Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise en radikal tespitleri dile getiren isimlerden. İstanbul’da önümüzdeki yıllarda 6.5 şiddetinde bir depremin gerçekleşme ihtimalinin yüzde 1-2 civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Üşümezsoy’a göre, “Büyük İstanbul depremi fikrini ortaya atan kişinin ABD’li jeofizik uzmanı Ross Stein. Silivri-Yeşilköy arasındaki 50 kilometrelik kırılmayan fay büyük bir deprem üretemeyecek.”
Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul’u etkileyecek büyük depremin 2045’den önce olmayacağını öne sürerken, “Olası İstanbul depreminin 2045 yılından önce olması şaşırtıcı olur” diyor. Ercan, “Geçmişte zamanı belli olan depremler hiçbir zaman belirlenen zamandan önce olmamış. Marmara’da beklenen hiçbir deprem beklenildiği yıldan daha önce olmuyor. Ya tam zamanında oluyor ya da gecikiyor” diye konuşuyor.
Prof. Dr. Sinan Özener, Marmara Denizinde yaşanacak olası büyük depremin ardından tsunami riskinin altını en çok çizen uzmanlardan. Prof. Dr. Özener, tarihsel süreçte 1509’daki depremin 7.4 büyüklüğünde olduğunu dile getirirken, şu tezi savunuyor:
“O tarihte meydana gelen büyük depremde Marmara Denizinde tsunami oluşurken, İstanbul’un kıyı bandında ciddi hasarlar yaşandığını tespit etmiş durumdayız. 1766 depreminde de tsunami dalgaları özellikle Sarayburnu ve Karaköy kıyılarını bile olumsuz etkiledi.”
Prof. Dr. Ziyaddin Çakır, İstanbul’u etkileyen 1912 depreminin bittiği yerden başlayacak yeni bir kırığın doğuya doğru ilerlerken yavaşlayıp durabileceğini öne sürüyor. Prof. Dr. Çakır, “Marmara depreminin beklenenden daha küçük olma ihtimalini artırmaktadır” görüşünü dile getiriyor.