İstanbul ise kilometrekareye düşen 3 bin 13 kişi ile nüfus yoğunluğu en yüksek kenttir. Yaşam tarzı göçüne karar verenlerin kentteki yaşanabilirlilik düzeyinden memnun olmadıkları söylenebilir. 2022 yılı iç göç istatistikleri kapsamında İstanbul’un verdiği göçün nedenlerine bakıldığında daha iyi konut ve yaşam koşulları için göç edenlerin oranı yüzde 22,08, aile fertlerinden birine bağımlı göçün oranı yüzde 22,83’tür. Aynı zamanda çalışma hayatında görülen uzaktan çalışmanın yaygınlaşması, İstanbul ile diğer metropollerin çevresinde gelişen kent bölgelerdeki istihdam olanaklarının artması gibi değişimler nedeniyle yaşam tarzı göçü giderek daha da kolay hale geliyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE KONUTA ERİŞİMDEKİ GÜÇLÜKLER: Konut sayısının az olduğu ve fiyatlarının belirgin bir biçimde arttığı bir dönemde, kentsel dönüşüm nedeniyle evinden ayrılmak zorunda kalan ev sahipleri ya da kiracılar İstanbul’da yaşayabilecekleri bir evi kiralamakta güçlük çekiyor. Emekliler ve orta alt gelir grubundakiler konuta erişim koşulları nedeniyle farklı çözümler arıyor. Bu çözümlerden biri de kenti ivedilikle terk ederek farklı bir kente yerleşmektir. Kentte üretimin parçası olmayan emeklilerin ve konut edinmekte zorlanan orta ve alt gelir grubundakilerin kentten ayrılması kentsel dönüşümün bir uzantısı olarak değerlendirilebilir. Kentsel dönüşüm sırasında farklı ilçelere ya da kentlere yerleşenlerin artan ekonomik değerden faydalanmak üzere genellikle eski mahallelerine dönmedikleri söylenebilir.
Kentsel dinamiklere bağlı olarak İstanbul’un demografik yapısında yaşanan değişimler yeni kentsel ve toplumsal gelişmeleri beraberinde getirebilir. Söz gelimi son 20 ila 30 yılda çiftlere, ebeveynlerinin torun bakım desteği vermesi başta kadının istihdama katılımının artması olmak üzere farklı olanakların gelişmesine katkı sundu. Ancak emeklilerin kentten göçünün artmasıyla birlikte sosyal desteğin azalması ve bununla birlikte doğurganlığın daha da azalması söz konusu olabilir. Diğer taraftan İstanbul’daki konut ve yaşam maliyetlerinin artması nedeniyle aynı evde yaşamaya başlayan ya da ebeveynlerine maddi destek sunan bireylerin de aileleriyle birlikte yaşama pratiğini devam ettirmek üzere farklı kentlere göç etme eğilimi artabilir. Maddi ve sosyal desteğin iki yönlü de önemli olduğu günümüz ekonomik ve toplumsal koşullarında, nüfus hareketi sadece sayısal bir değişim değildir. Bu nedenle kentsel dinamikleri, nüfus hareketlerini ve bunların birbirleriyle olan ilişkilerini yakından takip ederek atılması gerekli adımlar açık bir biçimde ortaya konabilir. Kaynak: Ekonomist