'TALİ FAY' İDDİASI
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Marmara Denizindeki ana fayın genel hareket özelliğinin doğu, batı doğrultulu olmasını dile getirirken, “Ana fay hareket sırasında bazen çevresinde tali (ikincil) faylar oluşturur. İkincil faylar büyük deprem yaratmaz ama 5.7 gibi kuvvetli depremler yaratabilir. Bu ikincil faylar ana faya paralel olacağı gibi çeşitli açılarda konuşlanabilir. İstanbul için büyük deprem riski çok yüksek” tezini gündeme getiriyor.
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Marmara’da, 7.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmesi mümkün” diyen isimlerden. Ersoy, Marmara’da geçmiş tarihte büyük depremler olduğunu sürekli yinelerken, “En büyük deprem de ‘küçük kıyamet’ denilen 1509 depremi. Yıkımları ve ölü sayıları fazla. Dolayısıyla bu deprem bir daha tekrarlanırsa, bu depremin 7.7 büyüklüğünde olacağı düşünülüyor” modelini savunuyor.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise en radikal tespitleri dile getiren isimlerden. İstanbul’da önümüzdeki yıllarda 6.5 şiddetinde bir depremin gerçekleşme ihtimalinin yüzde 1-2 civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Üşümezsoy’a göre, “Büyük İstanbul depremi fikrini ortaya atan kişinin ABD’li jeofizik uzmanı Ross Stein. Silivri-Yeşilköy arasındaki 50 kilometrelik kırılmayan fay büyük bir deprem üretemeyecek.”
Prof. Dr. Ahmet Ercan, İstanbul’u etkileyecek büyük depremin 2045’den önce olmayacağını öne sürerken, “Olası İstanbul depreminin 2045 yılından önce olması şaşırtıcı olur” diyor. Ercan, “Geçmişte zamanı belli olan depremler hiçbir zaman belirlenen zamandan önce olmamış. Marmara’da beklenen hiçbir deprem beklenildiği yıldan daha önce olmuyor. Ya tam zamanında oluyor ya da gecikiyor” diye konuşuyor.