"İSMET PAŞA ÖZBEÖZ TÜRK MÜYDÜ?..ÖLÜMÜNE YAKIN AKLINI ERMENİ ALFABESİNE NİÇİN TAKMIŞTI?"!...DENİZ GEZMİŞ'E TERÖRİST DİYEN İSLAMCI YAZAR KAFAYI BU KEZ İSMET PAŞA'YA TAKTI!..EYGİ İSMET İNÖNÜ İÇİN NE YAZDI?..
Milli Gazete yazarı, popüler kalmak adına son günlerde provokatif yazılar yazmaya başladı. Yoksa Eygi okur sıkıntısı yaşamaya mı başladı!...
Mehmet şevket Eygi / MİLLİ GAZETE
İSMET Paşa, Mustafa Kemal Paşa´nın öldüğüne çok üzülmüş göründü ama işin içyüzü öyle değildir... Zaten dargındılar. Hattâ bir rivayete göre Atatürk ölüm döşeğindeyken İnönü´nün öldüğünü sanıyordu. Bu yüzden onun çocuklarına burs bağlanmasını vasiyet etmişti, Atatürk´ün vasiyetinin tamamı henüz açığa çıkartılmamıştır. Gizli tutuluyor. Niçin? Onu açıklamaktan korkanlar var. Korkularının, çekinmelerinin sebepleri ve gerekçeleri nelerdir? Onları da bilmiyoruz.
İsmet Paşa Cumhurbaşkanı olunca "Millî Şef" unvanını aldı. Şef, Almancadaki Führer´în Türkçesidir. İtalya´da Duçe...
Paşa paralara ve pullara kendi resmini koydurttu. Atatürk´ün ev hapsinde tuttuğu Kazım Karabekir Paşa´yı Meclis Başkanı yaptı. Sağa sola heykellerini, büstlerini diktirdi. Zahiren ah Atatürk, vah Atatürk diyordu ama saman altından kendi saltanatının temellerini atıyordu.
Atatürk ölünce saltanat taraftarları ümide kapılmışlar, Mısır´da yaşayan Şehzade Ömer Faruk Efendiyi tahta çıkartmak için harekete geçmişlerdi. Son Halife Paris´te yaşıyordu ama ihtiyarlamıştı...
Bazıları İsmet İnönü´yü demokrat zihniyetli biri olarak göstermeye çalışıyor. Onun demokratlıkla en ufak bir alakası yoktur. Çoğulculuğa, aykırı fikir ve görüşlere, en ufak bir muhalefete, en doğru bir tenkide tahammülü yoktu.
1944´te milliyetçileri ve Türkçüleri toplattırmış, İstanbul Bahçekapı´daki Sansaryan hanındaki tabutluklara koydurtmuş, feci işkenceler yaptırtmıştı. O tarihte ben çocuktum, Galatasaray´ın Ortaköy´deki ilk kısmında yatılı okuyordum. Rahmetli Hamdune teyzem Cağaloğlu´nda kızı ve damadı ile birlikte oturuyordu. Aynı sokakta Emniyet Birinci Şube Müdürü de ikamet ediyordu. Kısa boylu bir zattı, hanımı Giritliydi, mükemmel Rumca bilirdi. Bir hafta sonu tatilinde teyzeme gelmiştim. Emniyet Müdürü ve ailesi misafirliğe geldiler. Müdür tabutluklarda yapılanları anlattıydı. Dün gibi hatırlıyorum... Daracık hücrelermiş... Tepede kocaman bir ampul, altındaki milliyetçinin beynini kaynatıyormuş. Yere çömelemesinler diye dizlerinin eklem yerlerine sopalar bağlamışlar...
İnönü zamanında bir yandan solculara ve komünistlere de baskı ve zulüm yapılıyordu ama el altından birtakım kızıl şahıslar destekleniyordu.
İnönü başa geçince Müslümanlar ümitlenmişlerdi ama hava aldılar. Onun zamanında bütün din mektepleri kapalıydı. İlahiyat fakültesi yoktu. Cami hizmetlisi yetiştiren hiçbir eğitim müessesesi yoktu. Hocasız köylerde, civardan imam getirilinceye kadar bazen cenazeler kokuyordu.
Medyada kalemşörlük yapan biri kalkmış, "Adnan Menderes, İnönü´den daha fazla diktatördü" diye yazmış. Tamamen hezeyandır. Menderes, İnönü´nün yanında Zemzemle yıkanmış gibidir.
Menderes zamanında baskı yapılmadı mı? Çok yapıldı. En fazla uyanık, şuurlu, idealist Müslümanlar ezildi. 1953´te Malatya´da Ahmet Emin vurulunca bütün yurtta Müslümanlara karşı terör ve dehşet kasırgaları estirildi, toplu tutuklamalar yapıldı.
İnönü zamanında camilerin 10´da sekizi kapalıydı. Bunlar CHP´nin oligarşik rejimi devrildikten sonra halk tarafından tamir edilmiştir.
Hafızasını yitirmiş bir toplum haline geldik. Yakın tarihimizi bilmiyoruz. Atatürk konusunda ileri geri konuşmak yasaktır. "İnönü´nün Hatırasını Koruma Kanunu" diye bir kanun yok. Bari 1938 ile 1950 arasının gerçek tarihi yazılsın.
Atatürk ile İsmet Paşa niçin darıldılar, bozuştular, hattâ çok ser