneyimli bir gazeteci olan Ergun Diler de “röportaj”ın ne demek olduğunu bilir…
Röportajda sorular, açıklamanın arasına sonradan serpiştirilmez…
Kaynakla mümkünse yüz yüze görüşülerek, önceden hazırlanan sorular sorulur…
Tamam; bir gazetenin başarılı olabilmesi için özel habere ve özel röportaja, bunlar için de iyi muhabirlere ihtiyacı var ama…
Keşke genel yayın yönetmenleri, “naylon haber ve röportaj üretmekteki” enerjilerini, patronlardan deneyimli muhabir kontenjanı almak için kullanmayı deneselerdi…
En azından böylesine “komik” duruma düşmezlerdi!
İşte; Tuncay Güney’in o “naylon röportaj”da söylediklerinden bası satır başları:
* Hizbullah terör değil, devlet örgütü...
* Kartal Demirağ’ı eğitenler onları da eğitti...
* Yeni 28 Şubat senaryosu hazırlığı var...
* Hrant Dink’i öldürenlerle Hizbullah, Chicago çetesine bağlı...
* Dışarıdan para alan Türk gazetecilerin listesi var.
* Öldürülen diplomatlarımızın katillerini ASALA’da değil içeride arayın...
* Uğur Mumcu, Hiram Abas’ın adamıydı...
* Bankalardan hortumlanan paralar, Ankara’da paylaştırıldı. Bankaları soyan patronlara yüzde 20 komisyon verildi.
VAROL ERSOY
Takvim Gazetesi, bu işi bir adım daha ileriye götürdü ve “masa başı haber”den sonra “masa başı yılın bomba röportajı”nı da üretti!
Hatırlarsınız; Kanada’da yaşayan Ergenekon Terör Örgütü davasının kara kutusu Tuncay Güney bir süredir ortalıkta görünmüyordu.
Hatta kaybolduğu, öldürüldüğü, gizlendiği iddia ediliyordu.
Güney, on gün kadar önce aralarında Takvim’in de bulunduğu bazı gazetelerin genel yayın müdürlerine bu iddiaları yalanlayan bir “açıklama” gönderdi.
Ama Takvim Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ergun Diler, bu açıklamayı haber olarak kullanmak yerine, “parlatma”yı tercih etti…
Açıklamayı, gazetenin bir kadın editörünün önüne koydu ve “Bu yazıyı soru-cevap haline getir, sonra da imzanı at” dedi…
Kadın Editör, Diler’in istediğini yaptı ve açıklamanın kimi yerlerine “uygun” sorular üretti; ancak, “Benim bu yazıya imza atmam etik olmaz” diyerek ikinci talimatı geri çevirdi.
Takvim; bu yazıyı önce sürmanşetten duyurdu, ertesi gün de “Yılın Bomba Röportajı” başlığıyla yayınladı…
Eminim ki deneyimli bir gazeteci olan Ergun Diler de “röportaj”ın ne demek olduğunu bilir…
Röportajda sorular, açıklamanın arasına sonradan serpiştirilmez…
Kaynakla mümkünse yüz yüze görüşülerek, önceden hazırlanan sorular sorulur…
Tamam; bir gazetenin başarılı olabilmesi için özel habere ve özel röportaja, bunlar için de iyi muhabirlere ihtiyacı var ama…
Keşke genel yayın yönetmenleri, “naylon haber ve röportaj üretmekteki” enerjilerini, patronlardan deneyimli muhabir kontenjanı almak için kullanmayı deneselerdi…
En azından böylesine “komik” duruma düşmezlerdi!
İşte; Tuncay Güney’in o “naylon röportaj”da söylediklerinden bası satır başları:
* Hizbullah terör değil, devlet örgütü...
* Kartal Demirağ’ı eğitenler onları da eğitti...
* Yeni 28 Şubat senaryosu hazırlığı var...
* Hrant Dink’i öldürenlerle Hizbullah, Chicago çetesine bağlı...
* Dışarıdan para alan Türk gazetecilerin listesi var.
* Öldürülen diplomatlarımızın katillerini ASALA’da değil içeride arayın...
* Uğur Mumcu, Hiram Abas’ın adamıydı...
* Bankalardan hortumlanan paralar, Ankara’da paylaştırıldı. Bankaları soyan patronlara yüzde 20 komisyon verildi.
VAROL ERSOY