23 Mar 2010 12:38 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:10

"İŞTAHLI EVLADIM, TOSUNUM, SEN BİTTİN!" BİRAND REHA MUHTAR'I YERDEN YERE VURDU!

Birand-Muhtar kavgasında söz sırası Mehmet Ali Birand'da !

Geçtiğimiz hafta Reha Muhtar bir yazı kaleme aldı. İsim vermedi ama Harbiye Orduevi'nde yaşananları okurlarıyla paylaştı.. İsim vermedi dedik, çünkü anlatımlarından Mehmet Ali Birand'ı adres gösterdiği aşikardı..

Bu sözleri de bunun kanıtıydı:

"Son zamanlarda birileri, 'kendilerinin ne kadar demokrat olduklarını, askerler tarafından azledildiklerinde nasıl kahramanca ayakta kalmaya çalıştıklarını' yazıp çizip, ne büyük demokrat olduklarını söylemeye çalışıyor..."

Hatırlanacağı gibi Birand 28 Şubat mağduru olduğunu iddia ediyordu. Bu ağır yazıya bugün Birand cephesinden cevap geldi..

"Tosuncuğa yanıtımdır" diyerek Reha Muhtar'a isim vermeden göndermeler yaptı..

Hem de ne gönderme..

Bakalım Muhtar'ın karşılığı nasıl olacak..

TOSUNCUĞA YANITIMDIR...

Tosuncuk,

Bitmiştin. Yaptığın programlar arka arkaya ‘rating getirmediği’ gerekçesiyle bitirilmişti. Kimse senin yüzüne bakmıyordu. İşte böylesi bir dönemde hakkımda yazdığın onca hakarete, iftiraya karşın seni ‘işe almaya’ karar verdim. Herkesin son bir şansa hakkı vardı. Onu kullandın.

Geçen yıl haber kanalındaki programı sana verdim. Yeniden adından söz ettirdin ve sonra o program bittiğinde, bir sabun köpüğü gibi gene yok olup gittin.

Şimdi köşenden kinini kusuyorsun. Biten programın nedeniyle intikamı soğuk yenen bir yemek zannediyorsun.

Yine yanılıyorsun.

İştahlı evladım! Bu defa ki hakaret ve iftiraların kaynağı olan, o terliklerini giyip köşesine çekilmenin sinirini yaşayan emekli paşa’nın kulağına fısıldadıklarını gerçek sanarak yazdığına göre “son kullanım tarihin” en azından journal olmasa da “jurnal” sektöründe henüz geçmemiş.

Ben gazetecilik sektöründe vefanın bir semt olduğunu öğreneli çok oldu. Onun için senin yazdıkların benim için bir tosuncuğun hezeyanlarıdır.

Ama bir şey var ki evladım biri gerçekten seninle dalga geçmiş. Haklısın geçmişte bana en büyük kötülüğü yapan birinin akrabasının haber kanalında çalışmasına itiraz etmedim. Üstelik bu bir sır da değil.

Yani yine çuvalladın!

Haber Toplantısı programında canlı yayında “İşini iyi yapanlara kapımızın açık olduğunu ve bu nedenle de salt bir akraba olduğu için genç ve başarılı bir insanın mesleki gelişimine hiçbir biçimde engel olmayacağımı” açıkça söyledim.

İnsanlık lisanında buna adalet ve vicdan deniyor. Yani senin bilmediğin bir dilden konuşuyorum. Senin gibi biriyle bile çalışabilmişsem tabi ki genç bir yeteneği, sırf akrabası bana kötülük etti diye işten atmayı kendime yediremezdim.

Şimdi tosuncuk, o Çin atasözündeki gibi yeniden beklemeye başladım. Zira biliyorum ki, nehrin kenarında yeterince sabredersem sen de önümden geçeceksin.